Fil Vaka’sı ve bu olay sebebiyle inen Fil Suresi her Müslümanın malumudur. Ancak yine de anlatacağımız konunun tam anlaşılması için siz “Fil Vaka’sı”nı yeniden bir okuyunuz. Hadis, siyer, İslam tarihi veya konuyu detaylı alan bir tefsir kitabında da olayı bulabilirsiniz. Son zamanlarda Muhammed bin Selman’ın Kabetullah’ı tahkir ederek cuhelanın zevklerine meze yapmaya kalkışması da kadim Ebrehe’nin yaptığına çok benziyor. Yani birkaç yazıda kadim Ebrehe ile Çakma/yeni Ebrehe arasındaki benzerlikleri zikretmeye çalışacağız.
Fil Vaka’sının Özeti:
O zamanlar Habeşistan Krallığına bağlı olan Yemen ve çevresine Hristiyanlığı yayma gayesiyle yola çıkan Habeşistan valisi Ebrehe, Sana’yı tıpkı Mekke gibi dinî ve ticarî bir merkez haline getirmek istiyordu. Kâbe’nin sahip olduğu ünden haberdar olan Ebrehe, kilise manasına gelen ‘Kulleys’ olarak bilinen görkemli bir katedral yaptırdı. Ancak, bu ihtişamlı yapı yeterince ilgi görmeyince Hristiyanlığın yayılmasında en büyük engel olarak gördüğü Kâbe’yi yıkmaya karar verdi. Devasa bir fil ordusuyla yola çıkan Ebrehe'nin ve ordusunun sonu, Ebabil Kuşları tarafından yenilmiş ekin yapraklarına benzemek oldu.
Kadim Ebrehe Beytullah’a alternatif çakma bir ibadethane yaparak bunun üzerinden kendisini siyasi ikbal, ekonomik güç ve sosyokültürel terakki hedeflemişti. Bir zamandır Suudi Arabistan’ın veliaht prensliğini bir katakulliyle ele geçiren Muhammed b. Selman da Ebrehe’nin yolunda ilerlemeye devam ediyor. Geldiği günden beri ahalinin İslam’dan, edepten hayâ ve namustan uzaklaşması için özel planlar yapmaktadır. Ahlak dışı panayırlar, konserler, şölenler vs. birbirini takip ediyor. Özgürlük ve çağdaşlık adı altında haddini aşan uygulamalara devam ediyor. Batı kültürüne teşne olan genç kuşak ve çoğu kadınların da hoşuna giden bu uygulamalar, büyük felaketlerin ayak sesleri olarak da kabul edilebilir.
Kendilerini “Hâdim’ul-Haremeyn” olarak lanse eden ancak yıllardır yaptıkları ihanetler sebebiyle ancak “Hâin’ul-Haremeyn” olabilecek bu aile, artık gayretullaha dokunmaya başladı. Konser meydanlarına kondurduğu “Beytullah” maketi üzerine dansöz ve sanatçıların dans ve gösterilerini yansıtması kabul edilemez. Ne olduğu belli olmayan illimünati, satanizm ve LGBT gibi sapkınlık figürlerini de yine İslam’ın kalbi ve Ümmeti Muhammedin merkezi olan mukaddes yapının maketine yansıtılması büyük bir ihanettir ve kabul edilemez.
Eski ve Yeni Fil Vaka’sından Dersler:
Maddeyi putlaştıranlar, kerameti güçte ararlar. Ama izzet ve keramet, hak ve adalettedir. Ebrehe zannediyordu ki, Beytullah’a yapılan hac ziyaretleri, kendisinin yaptırdığı tapınağa yönelince, orası bir ticaret merkezi olacaktı. Böylece stratejik ve maddi açıdan güçlenecek ve kendi krallığını ilan edecekti. Ama tüm planları suya düştü. Çünkü izzeti yanlış yerde aramıştı. "Her kim izzet istiyorsa, bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır..." (Fatır, 35/10) "Her kim dünya ve âhirette aziz olmak istiyorsa, aziz olana itaat etsin." (Deylemî, Firdevs, V/253)
Günümüzün İsrail, AB, ABD vb. haçlı Siyonist ittifakını oluşturan zalimler de, ellerindeki silahlar, teknoloji ve maddi servetlerle dünyaya nizamat vereceklerini sanıyorlar. Ama onların kurduğu düzenler, insanlığa hep kan, gözyaşı, sömürü ve talan getirdi. Elbette bu günkü zalimleri de hezimete uğratacak; bir İbrahim, bir Musa veya ebabiller ordusu elbette olacaktır. Bunu biz görmesek de bizden sonra gelenler mutlaka göreceklerdir.
Çakma Ebrehe bin Selman da selefi gibi izzet ve ikbali, yanlış yerde aramaktadır. Bu zavallılar; “Saddam” “Kaddafi” “Şah Rıza Pehlevi” “Kral Faruk” ve benzeri batı kuklalarından farklı değiller. Bunların sonu da büyük ihtimalle fere gibi bir kanalizasyon çukuru olacaktır. Bin Zayed’le beraber Mursi’nin ve Rabia meydanındaki on binlerce mazlumun dolaylı katili olan bin Selman, şimdi de Gazze’deki mazlumların da kanına dolaylı olarak girmiş bulunmaktadır. Hakka isyan ve halklarına da ihanet eden tüm emirler ve sultanlar da izzet ve ikbali yanlış yerde arıyorlar. Sığındıkları haçlı Siyonist ittifakı daha önce nice kukları da kendi çıkarlarına hizmetçi yapmadılar mı? Kullanım mühletleri dolar dolmaz da sıkılmış limon gibi çöpe atıverdiler. Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...
Muhammed Özkılınç