► İnsanların çoğu kafalarına yerleştirilmiş olan şablona uymayan uyarı, öneri ve çözümleri beğenmez, dikkate almaz hatta reddederler. Bunun en bariz örneği Peygamberlerdir. Onları reddedenlerin şablonları farklı farklı olduğundan, İnsanlık tarihi şablonların çatışma ve mücadelesinden ibarettir dense yanlış olmaz.
İnsanlar, düşünce, ölçü, değerlendirme ve kararlarında, verileri her defasında sıfırdan ele alıp uzun uzun, inceleme, tartışma ve müzakereler yapamayacakları için bunları hızlı ve kabul edilebilir bir şekilde yapabilmek için şablonlar kullanırlar. Toplumdaki kanun ve kurallar birer şablondur. Yapılan işler bu şablona uyup uymadığına göre değerlendirilir Düşünce akımları, ideoloji, din ve inançlar da şablonlardır. Ne var ki insan, düşünen, muhakeme, karşılaştırma, sorgulama ve öğrenme yeteneği olan bir varlıktır. Diğer canlılar gibi doğuştan veya kazanılmış şartlı reflekslerle hareket etmez. Bir kedi tehlike uyarısı alır almaz 0.02 saniyede (20 milisaniye) otomatik olarak harekete geçer. Bunun için düşünmez. Bu, cevap verme süresi en hızlı yılandan 3.5 kat daha hızlıdır. Bu nedenle bir yılan hiçbir zaman bir kediyi ısıramaz.
Refleksler ve şablonlar iyidir, faydalıdır ama en kötü tarafları, değişme ve gelişmeye karşı gösterdikleri dirençtir. Halbuki insan toplumları değişmek ve gelişmek zorundadır.
Hammurabi kanunları muhtemelen zamanının en iyi kanunları idi. Ama bugün tamamen arkaik ve uygulanamaz durumdadırlar. Kediler de bundan 20 bin sene veya daha önce yılanlardan aynı şekilde ve hızda sıçrayarak kurtuluyorlardı.
► İnsan toplulukları, bilgi, teknik ve medeniyet olarak sürekli ilerleyen, çevreyi kontrol altına almak ve kendilerini yenilemek ihtiyacında olan topluluklardır. Kendini yenilemeyen toplumlar, yenileyen ve gelişenlere yem olur, tarihin karanlık sayfaları arasında kaybolup giderler. Toplumların kendilerini geliştirmesi ve yenilemesinin bir tek yolu vardır. Şablonlarını geliştirmek ve yenilemek. Buna bilimsel olmak da diyebiliriz.
► İnsanlar açısından bu şablonlar, ekseriyetle genç yaşlardan itibaren, kişi henüz yeterli bilgi, tecrübe, muhakeme ve temyiz kabiliyeti kazanmamış iken çevrelerinden, öğretmenlerinden, büyüklerinden, hocalarından veya okuduğu kitaplardan etkilenerek oluşturduğu kalıplardır. Bunlar seneler içinde kişinin beyninde sentezlenen protein yığınları halinde yerleşir ve kökleşir. Beyin hücreleri arasında oluşan bağlar ile de bunları belirli şekillerde kullanır. Kişi, düşünme yeteneğini kullanmaz, bunları sorgulamaz, araştırma ve tefekkür ile doğrulamaz, yeni veriler ile tahkik etmezse bu şablonlar, ilk oluştukları şekilde kemikleşir tabir caizse kireç bağlar ve esnemeyen, farklı düşüncelere, tartışmaya ve sorgulamaya kapalı dogmalar haline gelir. Aralarında bağlantı olmayan beyin hücreleri birbiriyle haberleşemez. Düşünme yetersizliği, hafıza ve muhakeme zafiyeti, ön yargı dediğimiz şey de budur. Bazen o hale gelir ki matematik ispat yapsanız dahi asla sabit fikrinden dönmez. Senelerdir böylesine yanlış fikirleri benimsemiş olmanın utancı ile yüzleşemediği için de düşünce ve fikirlerinde ısrar, hatta inat eder. Bu durumun ilk ve en çarpıcı örneği eski veya yeni toplumların peygamberlerin getirdiği bilgi, uyarı ve teklifleri kabul etmeyip yalanlamalarıdır. Dikkat buyurunuz, tartışma ve sorgulama değil, red ve inkar. Bilim değil taassub. Tartışma ve sorgulama düşünme yeteneği gerektirir. “Biz atalarımızın adet, inanç ve fikirlerinden vaz geçmeyiz” diyerek onlardan hiç bir makam mevki veya ücret istemeyen peygamberleri dinlememiş ve onları yalancılıkla suçlamışlar, hatta bazen daha da ileri giderek öldürmüşlerdir.
► Her devirde olduğu gibi, günümüzde de bu protein kalıplarından veya şablonlarından bolca vardır. Şu şablonlara bakınız;
1- Bizim gelenek ve göreneklerimiz, töremiz, adetlerimiz her şeyden önce gelir, bunlar tartışılamaz. Ya bize uyarsın ya da seni dışlarız.
2- Bizim kanunlarımız mutlak doğrudur, tartışılamaz, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez.
3- Bizim büyüğümüz en büyük ve kutsaldır, hiç hata yapmaz, yapmamıştır. Onun ilkeleri de kutsaldır, tartışılamaz, sorgulanamaz. Herkes bunları kabul etmeye ve bunlara uymaya mecburdur.
4- Laik demokratik rejim de mutlak doğru ve kutsaldır. Tartışılamaz, sorgulanamaz, değiştirilemez.
5- Bizim milletimiz yeryüzündeki en asil, en soylu, en kabiliyetli, en zeki ve üstün millettir. Bu konu tartışmaya açık değildir. Öteki milletler doğuştan talihsiz, yeteneksiz ve yetersizdirler. Genleri kötüdür.
6- Bizim partimiz, tarikatımız, cemaatımız, önderimiz, şeyhimiz de kutsaldır, sorgulanamaz, tartışılamaz. Herkes bizi sevmeye mecburdur.
7- Bizim devletimiz de kutsaldır, hatta güç onda olduğu için en kutsalı odur. Her zaman ve her yerde haklıdır. Hiç hata yapmaz. Bir yanlışlık varsa bu mutlaka halkın suçudur. Hatta devlet memurları da kutsaldırlar. Onlar da hiç hata yapmazlar. Hatayı her zaman vatandaşlar yapar, ceremeyi hep onlar çeker. Çekmelidirler.
Devlet o kadar yüce ve kutsaldır ki, onun itibarına zarar gelmemesi için her şey mübahtır, gerekirse milyonlarca vatandaş feda edilebilir, hatta edilmelidir. Halk köledir, devlet efendidir. Halk çok çalışmak, vergi vermek, devleti ayakta tutmak ve kutsal devlet memurlarını doyurmak ve refah içinde yaşatmak zorundadır. Sadece iki kural vardır.
a)Devlet ve memurları daima haklıdır. b) Onların haksız olduğu durumlarda birinci kural uygulanır.
► İste İslam dini, özgür düşünce, tefekkür, sorgulama, tartışma, ilim ve ahlak yoluyla, insanların zaman içinde bozduğu, çarpıttığı, yozlaştırdığı ve kendi uydurduğu bu şablonları düzeltmek ve yenilemek üzere gelmiştir.
İslamın da şablonları yok mudur? Vardır elbette. İslamın şablonları yerlerin ve göklerin hakimi olan Allahın CC kurallarıdır. Yalnız ve ancak onlar kutsaldır. Allah CC zaman, mekan, eksiklik, zafiyet ve hatadan münezzehtir. “Yerlerin ve göklerin mülkü ona aittir.” Şablon ve kural koyma hak ve yetkisi de sadece O na aittir.
Onun kurallarını beğenmeyen ve kabul etmeyenler O’nun mülkünde oturmasınlar.
Verdiği suyu içmesinler, havayı teneffüs etmesinler.
► “ Allah CC Ölümü ve hayatı yaratmıştır” Uygun gördüğü zaman bütün kiracıları mülkünden tahliye eder. Bütün hesapları görür. Bütün borçları tahsil eder.
Mirzahan Hızal