Şiirin Hikâyesi:

Can Diyarbekir:

Diyarbekir, 27 Mayıs 639 yılında Halifemiz Hz. Ömer döneminde feth edilmiştir. Bu fetihten sonra Diyarbakır, hiçbir dönemde küffarın hâkimiyetine girmemiştir. Dolayısıyla kadim şehrimiz Diyarbekir, fetihten sonra aziz dinimizin barış diyarı olmuştur. Bende bu durumu şiirimde şöyle kaleme aldım.

Hicretin on sekizinci yılında,
Fetih ordusu kuruldu karşıda,
Yeni ufuklar açılır bu diyarda,
Barışın diyarı Can Diyarbekir.

İyaz bin Ganem komutasında sahabeler ordusu tarafından feth edilen Diyarbekir, Peygamber Efendimizin bu hadisini dikkate alarak kaleme aldım. “Ashâbım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.” (Beyhakî, el-Medhal, s.164, Kenzu’l-ummal, h. no: 1002)

Komutanları; İyaz bin Ganem'dir,
Fethin neferleri çok muteberdir,
Rütbeleri nam-ı değer sahabedir,
Gökteki yıldızlar senin Can Diyarbekir.

Fetih sırasında büyük fatih Halit bin Velid’in oğlu Hz.Süleyman başta olmak üzere 27 sahabi efendimiz şehit olmuştur. Bu şehit sahabe efendilerimiz şu anda Hz. Süleyman camiinde medfundurlar. Şehitliğin çok büyük bir paye olduğundan hareketle, aşağıdaki dizeleri kaleme aldım:

Şehit sahabeler yatar bağrında,
Manevi koruma var Serhatlarında,
Mekan tutmaz düşman senin yurdunda,
Sahabeler diyarı Can Diyarbekir.

Diyarbekirimiz, yer yüzünde Kabe-i Şerif, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa ve Şam Emevi Camiinden sonra, tarihsel kategoride beşinci mabet olarak Ulu camiine sahiptir. Ayrıca Diyarbekirimiz 16 devlete ev sahipliği yapmış kadim bir şehir olduğunu aşağıdaki dörtlüğe şöyle yansıttım.

Beşinci kutsal mabet Ulucami'dir,
Kadim medeniyetlerin ortak eseridir,
Güneş saati ve sütunlar nişanesidir,
Medeniyetler diyarı Can Diyarbekir.

Peygamberler, gönderildiği toplumların önderleridirler. Bakara suresi 136. “peygamberler arasında ayrım yapmayız” ayeti gereği bütün resullere iman ediyoruz. Bu peygamber efendilerimizden ikisi, üç bin yıl sonra kabirleri Dicle barajı suları altında kalmaması için; mübarek naaşları Eğil ilçemizde ziyaret tepesindeki yeni mekânlarına taşınmıştır. Taşıma işine katılan kişilerin beyanına göre; mübarek cesetleri kesinlikle bozulmadığına şahitlik etmişlerdir. Peygamber efendimiz bir hadisinde: “Cenab-ı Hak Hazretleri toprağa, peygamberlerin cesedini çürütmeyi haram etmiştir. Allah'ın Peygamber’i her zaman diridir, rızka mazhardır." (bk. Ebu Davud) buyurmuştur. Bende bu durumu şiirime şöyle yansıttım.

Hz. Zülküf ve Hz. Elyesa peygamberler,
Kur'an’da ismi geçen büyük önderler,
Yıllar, yüzyıllar geçse de diridirler,
Güzel Eğil ilçemizi mekân ettiler,
Nebiler diyarı Can Diyarbekir.

Malumunuz, şiir çoğunlukla bir ilham işidir. Yukarıda belirttiğim tarihte gelen ilham ile bu şiiri kaleme aldım. Şiirimde belirttiğim üzere, böyle manevi dinamikleri olan çok az kadim şehir vardır. Dolayısıyla milletimizi ırkçılık mikrobuyla ifsat etmeye çalışan bozgunculara, aşağıdaki dörtlük ile yanıt verdim.

İlham gelirse Yasin; kalem yol alır,
İfsat edilmiş duygular mazide kalır,
Bu milletin uhuvveti hep baki kalır,
Amin... Allah vekil Can Diyarbekir.

Selam ve Saygılarımla…

Yasin YILDIZ