- Arkasından bir ses Züheyr Züheyr döndü amcasının oğlu koşarak nefes nefese yanına geldi,
- Bir şey söylemesine fırsat vermeden,
- Züheyr ne yaptın sen
- Züheyr şaşırmıştı emmioğlu ne diyorsun sen ne yapmışım
- Amcası oğlu; Züheyr Muhammed için yazdığın hakaret şiiri için Züheyr öldürülmeli demiş,
- Ya öyle mi diyebildi.
- Amcasının oğlu; Züheyr ne oldu sana sen değil miydin her yerde Mekke’de bir adam varsa o da EMİN insan Muhammed’dir diyen.
- Kulakları zonkluyordu orada bir taşın üstüne çöktü, amcası oğlu bir şeyler daha söyledikten sonra gitmişti.
- Gözünün önünde yıllarca önce Pazar yerinde İmrül Kays’ın ‘‘ Yerde ibret var gökte haber var bir peygamber gelecek ’’ dediğinde aklından buna layık insan Muhammed’dir diye geçirmişti.
- Züehyr parada menfaatte temiz olmayan insanlardan nefret ederdi adam dediğin hırsız olmayacak emin ve güvenli olacak derdi, Hz. Muhammed Akabe de iman ettik diyenlerden HIRSIZLIK yapılmayacak sözünü almıştı.
- Kendi kendine ne yaptım ben İsa’ya Allah’ın oğlu diyen yanlış adamlar aklımı çeldiler diye hayıflandı.
- Doğrusu Muhammedi insan olarak çok seviyordu kendisi toplumun en önde gelen şairlerinden biriydi Muallakatı Sebada Kâbe duvarına ( yükseğe asılan yedi yazıda ) mutlaka bir yazısı olurdu her yıl. Kalemi çok kuvvetli idi ama dedi canı çok sıkılmıştı İsa’ya Allah’ın oğlu diyen Hristiyanlara açık açık insan Allah olur mu diye karşı çıktığı halde nasıl yaptım bunu dedi. Muhammed’e gidip özür dileyeceğim peki ya yolda onu öldürürlerse, ne olursa olsun dedi. Muhammedin evine doğru yürüyordu yüzünü örtmüştü kalabalıklardan kaçıp tenhaları seçerek evin yakınlarına gelmişti.
- Komşularından yaşlı bir adam Züheyr nereye böyle deyince bir şey söylemedi adam Züheyr’in yüzüne baktı baktı sen bunu nasıl yaptın Züheyr dedi.
- Sendemi? Evet, bende Müslüman oldum Elhamdülillah dedi yaşlı adam Züheyr senin yazılarını şiirlerini okuyoruz.
- Züheyr Arapça altın devrini yaşıyor günde Kurandan sayfalar elden ele dolaşıyor sende gördün değil mi?
- Evet, dedi Züheyr gördüm.
- Adam devamla senin gibi bir ilim adamı bir şair nasıl bu hatayı yapar dedi git Muhammed’den özür dile.
- Affeder mi? sence
- Onu tanımıyor gibi konuşuyorsun biz sen ben hepimiz ona Muhammedül Emin demiyor muyduk?
- Doğru ucunda ölümde olsa gideceğim dedi komşusundan ayrıldı.
- Gece çok huzursuz ve rahatsız oldu oturup bir şeyler yazmıştı, ne yapacağını bilmiyordu ama üzgün ve pişmandı.
- Kapıya geldiğinde yüzündeki örtüyü açtı ve Muhammedi göreceğim dedi.
- Kapıda bir telaş konuşmalar ve içeriden Hz. Muhammedin sesi duyuldu.
- Gelen Zühery’mi dedi
- Evet ya Resulullah
- Gelsin içeri alın dedi.
- Hz. Muhammed ayağa kalkmıştı
- Züehyr bıçaksız kılıçsız oksuz insan nasıl öldürülür işte sözün gücüde böyledir dedi.
- Züheyr elindeki geceden yazdığı yazıyı gösterdi Hz. Muhammed oku dedi yazıyı sonuna kadar ayakta dinledi ve.
- Sonunda İmrül Kays’ın ‘‘ Yerde ibret var gökte haber ’’ o gelen Nebi sensin Ya Resulullah Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resulullah dedi.
- Hz. Muhammed ona doğru geldi ve elindeki hırkasını Züheyr’in üzerine attı, bundan sonra sen artık İslam’ı öven yazılar yazacaksın dedi.
- O gün bu olayı görenler duyanlar kendilerinden sonra gelenlere anlattılar.
- Anadolu’da şiir yazdığını söyleyenlere sen adam oldun mu delil göster derler şair şayet Hz. Muhammed ile ilgili bir NAT yazmamışsa önce NAT yaz adam ol öyle gel derler.
- İşte, Kaide-i Bürde’nin böyle bir hikâyesi var.
Seyyid Zekeriyya İYİLİK