Bugun...


Nüsret Çiçek

facebook-paylas
KEMALİZM BU MİLLETE KAÇA MAL OLDU?
Tarih: 16-10-2024 16:12:00 Güncelleme: 16-10-2024 16:19:00


Sözde çağdaş ve ilerici kalkınmış toplum olacaktık.

Olduk,  her adım başı kaçırılan çocuklar ve de ardı arkası kesilmeyen kadın cinayetleri. 

 “Doğruyum çalışkanım” demekle olmuyor.

İşte dünyanın trajedi sahnesi ortada.

Bir avuç Yahudi tohumu İsrail terörüne karşı Kemalist ve laik devletin elinden  bir şey gelmiyor desek yanlış mı olur? Gelemez çünkü savaş, ekonomi değerleri yüksek aynı zamanda üstün silahlara sahip olmakla alakalıdır.

Katliamları, işgalleri ah ile vah ile seyrediyoruz.

Demek ki çaresiziz.

Vahşi kapitalizm de ilgisiz.

Cumhurbaşkanımızın şahsi gayretlerini kale bile almıyorlar.

Yanılgımız, bir asır öncesine dayanıyor.

 Kemalizm deyince, zannettik ki teknolojide yarışacağız, düşman füzelerini daha sınırdan geçmeden rampalarımız karşılayacak. Ama yok,bağımsızlığı gasp edilmiş bir millet. NATO’nun egemenliğinde olan  silah fabrikalarımıza konserve kutusu dışında yıllarca üretim yaptırmadılar.

Rahmetli Erbakan hoca ağır sanayi dedikçe CHP dalga geçti, engelledi.

CHP milletin menfaatine olan her şeyi engeller, çünkü onun geçmişinde Osmanlı devletini yıkan ittihatçı geleneği vardır. 

Yapmaz yıkar... 

Artık gerçekleri görelim.

Emperyalist ülkeler, hedefini şaşırmayan güdümlü füzeler inşa ederken İslam âlemini mangal keyfi sardı. İşte Arabistan, haç ve petrol gelirlerini nereye harcar? Bir tane olsun üstün silah yapan fabrikası yok.

Ekranlara baktığımızda İsrail vuruyor İslam âlemi eğleniyor.

Her saat başı mideye hitap eden  yemek pişirme programları ile  arlanmayı ortadan kaldıran ve de ünlü dedikleri çıplak kadınlar.  Ahlaki değerler piyasadan kaldırıldı

Kim ne kadar açılıp saçılıyorsa o kadar ünlü oluyor!

Midemizle cinsel teşhir arasında sıkıştık kaldık.

Şimdi kim üstün? Silahı olan üstün.

Kim galip? Silah üstünlüğü olan galip.

Bunun yanlış bir tarafı yok, çalışan üreten kazanıyor.

Mustafa Kamal(nüfus kaydı oyle), “On yılda çok işler başardık” demişti.

Başardık da aradan yüz yıl geçtiği halde hani nerede?  

Türkiye son iktidar döneminde harp sanayinde bazı adımlar atmış olsa da yeterli mi bilemiyorum.

Daha yeni petrol kuyuları açıldı, yerli doğal gaz tesisleri kurulmaya başlandı. 

Yerli araç, yerli savaş gemileri gündemde.

Ancak bir şey daha var oldukça önemli, bu tesisleri koruyacak teknik gücün yoksa, düşman mazeret dinlemez, yapılanları kısa sürede harabeye çevirirler.

Şimdiki gençler bilmezler, 1950'lerde okuttukları Latin alfabesi ders kitabı, “Uyu uyu yat uyu, Ali sen de uyu” deyişleriyle  başlıyordu. Ta o yıllardan beri genç nesilleri uyuttular.

Şimdi...

Buluş yok dövüş var.

Daha sonra CEDAW sözleşmesine imza koyunca okullarımız eğitim yuvası olmaktan çıkarıldı. 

Lise çağındaki kız ve erkek çocukları çeteleşiyor.

Porno ve de uyuşturucu oldukça yaygın.

 Şu anda övündüğüm tek şey Turist akınıdır.

 İlk başta paramızın değeri düşük, ikincisi çağdaş Türkiye'nin ünlüleri meşhur.

Çokları yosma avına geliyor.

 Ahlak zabitamız yok, olsa o otellerde ne gibi pisliklerin döndüğünü görürdük.

 Millet anlardı, ne veriyor karşılığında ne alıyor.

Bu sözlerime Kemalistlerin kafa kaldıracaklarını biliyorum. Onlara göre sere serpe çağdaşlık ve de din ayrı dünya ayrı denilen laiklik yeterli.

Canı isteyen istediğiyle yaşasın, ne olacak!

Amma eski sevgili yeni sevgili ortamında kadın cinayetlerinin dinmemesi ilkesizlik ve de ahlaksızlık.

Birincisi rejimin yapısından, ikincisi de denetimsiz, ilkesiz  televizyon ekranlarından kaynaklanıyor.

O ekranlar adam nasıl öldürülür,  eşler nasıl aldatılır, kuzu etinden en lezzetli ızgara nasıl yapılır öğretisi ile nesillerimizin değer yargılarına hançer saplıyor.

 …

Darbe anayasasının laiklik ile Atatürk milliyetçiliğini artık sorgulamalıyız.

Değilse bu maddeler yerinde sabit çakılmışken anayasa değişse ne olur değişmese ne olur. 

Kaldı ki tabuların kutsandığı bir ülkede ilerleme olmaz.

İşte yüz yılını kutladığımız ithal cumhuriyet, hiçbir zaman yerlileşme özelliği taşımadığı için batı emperyalizminin kültür ve sosyal köleliğine hizmet etmiştir. Geçmişinden iyice uzaklaştırılmış adı zorlukla konulabilecek bir toplum haline geldik. 

Artık ne ticaretimiz ticaret, ne siyasetimiz siyaset, ne adaletimiz adalettir,sadece gündemde olan domuz etinden ekmek arası köfte. Zannettik ki  domuz eti yedirenler ifşa edilmesi halinde utanacaklar, saklanacaklar. 

Aksine o kesim emin olunca daha da iştahları açıldı.

Kemalizm…

O olmasaydı ne çıplak ünlüler olurdu ne de domuz etinden içki masaları, ne de gayrı meşru bir arada yaşantısı olan bekâr evleri. Demokrasi çamuru, mutlaka bir kesimi memnun etmiştir.

15.10.2024 Nusret Çiçek

 
 


Bu yazı 686 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI