Tweet |
Son birkaç yılda bazı konularda yıl ilan edildi. Mesela İstiklal marşı yılı, emekliler yılı en da aile yılı.
İşin kötü tarafı yılını ilan ettiğimiz sahaya bir katkımız olmadığı gibi
hatta daha da beter ediyoruz!
İstiklal Marşı yılı ilan edilince kendi kendime mırıldanarak “işte bu, artık Ak Partinin tüm etkinliklerine istiklal marşı damgasını vuracak” demiştim, nerdeee? bir ara dayanamadım Kulp kongresinde bir vekile sitem ettim, sağ olsun konuşmasının yarısını İstiklal Marşına ayırdı, evet o istiklal marşı ki anayasanın iki üç maddeleri arasında yer alıyor, ama göz boyamadan ibarettir. Olup biten hadiseler değerlendirilirken kimseden şöyle bir yorum duydunuz mu? “efendim bu yasa istiklal marşının özüne aykırıdır. Hatta benim gibi dertli kimseler hariç bilen bile yok, yani 28 Şubatçılar Namahremimize el attıklarında, Kur’anı Kerim sakıncalı materyal olarak toplanırken, Namaz kılanlar Ordudan atılırken o İstiklal Marşı yine orada duruyordu. Evet İstiklal Marşı yılı ilan edildi ama onun üzerinde temel değerlerimizi gündeme taşıyamadık.
Sonra Emekliler yılı ilan edildi, emekliler sosyal medyaya oyuncak haline getirildi, yok efendim emekli ikramiyeleri ne olacak? Kök maaş diye bir musibet ortaya atıldı, cumhuriyetin 100.yılı itibariyle 5000 lira emeklilere ikramiye verildi ama bir baktık ki türlü türlü gerekçelerle milyonlarca emekliye bu ikramiye verilmedi, benim adıma bir şirket vardı devlete vergi ödüyordum bana da o ceza yazıldı, bu pinti kararları kim alıyor anlamakta zorlanıyoruz. Anadolu insanı bu kadar dengesiz olmamalıydı ama maalesef bu yanlış yapıldı sonra düzeltildi ama iz bıraktı. Hele ki sıra dışı bir uygulamayla memurlara yapılan seyyanen zammın ilk sefer memur emeklisine verilmeyişi o da ayrı bir dert oluştu. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz, bu haliyle emekli memurları ağzını bağlamamız çok zor, mağdur insana siz ne diyebilirsiniz?
Bu sene bir de aile yılı ilan edildi, maalesef dizlerimiz titremeye başladı, artık bu sene ailenin başına bir hal gelir, dün evelsi gün sosyal medyayı karıştırdım şöyle bir manşet dikkatimi çekti, çalışan çocuk annesine 18 BİN lira destek geriliyor, her ne kadar çalışan şartı getirilmesi kendi başına bir yanlış ama iyine de iyi olur diye düşündüm, haberin detayına baktım bir de göreyim Ankara, İzmir ve İstanbul’da yaşamaları şartıyla tek kelimeyle yazıklar olsun, bu tür yanlış kararları kim alıyor? anlamaktan zorlanıyorum.
Ayrıca Aile Anne-Baba ve çocuklardan oluştuğuna göre neden Bakan hep kadındır? Hatta bir şart daha aranıyor KADEM’in rahleyi tedrisatından icazet almış sinsi feminist olma şartı da var. Cumhurbaşkanımız İstanbul Sözleşmesini Reddetti ben o gece yarım saat mutluluk gözyaşlarını dökmüştüm. ama KADEM 6284 numaralı yasanın bu çarpık halinin arkasında duruyor. Mevcut Bakan bu sıkıntının farkında ama bir çaba sarf ederek bunu Meclisin gündemine getiremiyor. Artık şu ASH Bakanlığı üzerinde nasıl bir vesayet var? siz düşünün.
Aile yılı böyle olmaz,peki ne yapılabilir derseniz? Bir kaçını yazayım, merkezi hükumet yerel yönetimlerle iş birliği içinde;
1-Yenin evlenen çiftlere 1+1 dayalı düşeli bir ev birkaç yıllığına sembolik bir kira karşılığında verilebilir.
2-Şu şatafatlı ve bir o kadar da fantezi düğün salonundan vatandaşları kurtarmak için alternatif salonlar yapılabilir, artık öyle olmuş bu düğün salonları günah işleme yarışmasına ev sahipliği yapıyor.
3-Evlen çiftten iş alımlarında erkeğe öncelik verilmesi lazım, söz konusu destek de çalışan kadından önce evinin hanımı olup evlat yetiştiren anneye destek vermek lazım, bunun için de şu gavur projelerine gerek yoktur.
4-Bu çiftleri aile okulunda eğitmek lazım, tabi KADEM’ciler duymasın belki Allah ve Resulü’nün referans alan hocalarımız olur.
Size bir sır vereyim; Eğitime Destek Platformu da, TÜGVA’da, TÜRGEV’de ÖNDER de, İlim Yayma Cemaati de, Cihannuma da toplumun %1’ine hitap ediyor, KADEM ise yüzümüze çamur sürüyor, vatandaş diyor ki; “böyle yerler siyasete kapak atmak içindir arkadaş?” artık siyasette ne zıkkım varsa? Haram kazanç ve hak hukuka tecavüz edip vatandaşın bedduasını almak dışında.
Yani biz halk adına Allah rızası için konuşan, çalışan, üreten Sivil Toplum Kuruluşları oluşturamadık. Bir dernek bakanlıktan bir proje alıyor başkanının ses tonu değişiyor yahu, bu nasıl bir kompleks? Başka bir yazımda da bu meseleyi yazarım inşallah. Bu yazımın Cumhurbaşkanıma ulaşmasını engelleyen engelli kalsın, zaten zihnen engellidir, fiziken de engelli olur inşallah.
Halk bizi izliyor Reisim, haberiniz olsun.