Bugun...


Prof Dr Mirzahan Hızal

facebook-paylas
HAKİKAT GERÇEK ÇATIŞMASI
Tarih: 15-05-2024 17:38:00 Güncelleme: 15-05-2024 17:38:00


 

 ►    Ülkemizdeki  düşünce  sahiplerinden  biri   şu  çok  önemli  konuyu    dile  getirdi; “Hakikat gerçek çatışması  diye  bir  şey  vardır.”  
    Bu  nasıl  bir  çatışmadır?  Hakikat  nedir,   gerçek  nedir?     Birçok  düşünce  ehlince  farklı  şekillerde  ifade  edilen  bu    konu   insanın  kendini  ve  çevresini    anlamaya  başlamasında   atması  gereken  ilk  adımlardan  birisidir.
►    Teknik  tahsil  yapanlar,  bilim  adamları,  mühendisler   açısından  bu  teori-pratik  uyuşmazlığıdır.
Teorik  bilgiler  ve  hesaplar    doğru  veya  doğruya  çok  yakın  olabilir,  ama  pratikte   ve  uygulamada   durum  başkadır.  Bilinmeyen,  hesaba  katılmayan,  katılamayan    etkenlerden  ötürü  pratikte  sonuç  her zaman  farklı  çıkar.
        Ekonomide,  bütçe  her  zaman  açık  verir.  Evdeki  hesap  çarşıya  uymaz.
        Doktorlukta,  her  ameliyatta  komplikasyon  vardır.  Her  ilacın  yan  etkileri  vardır.
        Politikacı  verdiği  sözlerin  hemen  hemen  hiçbirini tutamaz,  tutmaz.  Tutmayacağı  sözleri  vermeyeni   de  zaten  seçmezler.
       ‘Hocanın  dediğini  yap   yaptığını  yapma’  sözü  de  maalesef   işin  din  konusundaki  yansımasıdır.
 
►    Yani  hakikat diye  ifade  edilen  şey,  işlerin  bizce  bilinen  veya  çoğunlukla  bilinmeyen,  mutlak  gerçeği,  aslı  ve  özüdür.  Böyle   mutlak   bir  hakikatı  ancak   her şeyi  yaratan  ve  yaşatan  Alemlerin  Rabbi  bilebilir.
 
⦁  “Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, her şeyi hakkıyla bilendir.”(Şuara, 220)
⦁  “Yaratan  hiç  bilmez olur mu? O,  Latifdir,   en ince işleri görüp bilmektedir  ve   Habirdir,  her şeyden haberdardır.” (Mülk,14)

İnsanlar  ancak  Allahın CC  onlara  bildirdiklerini  bilebilirler.  Tabii  bilmek  isterlerse  ve  kulak  verirlerse.  Allahın CC  insanlara  bildirmesi  ayetleriyle  olur,  yazılı  olan  ve  olmayan  ayetlerle. Sadece  kitapta  yazılı  olanları  okur  ve  diğer    yaratılan   eşyadaki  ayetleri,  hikmeti,  görmez,   okumaz,  düşünmez  ve  anlamazsak,  yazılı  olanları da  anlayamayız.

⦁  “O salim  akıl  sahipleri ki; ayakta, oturarak ve yanları üzerinde iken hep Allah'ı hatırlayıp anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde inceden inceye düşünürler ve şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Sen bunların hiçbirini anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın, bizi ateş azabından koru.””(Al-i İmran, 191)

