► Kur’an ı Kerimde zikredilen “Allah CC Ademe (AS ) bütün eşyanın isimlerini öğretti.” (Bakara 31) ayeti, ne yazık ki, tercüme, tefsir, açıklama, halkın bilgilendirilmesi ve uyarılması yönünden son derece yetersiz kalınmış bir ayettir. Ortalamanın üzerinde 1000 müslümana sorsak bu ayette ne anlatıldığı konusunda bir kaçının bile doğru ve yeterli bir açıklama yapabileceği şüphelidir. Bu yetersizliğin vebali, müslümanlardan çok onları aydınlatmakla yükümlü olan ilim ehlindedir.
“Allâh’ım! Fayda vermeyen ilimden, huşû duymayan kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabul edilmeyen duâdan Sana sığınırım.” (Müslim, Zikir, 73; Nesâî, İstiâze, 13, 65)
► Eşya nedir? Eşyanın isimleri nedir? Bunları Allah CC bunca mahlukat içerisinden neden İnsanı seçmiş ve ona öğretmiştir? Öğretti ne demektir? “Dağların bile yüklenmekten korktuğu” (Ahzap 72,73) ve İnsana emanet edilen bu bilgilerin insana yüklediği sorumluluklar nelerdir? Bu soruları kimler araştıracak ve halka anlatacaktır?
‘ Efendim bu konuda bir çok araştırmalar yapılmış, eserler kaleme alınmıştır.’ Çok güzel, nerede bu eserler ve araştırmalar? Kitaplarda ve kütüphanelerde. Neden hayatta değil? Bu hakikatler neden gerçeklere dönüşmüyor? Endülüste de muazzam zengin kütüphaneler vardı. Sonra ne oldu?
► Eşya, yaratılmış, bilinen ve bilinmeyen varlıklar ise, bunların isimleri onları tanımlayan, insanlar tarafından bilinmelerini sağlayan bilgiler değil midir? Tamamen kara cahil bir insan için demirle bakır, alüminyum, çelik veya tungsten arasında bir fark var mıdır? “Maden işte ne var yani” den öteye geçmeyen bir cehalet söz konusu değil midir? Halbuki bir metallürji ve malzeme uzmanı bilim insanı için durum tamamen farklıdır. Her yeni metal ve malzeme onun için hazine değerindedir. Neden? Çünkü bunlardan bir çok faydalı araç ve uygulama yapabileceğini bilir. İşte eşyanın isimleri budur.
Yoksa, “bu demirdir, demir işte, bu kadar” eşyanın ismi değildir. Öyle olsaydı, Dünya gezegenin
in devasa bir demir çekirdeği olmazdı. Allahın CC kitabında “demir” isimli bir sure olmazdı.
Demirden bir göktaşının dünyaya çarpmasına işaret eden, “demiri indirdik” ayeti olmazdı.
“demirde sizin için bir çok faydalar vardır” (Hadid 25) ayeti olmazdı.
Yani demirin ismi, demirin fiziksel ve kimyasal özellikleri, başka metallerle yapılan alaşımları, işleme, sertleştirme yöntemleri v.b gibi demir ilmidir. Ayette geçen isimleri ifadesinin ‘ ilimleri’ olarak yorumlanması ve anlaşılması gerekmez mi?
► Son 600 yıldır “ demir işte, ne var yani” anlayışının bugün Müslümanları içine düşürdüğü
acziyet ve zilleti Gazzede sadece Müslüman oldukları için insanlara reva görülen zulüm ve katliam açıkça göstermiyor mu? Demir ilmine sahip çıkanlar, çıkmayanları eziyor. İlme sahip çıkmamak, ilim emanetinin kadri kıymetini bilmemek en büyük akılsızlıktır. Ve
“Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimse iman etmez; Allah, azabı ve rezilliği, akıllarını kullanamayanlara musallat eder.” (Yunus, 100) buyurulmuştur
► Eşyadan biri olan kum ve kumun ismi nedir? “Kum işte, ne var yani” dediğiniz kumdaki silisyum ve silikon kristalinden yapılan elektronik yarı iletkenler ve çipler bugün bütün dünyayı etkisi altına almış değil midir? Bu ilme ve teknolojiye sahip çıkanlar çıkmayanları köle olarak kullanır, kullanıyor. Sadece, bu teknolojiye sahip olan ülkeler bağımsızdır. Yerli ve milli diye öğüne öğüne bitiremediğimiz silah ve malzemeler, tamamı ithal malı yarı iletkenler olmasa metal ve plastik yığınına dönmez mi? Yani “kum” un ismi kum değil, silisyum ilmidir.
► Rahman suresinde geçen “ O insanı yarattı ve ona beyanı öğretti..” ayetindeki ‘Beyan’ kelimesine, müfessirlerce bilme, düşünme, araştırma, açıklama ve ifade etme anlamları verilmiştir. İnsanın, varlıkları ve aralarındaki ilişkileri anlama ve beyan edebilme kabiliyetinin eşyanın isimlerini gerçek anlamıyla bilmesiyle mümkün olabileceği açıktır. Anlamadığımız şeyleri beyan edemeyiz değil mi?
► Müslümanların çok uzun zamandır devam eden bir madde, eşya ve madde bilimleri sorunu vardır. “Madde ve İslam” konulu çok ciddi ve kapsamlı bir bilimsel çalışma biliyor musunuz? Çok ilgi çekicidir ki bu takıntı ve kompleks, Müslümanların rahata alışıp, rehavete kapılıp, ilmi, çalışma ve tedbiri terk etmesi sonucu batı karşısında gerilemesi ve özellikle maddi bilimlerde geri kalması, teknolojik, ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda zafiyete uğraması ve yenilgiler almaya başlaması ile ortaya çıkmıştır. Büyük hükümdar Fatih Sultan Mehmet zamanında Müslümanların demir, barut, Top ve diğer eşya ve maddi bilimler konusunda bir takıntıları var mıydı? Top şeytan icadıdır diye bir şey duyduk mu? Ama günümüzde hala, Radyo, TV, telefon şeytan icadıdır, uzaya gidip te ne olacak? diyen ve milyonlarca üniversiteliyi bir çırpıda ateist yapan ulema yok mudur? Madde ve eşyayı, demiri, kumu, silisyumu ve uzayı yaratan Alemlerin Rabbi değil midir? İnsanı topraktan, maddeden yaratan, madde ile iç içe bir hayat takdir eden de O değil midir? Dünyayı binlerce, milyonlarca maddeler, madenler ve eşya ile dolduran, bunları insanın emrine veren de O değil midir?
Maddeyi ve maddi bilimleri önemsiz ve hor görmek Allahın CC yarattığı ve O nun ayetleri olan bu eşyayı, maddeyi ve bunlardaki hikmeti hor görmektir. Başka türlü bir inkarcılıktır.
► Kendilerini yenen materyalist batıya karşı, zor olan çok çalışıp ilerlemek ve madde ilmine sahip olmak, “düşmanı caydırıcı kuvvet hazırlamak” ( Enfâl, 60) yerine, kolay olan, komplekse kapılıp, akıl, düşünme, tefekkür ve maddi bilimleri terketmek hatta hor görmek, kendilerine verilmiş olan, görevleri gelip yapması için Allaha CC dua etmek ucuzluğuna kaçan Müslümanlar bu bataklıktan çıkmadıkça ezilmeye devam ederler. Allah CC, Gazzeye sahip çıkmak, Müslümanları korumak ve yardım etmek görevini Müslümanlara vermiştir. Karnını doyurup çayını içip, “Allahım Gazzeye yardım et” diye dua etmek kolay, İsraile ve Amerikaya boykot yapmak, bedel ödemek, sıkıntılara katlanmak, araştırma laboratuarında çalışmak, bilimle uğraşmak, residans yerine bilimsel araştırmaya para ödemek, faizsiz iş yapmak zordur.
► Maddecilere göstereceği tepkiyi maddeye göstermek ahmaklıktır. İnsanın iki kanadı madde ve ruhtur. Bu iki kanattan birini keserseniz uçamaz. Esir olur. Ya maddeye ya da maddecilere.
Mirzahan HIZAL