Filistin’in yiğit evlatları “Hamas”ın başlattığı “Aksa tufanı” tüm dünyada ciddi bir etki yaptı. Zaman ortalıktaki toz duman çekilip ortalık sakinleştiğinde bu hasbi cihadın bereketi daha çok anlaşılacaktır. Bununla ilgili kitaplar, yazılacak, filmler, belgeseller, çizgi filmler, dizi filmler ve çok dahası yapılacaktır ve yapılmalıdır. Aksa tufanı, dünya savaş tarihine altın harflerle yazılası bir destandır. Savaş literatürünü etkileyecek kadar büyük bir zaferdir. Sosyal medyada yayınlanan Nevzat Belkız adıyla yayınlanan Arapça bir makaleyi önemi ve güncelliğine binaen sizlerle paylaşıyorum. Tercüme eden Nuri Uçar Hoca efendiye de teşekkür ederek.
Amerika'daki bazı askeri uzmanlar, burayı; “Gazze sıradan bir toprak parçası değil” şeklinde tanımlıyor. Bir İngiliz askeri uzman ise şöyle diyor: "Gazze'de gizli bir güç var. Savaşın bu kadar uzun süre devam etmesi sadece Hamas savaşçılarıyla açıklanamaz."
Amerika ve İngiltere'deki askeri uzmanların analizlerini okudum ve dinledim. Bu analizler gerçekten hayrete düşürücü ve bana (Ürdünlü askeri strateji uzmanı Fayez Duveyri) General Duveyri'nin değerlendirmelerini hatırlattı, çünkü oldukça benzerlerdi.
Bir uzman şunları söylüyor: "Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri, İsrail'e silah finansmanı sağladı. Gönderilen silahlar, Gazze'nin on katı büyüklüğünde bir alanı yok etmeye yetecek miktarda ve altı nükleer bombaya eşdeğer bir güçle yeryüzünü yaşanmaz hale getirebilir."
Bir başka uzman ise şunu dile getiriyor: "Amerika, tek başına tonlarca mühimmat ve bomba gönderdi. Üstelik Negev'deki Amerikan depolarında bulunanlar ve Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya'dan gönderilenler de bu hesaplamaya dâhil değil." Ayrıca şu noktaya dikkat çekiliyor: "Gazze'nin semaları, İsrail, Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya'ya ait keşif uçaklarıyla dolup taşıyor. Bu uçaklar, yerdeki her hareketi büyük bir hassasiyetle kaydediyor."
Ancak şaşırtıcı olan şu: "Bu savaşçılar nasıl oluyor da İsrail ordusunun araçlarını yok ediyor, askerleri öldürüyor, keskin nişancılık yapıyor, patlayıcılar yerleştiriyor ve pusular kurarak İsrail ordusunun araçlarının üçte birini tahrip edebiliyor? Üstelik tüm bu gelişmelere rağmen keşif uçakları neden yalnızca çok azını tespit edebiliyor?"
Başka bir uzman ise şu tespitlerde bulunuyor: "Gazze'nin yüz ölçümü 365 km² ve bunun %75'i yoğun yerleşim alanı. On binlerce füze ve bomba atıldı; kara, deniz ve hava bombardımanları yapıldı. F-15 ve F-35 savaş uçakları ile Apache helikopterleri kullanıldı. Kullanılmayan hiçbir silah kalmadı; her şey aşırı miktarda ve ölçüsüzce kullanıldı. Patlamamış füze ve bombalarla oynayan çocukların videolarını izledim. Bir videoda 300 patlamamış füze olduğu belirtiliyor, ancak benim tahminim binlerce. Hepsinin patlaması mümkün değil; eğer patlasaydı herkes ölürdü."
Bir başka uzman şu değerlendirmede bulunuyor: "Amerika, ölü sayısını, gönderilen silah miktarına oranla çok düşük buluyor. Bu yüzden İsrail’in ‘dikkatli davrandığını’ savunuyor. Oysa gerçek şu ki Amerika, elindeki tüm stok silahlardan kurtuldu ve İsrail ordusu kasıtlı olarak sivil yerleşim bölgelerini hedef aldı. Yapılan katliamların sayısı çok fazla ve Amerika, İsrail'in sunduğu bahaneyle bunu örtbas etmeye çalışıyor. Eğer atılan tüm silahlar patlasaydı, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı."
Bir başka uzman şu yorumu yapıyor: "Burada bir mucize var. Ayrıca gözle göremediğimiz savaşçılar var. Bu ilahi bir müdahale. Bir savaşçının, düşman aracına el bombası yerleştirirken gösterdiği cesaret ve kararlılığa bakın. Korkusuz ve sarsılmaz bir iradeye sahipler. Bu savaşçılar, kesinlikle başarılı olacaklar."
"Çocukların patlamamış füzelerle oynadığı görüntülere bakın. Eğer bu olay bizim ya da gelişmiş bir ülkede yaşansaydı, özel askeri birlikler ve patlayıcı uzmanları derhal çağrılır, bölge güvenlik çemberine alınırdı. Peki, bu çocukları kim koruyor? İşte bu, ilahi bir müdahaledir. Gazze’deki savaşçılar, bu patlamamış mühimmatları tekrar kullanarak İsrail ordusuna ağır kayıplar verdirdi. Bu insanlar normal insanlar değil. Nerede böyle üst düzey bir eğitim aldılar?"
"İsrail ordusu hava saldırılarına güveniyor. Ancak bizler, hava gücünün tek başına bir savaşı kazanamayacağını biliyoruz. İsrail’in saldırıları rastgele, çünkü direnişçilerin üsleri, tünellerin haritaları hakkında hiçbir istihbarat bilgisine sahip değiller ve şehir içinde savaşma becerileri yok. İsrail, kazanamayacağı bir savaşa girdi ve bu süreç, ordusunun zayıflığını ve istihbarat eksikliğini daha da gün yüzüne çıkardı. İsrail, ordusunu yeniden inşa etmek için onlarca yıl harcayacak; insan kaynağını, psikolojik gücünü ve savaş ruhunu yeniden oluşturması gerekecek. Ancak Gazze'deki savaşçılar gibi bir irade oluşturmak onlar için imkânsız." Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...
Muhammed Özkılınç