Toplumsal huzur Kürt ve Türk halkları arasında olmalı, bu halka zulüm eden Türkler değil, Türkleri de en az Kürtler kadar rahatsız eden karanlık bir devlet üzerimizde silindir gibi geçti.

Jontürkler iki kelime Türkçe ile Türk vatandaşlarımızı aldatıp, iman, edep ve tarihi müktesebatını onlardan aldılar, insanı insan eden şahsiyetidir hangi dili konuşmuş o işin sonraki kısmıdır. Bu gün artık bu işin farkına varılmış, yakın tarihimizde kahramanı hain, haini kahraman gösteren ve yabancılar tarafından yazılan bir tarihimiz var, maalesef!

Kısa ve öz Kürtler ve Türklerin temel dinamikleri bir ‘Çözüm Çalıştayı’ için bir araya gelip yeterince hesb-i hal edecekler, o kongrede dile getirilen asgari müştereklerden bir deklarasyon oluşur, 6 ay gibi kısa bir sürede 81 ilde organizeli bir şekilde vatandaşlara izahatı yapılır, kamuoyundan alınan destekle yasal ve anayasal düzeyde alt yapısı hazırlanır ve toplum rahat bir nefes alır.

Kürtlerin temel dinamiklerinden oluşup sözcülüğünü Yahya Munis’in yaptığı 70 kişilik bir listemiz var, bu çalışmanın yolunu yordamını 7 yıldır aramızda tartışıyoruz. Bu çalışmanın nasıl yapılacağının projesi elimizde. Bu konuda Kürtlere iş bırakılırsa bu sorun daha kolay çözülür, siyasilerin manevralarıyla ancak konjoktürel pansuman tedbirler alınır, o da kalıcı tesir bırakmaz.

Tarihe bakın Yavuz Sultan Selim ile Molla İdris-i Bitlisi arasında imzalanan 15 maddelik anlaşma ile 300 yıllık bir sükunet sağlanmıştır.

Bu anlaşmadan dikkat çeken iki husus vardı, birincisi İdris-i Bitlisi’nin hazırladığı anlaşma maddelerinden birine dahi Sultan Selim itiraz etmemiştir, diğeri Sultan, İdris-i Bitlisi’ye beyliklerin atamaları için verdiği boş fermannamelerin bir tanesini dahi kullanmamıştır. İstanbul’daki İdris-i Bitlisi tepesinin adını Piyerloti  tepesi yapan akıl hala da bizimle oynuyor!

Peki bu anlaşma nasıl bu kadar rahat yapılmıştı?

Çünkü ikisinin de aklı hürdü, başkasının hesabıyla kaplık oturmuyorlardı, tek dertleri huzur ve sükunet sağlamaktı ve başarılı da oldular.

Şu andaki biri diğerinden beslenen birinin dayandığı Tanrı tanımaz Kandil diğerinin ise dünyanın en şedit küfür sistemi olan Kemalizm, peki bu iki yanlıştan beslenen bir akıl bu millete huzur getirebilir mi? Kesinlikle hayır! Ne demişler “kem aletle kemalat oluşmaz.”

Bu ülkeye huzur getirmek istiyorsak İlahi Öğretiden yararlanmak lazım.

İslam inancından beslenen, saf bir kalp ile 7 madde yazmak gerekirse “Kıyası nefs mizani adalettir” düsturu gereği ülkemizin huzur ve saadeti için şunlar yapılabilir diye düşünüyorum.

1-Bütün sorunlarımızın altında Kemalist sistemin parmağı var, dolayısıyla yeni yüzyılda bundan zinhar kurtulmak lazım.

2-Devletin eliyle yapılan binbir haksızlıktan dolayı Devlet adına özür dileyip meydana gelen tahribatı telafi etmek lazım.

3-Kürt halkının milli mücadele esnasında verdiği çabayı anlatmak lazım, Miralay olarak Bediüzzaman, Kürt General olarak Halit Beg-ı Cibran, Şehy Sait ve arkadaşlarının ülke müdafaasında verdikleri çabayı tarih kitaplarına yazdırmak gerekir. Bizim köyümüzden 80 kişi sefere gitmiş sadece bir tanesi dönmüş o da bir gözünü kaybetmiş, babası da şehit. Bu halk nasıl hain oluyor peki.

*Diyarbekir’li Kürt Reşo’nun İzmir’de Yunan bayrağını nasıl indirip Ay-yıldızlı Bayrağı göndere çektiğini anlatmak lazım.

4-Kürtçenin ama’sız tanınması lazım, Kürtçeyi konuşma, Öğrenme ve hatta Anadille eğitim de dahil önünün açılması lazım. Bu dili PKK ile yan yana getirmemek lazım.

PKK’nin eski karanlık devletin bir aktörü olarak karşımıza çıktığı onu oluşturan JİTEM’in ortadan kaybolduğu gibi o ceberut yönetim de tarihin karanlık sayfalarına gömüldü, PKK’de bir şekilde devre dışı bırakılmalıdır. Ama PKK JİTEM’in mağdurudur.

5-Ülke bütünlüğü içinde Eyalet yönetimini getirmek lazım, zaman cesur olma zamanıdır, ülke bölünür diyen insanları bir kenara bırakın,  Kürtlere kalsa ülkenin bölünmesine müsaade etmezler, aklımızı ekmek peynirle yememişiz.

6-Cumhurbaşkanımızın forsuna bir yıldız daha eklemeliyiz Eyyubi Hanedanlığı mesela, Kürt o forsa baktığı zaman kendini orada görmelidir. Yani Kürdü Kürt olarak kabul edeceksiniz.

7-Dünyanın 40 ülkesinde Kürtler yaşıyor bunların sorun ve sıkıntılarında onlara hamilik yapmak için Ankara’da Cumhurbaşkanlığı himayesinde Kürt Stratejik Araştırmaları Merkezi(Kürt-Sam) oluşturup diyaspora Kürtlerinin de sempatisini kazanmak lazım.

Bu ülkenin Kerim bir devlet ile yönetilmesini istiyorsak yol budur,  Kerim devlet, milletin huzur ve refahı için çalışan devlettir. Yok eğer hamasiyet siyasetini yaparak günü birlik yaşamak istiyorsak ben bu işte yokum arkadaş, gariban bir vatandaş olarak bir kenarda hayatımı idame edip işime gücüme bakarım.

Şimdi elimizi vicdanımıza koyup bu maddeleri inceleyelim, Allah aşkına bunlardan hangisine şerh bırakılabilir. Hepsi de milletin huzurunu besleyen talepler. Ya cesaretinizi toplayıp doğru işler yaparsınız, ya da her defasında birleri bize ayar verecek.

Bu ülkenin öncülüğünde İslam Birliğini oluşturup dünyanın nizamına ayar vermemiz gerekirken biz nelerle uğraşıyoruz?

Haydi ya Allah, “VİRA BİSMİLLAH” deyip yolumuza devam edelim.