 ►    Gerçekler  diye  bildiklerimiz  ise,  hayatta  gözümüzün  önünde  cereyan  eden  olaylardır.  Hakikatler  her  zaman  iyi,  güzel  ve  doğrudur.  Çünkü  iyilik,   hak  ve  hakikatın  kaynağı  “Yerlerin  ve  Göklerin  Nuru”  olan  Allah CC  tır.  Gerçekler  ise,  bir çoğuna  insan  eli  bulaşmış  olaylardır.  Dolayısı  ile  gerçeklerin  kimi  iyi,  kimi  doğru,  kimi  yanlış,   kimi  kötü,  kimi  çok  kötüdür.  Allah CC  katındaki  tek  geçerli  din  olan  İslamiyet,   hayatı  ve  gerçekleri  hakikatlere  uygun  yapmak  için  vardır  ve  Müslümanlık  iddiasında  olanların    sorumluluğu  gerçekleri  hakikatlere  uygun  hale  getirme  mücadelesidir.   Bunun  için  her şeyden  önce  hakikatleri  ifade  eden  Allahın CC  yazılı  olan  ve  olmayan  ayetlerini  okumak  ve  anlamak  için  gerekli  olan,  iyi niyet,  tefekkür,  ilim,  ahlak   ve  çalışmak,  yani  akıllı  olmak  lazımdır. Bu gün  müslüman   toplumların çekmekte  oldukları  bütün  sıkıntıların  temelinde  Kur’an-ı  Kerimin  ilk  ayeti olan  “oku”  emrini   “sadece   bu  kitaptaki  kelime  ve  sözleri  oku,  hatta  manasını  anlamasan da   okuman  yeterlidir”  şeklinde  yorumlayan  ve   anlayan,     kısır  ve   akıl   dışı     zihniyet  vardır.
►    Ayetleri  okumayan,   okuyamayan,  gerçekleri  görmeyen,  hayattan kopanlar hakikatle gerçeğin çatışmasını yaşarlar.    Bugünkü müslümanlar gibi.  Mü’minlerin  inançlı  ve  haklı  olmaları  hakikat,
Müslümanların  kafalarına  düşen  bombalar  ise  gerçektir.   Muamelatı  terkedenler hayattan koparlar.
 
►    Hakikat  ve  gerçekten  başka  bir  üçüncü  konu  daha  vardır  ki  onu  bilmeden  ve  anlamadan
İnsanların   doğruya  ve  kurtuluşa  ulaşmaları   mümkün  değildir.  Bu  üçüncü  konu  o kadar  önemlidir  ki,  şu  anda  dünyada  olup  biten   olayları  onsuz  açıklamak  ve   anlamlandırmak  mümkün  olmaz.
“yok  canım,  neymiş  bu  çok  önemli konu?”
Bu  çok  önemli  konu,   gerçeklerin  nasıl  göründüğüdür.
 
⦁  “Bari imtihana uğradıklarında boyun eğip yalvarsalardı! Ama kalpleri katılaştı ve şeytan yapmakta olduklarını onlara süslü gösterdi.”(6/En'âm 43)
⦁  “(Şeytan) Dedi ki: “Rabbim! Beni saptırmana karşılık, yeryüzünde (sapkınlığı) onlara süsleyecek ve hepsini saptıracağım.”  (15/Hicr 39)
 ⦁  “Onu ve kavmini, Allah’ı bırakıp Güneş’e secde eder buldum. Şeytan, amellerini onlara süslü göstermiş ve onları (dosdoğru) yoldan alıkoymuştur.(Bu sebeple)onlar  doğru yolu bulamıyorlar.” (27/Neml 24)
⦁  Âd ve Semûd'u da helâk ettik. Onların başına nelerin geldiği, harap olmuş meskenlerinden size açıkça belli olmaktadır.  Şeytan onlara amellerini süsleyip püsledi de, böylece onları doğru yolu tutmaktan alıkoydu. Halbuki onlar gerçeği görebilecek kadar zeki ve uyanık kimselerdi.. (29/Ankebût 38)
⦁  ”Kendilerine 'Yeryüzünde Fesat Çıkarmayın!'   denildiği Zaman, 'Biz Ancak islah Edicileriz.' Derler. İyi Bilin ki  Asıl Ortalığı İfsat Edenler Kendileridir. Lâkin Anlamazlar." (Bakara:11-12). 
 
Şeytanı  bilmeyen,  Allahı CC  da  bilmez.   İnsan daha  cennetteyken  ve   cennetten   çıkarılıp  da  Dünyaya  ayak  bastığından  itibaren  Şeytan  onun  peşini  bırakmamıştır.  Şeytan  ve  ona tabi olan   şeytan  tıynetli  insanlar,  algı  operasyonları  ile     yeryüzündeki  hakikatleri  ve  gerçekleri  çarpıtıp  olduğundan  başka  göstermek  suretiyle  iyi  niyetli  insanların  işlerini  zorlaştırmak,  onları  şaşırtmak  ve  aldatmakla  görevlidirler.   İnsanların  hakikate  ulaşmak  için  çıktıkları  koşu  düz  ve  basit  bir  koşu  değil,  yokuş  yukarı  ve  engelli  bir  koşudur.

Mirzahan HIZAL



Bu yazı 1033 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI