Bugun...


Muhammed Özkılınç

facebook-paylas
Göçmenler Devleti
Tarih: 02-02-2025 12:16:00 Güncelleme: 02-02-2025 12:27:00


Dünyanın nüfus olarak en kalabalık ülkeleri malumdur. Birinci ve ikinciler açık ara farkla bir buçuk milyarla yakın nüfuslarıyla Hindistan ve Çin’dir. Üçüncüsü ise 300 milyon nüfusuyla Rusya’dır. Dördüncü sırada ise takriben 290 milyon nüfusuyla göçmenler devletidir. Evet, şu an dünyada 300 milyon civarında insan, doğduğu toprakların dışına savrulmuş durumdadır. Hem de dünyanın dördüncü devleti olacak kadar kalabalık bir nüfusla.

Peki, neden bu insanlar doğup büyüdükleri vatanlarını terk ediyorlar. Bir kısmı yolda telef olma, denizlerde boğulma, hapislerde veya göçmen merkezlerinde acınacak halde aylarca hatta yıllarca kalma pahasına neden yollara düşüyorlar? Bu insanlar kendi vatanlarından nefret ettiği için mi göçüyorlar. Ya da Avrupa vd. batı ülkelerine büyük hayranlıklarından dolayı mı göçüyorlar? Elbette değil. Küresel çeteler, emperyalist zalimler bunlara kendi ülkelerinde insanca yaşama imkânı bırakmadıkları için göçmek zorunda kalıyorlar. Aksi halde hangi aklıselim insan, özellikle de iman eden bir insan ekmeğini yediği, suyunu içtiği, doğup büyüdüğü vatanını bırakıp gurbetlere girmek ister?

Neden Göç?

1. En başat sebep, sömürgeci, hırsız emperyalistlerin dünyanın birçok yerinde hayatı yaşanmaz hale getirmeleri. Çöktükleri ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan edip çalmalarıdır. Bilindiği üzere dünya enerji kaynaklarının yüzde 85’i İslam coğrafyasındadır. Bu zenginlik iki milyar değil, bunun üç katı insanı rahatlıkla besleyecek bir zenginliktir. Ama heyhat…

2. Yine paragöz insanların çıkardıkları savaşlar neticesinde milyonlarca insanların savrulması… Kendi ülkesinde can, mal, namus emniyeti yok edilen insanlar ne yapsınlar. Evet direnebilenler direniyorlar ama nüfusun büyük bir kısmı göçmek zorunda kalmaktadır.

3. Zaman zaman yaşanan pandemi gibi felaketler. Bu mikrop, virüs veya hastalıkların da sun-i/yapay ve aynı zalimlerin elleriyle çıkarılmış olması muhtemeldir. Tarihte kavimler göçüne sebep olmuş doğal afetler vardır. Ancak günümüzde paraya tapınırcasına dünyaya bağlanan zalimlerin son “corona virüs” olayında yapıp ettiklerinde sonra, geçmişteki pandemilerin de sorgulanması gerekir kanaati oluşuyor. “Eşkıya dünyaya hükümdar olmuş” sözü tam da bu zalimleri anlatıyor. Bunlar silah satmak için savaşlar çıkarıyorlar. İnşaat ekipmanları ve malzemeleri satmak için şehirler, hatta ülkeleri harabeye çeviriyorlar. İlaç satmak için; mikroplar, virüsler ve hastalıklar üretiyorlar. Onlar için; “İyileşmiş her bir hasta, kaybolmuş bir müşteridir.” Yani emperyalist zalimler, mazlumların kanları, gözyaşları, emek ve alın terleri üzerinden kendilerine saltanat edinmekle yetinmiyorlar. Üstüne üstlük mazlumları kendi vatanlarından gurbetlere savuruyorlar.

4. Kuraklık, kıtlık vb. tabii sebeplerle yaşanan kavim göçleri. Bu göçler kısmen bireysel savrulmalara sebep olsa da kavimlerin kendi varlıklarını devam ettirecekleri kitlesel hareketlilik daha fazladır.

5. Doğal sebeplerle yaşanan hicretler, iş ve imkân arayışları ve ticari gelgitler. Bununla ilgi söylenecek çok bir şey yok. Gönüllülük esasına dayalı ve ihtiyaçlar sonucu gelişen böylesi göçler hayatın tabii seyri gereği yaşanmış ve yaşanmaya da devam edecektir.

Göçlerin Etkileri:

Göçlerin onlarca çeşitliliğinden bahsedilebilir. Ancak sonuçları itibariyle göçleri iki kısma ayırmak mümkündür. 

a. Kavimler göçü şeklinde gelişen ve göç eden milletlerin gettolar, hatta şehir veya ülkeler oluşturarak kendi varlıklarını devam ettirdikleri göçlerdir. Böylesi göçlerin değişik sıkıntıları olsa da o milletlerin inanç, örf-adet ve geleneklerini tamamen ortadan kaldırmaz. Kısmî asimilasyon ve dejenerasyonlar olsa da o milletler genel olarak varlıklarını devam ettirirler. Bu göçlerde de kısmen milletinden uzaklaşıp kopan ve aidiyetini kaybeden bireyler olur. Ancak büyük çoğunluk kendisi olarak var olmaya devam eder.

b. Savrulmalar halinde bireysel veya gruplar halinde gelişen göçler. İşte asıl büyük felaket bu tür tamamen savrulmalara sebep olan göçlerdir. Böylesi savrulmalarda kişinin ne millet, ne din ve inanç ne de sosyal ve kültürel değerleri adına bir aidiyeti kalıyor. Asimilasyon, dejnerasyon, yozlaşmanın bini bir para oluyor. İnsanlar ne cami, ne kilise ne de başka belli bir değere bağlılıkları kalıyor. Birkaç nesil sonra bir milliyet tamamen yok olup gidiyor. Mazlumları ülkelerinden savurup gurbetlere göçmek zorunda bırakan zalimlerden hesap soracağımız günleri yakın etmesini müntekîm olan Allah’tan (cc) dilerim. Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...

Muhammed Özkılınç 

 


Bu yazı 31 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI