Bugun...


Nihat Güç

facebook-paylas
Gazze’de Ateşkes Uygulanmaya Başlandı
Tarih: 20-01-2025 11:25:00 Güncelleme: 20-01-2025 11:25:00


Gazze’de abluka aylardır devam ediyordu. Bu topraklara gıda girmediği gibi insanın geçişine de izin vermiyordu Siyonist İsrail. 471 gün boyunca gövde üstünde baş, taş üstünde taş bırakmamak için saldırdı dostlarının yardımıyla. Hristiyan âlemine ait ordular dahi seferber edildi bunun için.

Her şeye rağmen mücahitlerin direncini kıramadılar. Gösterilen direnç Yahudileri perişan etti. “Ateşkes de neyin nesiymiş” diyen Siyonist Yahudiler daha fazla can ve mal kaybına tahammül edemedikleri için ateşkes masasına oturmak zorunda kaldılar.

Başta Mısır olmak üzere çevre ülkeleri “Suriye’de meydana gelen inkılabın bir benzeri ile karşılaşabilirim” diyerek bu masanın kurulmasına yardım ettiler diye düşünüyorum. Mısır gibi bir ülkede, Suriye gibi bir devrimin filizlendiğini düşünün. Bu ateşkesin ABD gibi Hristiyan ülkelerin baskısıyla değil, çevre ülkelerin “Yardımcı olamayız.” söylemleriyle yürürlüğe girdiğini düşünüyorum.

Gazze’de ateşkes görüşmeleri başladığı zamanlarda Uhud savaşı geldi gözümün önüne. Onlarca şehit. Onlarca yaralı. Ama her şeye rağmen Müslümanlar dimdik ayaktadırlar. Yaşadıkları onca acı ve ıztıraba rağmen olayları hala sevk ve idare ediyorlar.

Hendek savaşını düşündüm uzun uzun. Müslümanları evlerinde yok etmek üzere tüm ordular birleşerek hücuma geçmişler. Münafıklar bu işin cabası. Her yerde fitne ateşini tutuşturmanın gayretine girişmişlerdi. İhanet eden Yahudiler ise bu savaşın sosuydu. İhanet üzerine ihanet sergiliyorlardı orta yerde.

Gazze’yi, Gazze’de savaşan mücahitleri, orada ölüme terk edilen halkı düşündüm. Orada yaşayan Müslümanların yüzüne yansıyan duygunun teslimiyet duygusundan başka bir şey olmadığına şahit oldum. Ancak küffarın safında hiçbir şey değişmediğini de görmüş oldum bu vesileyle.

Boğazım düğümlendi, gözlerim buğulandı, konuşamaz oldum. Hristiyanı, Yahudisi, Ateisti, Laiki, Münafığı hatta tüm dünya devletleri el ele vererek ablukaya aldılar bu Müslümanları yıllarca. Ancak inanan bir avuç Müslüman ölüm pahasına da olsa direndi, çıplak ayaklar ile meydana çıktı ve tüfekleriyle savaştı kaleyi andıran tanklarla. Aç ve susuz bir şekilde, tünellerde yaşayarak dünyanın en modern ve en ağır silahları ile donatılmış ordusuna meydan okudular.

Yılmadılar ve pes etmediler.

Kimisi şehit oldu kimisi de zafer kazandı. Yenilmediler en azından keferelere karşı. Sergiledikleri direnç, gösterdikleri metanet kelimeler ile anlatılacak gibi değildir.

Dünya kamuoyuna şöyle bir öneri sunmak istiyorum. Esirlerin takası tam anlamıyla gerçekleştikten sonra televizyon kanallarının esirler ile İsrail’in uygulamalarını da Hamas’ın muamelelerini de canlı yayında tüm dünyaya servis etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu tür karşılaştırmalı röportajlar yapılmalı da. Dünya siyonist katil İsrail’in ne mal olduğunu görmüş olur bu vesileyle… Gerçi şimdiye kadar İsrail’den yana tavır takınan devletlerin bu durumun farkına varacaklarına da pek inanmıyorum. En azından içimizdeki münafık ruhlu beyinlerin söz diye ortaya savurdukları lakırdıları kesilmiş olur kısa bir süreliğine.

Bu röportajlar vasıtasıyla her dinden her ülkeden ve her ırktan insanın; medeni(!) denilen Siyonist Katil İsrail'in sistematik uygulamaları olan işkenceleri ile terörist(!) denilen Hamas’ın tünellerde dahi olsa insanlığa medeniyet dersi sundukları muamelelerine de şahit olmuş olurlar.

Kim medeni kim barbar...

Kim insancıl kim vahşi…

Kim insan kim hayvan…

Esir takası gerçekleşiyor. Ortalık biraz da olsa durulandı. Siyasi demeçler verildi verilmeye de devam edilecek. İsrail kendi iç kavgalarına gömülürken Gazze kendi yaralarını yine kendileri sarmaya çalışacaklar. Yalnızlıklarına tuz ekecekler.

Kendilerine fayda sağlamayan hamaset kokan konuşmalar yapılmasa ne güzel olurdu dünya.

Yakın bir zamanda komşumuz Suriye’de bir devrim oldu. İş başına geçen yeni yönetim Türkiye’nin savaş boyunca kendilerine yaptığı yardımları biraz eksik biraz fazla dünya medyasıyla paylaştı. Teşekkür ettiler. Hatta Suriye’den kovulan kimi devlet Türkiye’yi dahi hedef tahtasına koydu yaptığı yardımlar vesilesiyle.

Ancak Gazze’de bu durum gerçekleşmedi.

Uzun süren bir ablukanın ardından ateşkes ilan edildi ve sular duruldu. Ebu Ubeyde dün basının karşısına geçti ve 471 günlük olayların bir özetini verdi medyaya. Soykırımın ve ablukanın sürdüğü zamanlarda kendilerine yardım eden ülkelerin isimlerini hatta gurup ve hizipleri bile dile getirdi. Dünya kamuoyu önünde tek tek isimlerini sayarak kendilerine teşekkür etti.

Türkiye yoktu bu teşekkür listesinde.

Doğruya doğru demekten başka bir şey gelmez elimizden.

Evet, Türkiye, Suriye’de sergilediği performansı Gazze’de sergileyemedi. Sınıfta kaldı bu konuda. Sivil kuruluşları kast etmiyorum bu söylediklerimle. Sanırım ABD İsrail’i korumak için sivil halk ile gelmedi Akdeniz’e.

Geçen geçti.

Bundan böyle ne yapabiliriz? Neler yapmalıyız?

Bundan böyle Gazze’ye yapılacak en iyi yardımın, kendi hava ve deniz sahalarını koruyacak bir ekipman desteğinin sağlanmasıdır. Mesela uçağı olmalı Gazze’nin. Radarı olmalı, füzeleri olmalı, İHA’sı, SİHA’sı olmalı, tankı tüfeği olmalı, hava savunma sistemleri bir an önce kurulmalı. Tüm çaba bu yönde sarf edilmelidir.

Sonra İsrail cesaret ediyorsa saldırmasına izin verilmeli. Buyurun denilmeli…

Bu söylediklerimi yapabilmek de devlet olmaya bağlıdır. Müslüman devletler bu saydığım yardım ekipmanlarını ne pahasına olursa olsun göndermelidirler. Hristiyan devletlerin İsrail’e açıktan yardım gönderdikleri gibi…



Bu yazı 198 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI