Rahmetli Cahit Zarifoğlu’nun Afganistan Çağıltısı şiirinde ‘’Şimdi üzgünüz arkadaş / Yolumuza çıkmayın üzgünüz’’ dediği gibi 7 Ekim’den buyana üzgünüz. Gazze’de yaşananlara bir şeyler yapamamanın acısı elimizin eremeyişi bizi sadece susturdu. Acı susturur! Şikayeti keser, tevekküllü arttırır. Söylenmesi gereken yerde söylemiş bağırmak yerinde bağırmış ama bunların dışında yapılacak şeyler dışta değil de demek ki içimizde bizim kalbimizde gerçekleşmesi gereken bir ‘’şey’’. Yani bir uyanış gerek! Şuan tüm dünyanın uyanışına vesile olan Filistinli kardeşlerimizin mübarek şehadetleri tüm dünyanın hidayetine vesile olurken aslında bizlerin dünya hayatının belli başlı kırılma noktaları olan özel zamanlarına şuan şahitlik ediyoruz. Tabi ki bundan anlayan var üzerine nasihat olarak alan var bir de kayıtsız kalıp umursamayan da var.
Bir önceki yazımızda Hz. Davut (a.s.)’ın Calut’la savaşa giderken Talut komutasında ki askerlerin bir nehirle imtihan olduklarını yazmıştık. Aslında aynı imtihanı bizlerde veriyoruz. Elimizi kolumuzu hatta zihinlerimiz bile Siyonist anlayışlar işgal etmiş ve biz gafletten bunun farkına bile varamamışız.
Gazze tüm insanlığı irşat eden bir mektep oldu. Siyonistlerin yüzyıldır kurdukları düzeni yine kendi elleriyle yok ettiren Rabbimize hamdolsun. Adı İslam olan ama İslam’ın anlamı olan teslimiyeti bize öğreten Gazzeli kardeşlerimiz oldu. Acı yeryüzünde ağırlaştıkça ağırlaşmışken, bu zulmü yeryüzü taşımakta zorlanırken normal hayat devem edemez. Acı duyan bir kalbimiz yoksa rutinimizden utanan ve mahçup olan bir yüzümüz yoksa vay halimize!
Filistin bize hayat dersi veriyor. Hayat ne demekmiş ölüm ve ölümsüzlük ne demekmiş bize öğretiyorlar. Bu Allah’ın kullarına bir rahmetinden başka bir şey değildir. Allah’la nasıl yakîn olunur bize öğretiyorlar. Evet bir kırılma noktasındayız ve bu günlerle yüzleşeceğiz. Vereceğimiz destekler ne şekilde olursa olsun vazgeçmeyelim şu imtihan nehrinde sınıfta kalmayalım.
Belki de en büyük yüzleşmemiz Müslüman gibi düşünüp Müslüman gibi yaşamamış olduğumuzdur. Müslüman feraseti dediğimiz anlayışımızı kaybetmiş olduğumuzdur. Yaşantımızda imtihanın neresindeyiz? Dünyaya verdiğimiz gönlümüze ahiret girmiyor hiç fark etmemişiz. Allah bilir ama sonun da sonunda olduğumuz zamanda Allah bize bir fırsat veriyor. Şehit olan kardeşlerimize tahammül etme gücünü kalplerine inşirah veren Rabbimdir. Desteğin en zayıfı duamıza devem edelim ve bir birimiz üzerinde hakkımız olan emri bil maruf ve nehyi anil münkeri arttıralım. Bolca tövbe ve istiğfarı bırakmayalım. Rabbim tüm insanlara rahmet etsin…
Ravza Zeybek