“Aksa Tufanı” sadece cephede değil, sosyal medyada; siyasal ve sosyal ve ahlaki cephede de devam ediyor. Filistin’inin yiğit evlatları; kıyası mümkün olmayan bir güç dengesizliğine rağmen savaşta mert ve yiğit olduklarını dünya âleme ispat ettiler. Yine aynı imkânsızlıklara rağmen sanal âlemde de ahlaki duruşlarını, mertlik, cömertlik ve yiğitliklerini dosta düşmana gösterdiler. Tüm imkânsızlıklara rağmen esir takası esnasında gösterdikleri parmak ısırtacak gösterileriyle de Siyonistlerin yüreğine oturdular. Onlar şu ayetin canlı tefsiri olup davranışlarıyla tüm dünyaya İslam’ın adalet ve müsamahakârlığını anlattılar: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide 5/8)
İşte Hamas'ın serbest bıraktığı İsrailli esirlerden bazılarının sözleri:
"Sizin nezaketiniz vicdanıma kazındı. Aranızda yaşadığım 498 gün boyunca, maruz kaldığınız saldırganlık ve suçlara rağmen, gerçek erkekliğin, saf kahramanlığın ve insanlığa ve değerlere saygının anlamını öğrendim.
Siz özgür kuşatılmış olanlardınız, ben tutsaktım ve siz hayatımın koruyucularıydınız. Bana şefkatli bir babanın çocuklarına gösterdiği gibi baktınız. Sağlığımı, onurumu ve zarafetimi korudunuz ve toprakları ve gasp edilmiş hakları için savaşan adamların pençesinde olmama ve ülkemin hükümeti tarafından kuşatılmış bir halka karşı en iğrenç soykırımı gerçekleştirmelerine rağmen açlığın veya aşağılanmanın bana dokunmasına izin vermediniz.
Erkekliğin anlamını gözünüzde görene kadar bilmiyordum ve fedakârlığın değerini, aranızda yaşayana kadar, ölümü gülümseyerek karşılayıp, öldürme ve yok etme araçlarına sahip düşmana çıplak bedeninizle direnene kadar fark etmemiştim. Ne kadar belagatli ve açık sözlü olsam da, sizin değerinizi yansıtacak, yüce ahlakınız karşısındaki hayretimi ve hayranlığımı ifade edecek kelimeler bulamayacağım.
Dininiz size esirlere karşı böyle mi davranmanızı öğretiyor? Bu ne büyük dindir ki, sizi bu kadar yüce bir mertebeye eriştirir ki, karşısında insan yapımı bütün insan hakları kanunları çöker, düşmanlarla mücadele protokolleri çöker! En zor anlarda yalan sloganlarla değil, yaşadığımız gerçeklerle adaleti ve merhameti gösterdiniz, en karanlık koşullarda bile ilkelerinizden vazgeçmediniz.
İnanın bana, eğer bir gün buraya dönersem ancak sizin saflarınızda bir mücahit olarak dönerim. Çünkü hakikati halkınızdan öğrendim ve sizin sadece toprağın değil, aynı zamanda ilkenin ve haklı davanın da sahipleri olduğunuzu anladım."
“Kassam Mücahitlerine, Benim adım Keith Siegel ve Gazze’de esir tutulan İsrailliyim. 7 Ekim 2023’ten 1 Şubat 2025’e kadar Gazze'de esir olarak bulundum. Beni esir tutan mücahitler, bu süre boyunca bütün temel ihtiyaçlarımı karşılamaya özen gösterdiler. Yiyecek, içecek, ilaç, vitamin, göz tedavisi ve tansiyon ölçüm cihazı gibi birçok ihtiyacımı sağladılar. Ayrıca, kendimi kötü hissettiğimde bana bir doktor getirdiler ve tedavi görmemi sağladılar.
Bana karşı gardiyanlar son derece iyi davrandılar. İsrail hükümeti ve ordusunun, eğer Kassam Mücahitlerinden biri onların eline esir düşseydi, ona aynı insani muameleyi göstereceğini sanmıyorum. Beni özgürlüğüme kavuşturmak için bir anlaşmaya varılmadı fakat yeniden aileme ve ülkeme dönebildiğim için mutluyum. Esaret sürecinde hiçbir fiziki işkenceye veya şiddete maruz kalmadım. Bu süre boyunca bana insanca davranan mücahitlere teşekkür etmek istiyorum.”
“Son birkaç haftadır bana eşlik eden generallere...
Yarın yollarımız ayrılacak gibi görünüyor ama size tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Kızım Emilia'ya gösterdiğiniz olağanüstü insaniyet için minnettarım. Siz onun ebeveyni gibiydiniz. Onu istediği zaman odanıza davet ediyordunuz. (Emilia) Hepinizin sadece arkadaş değil, aynı zamanda gerçek, iyi kalpli sevilen kişiler olduğunuzu hissetti. Teşekkür ederim, teşekkür ederim. Onunla geçirdiğiniz saatler için teşekkür ederim. Ona karşı sabırlı olduğunuz ve onu tatlılarla, meyvelerle şımarttığınız için teşekkür ederim.
Çocuklar savaş bölgelerinde olmamalı ama sizin sayenizde ve yol boyunca tanıştığımız diğer nazik insanlar sayesinde kızım kendini Gazze'de kraliçe olarak gördü. Bize nezaket, özen ve sevgiyle davranmayan tek bir kişiye bile rastlamadık. Sonsuza dek size karşı minnettarlığın esiri olacağım çünkü kızım buradan kalıcı bir psikolojik travmayla ayrılmadı. İçinde bulunduğunuz zor duruma ve Gazze'de uğradığınız ağır kayıplara rağmen gösterdiğiniz nazik davranışı hatırlayacağım. Hepinize ve ailelerinize sağlık ve sevgi diliyorum. Çok teşekkür ederim.” Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke... Muhammed Özkılınç