Bugun...


Mehmet Nuri Bingöl

facebook-paylas
Terör Devleti İsrail’in İran’a Saldırısı
Tarih: 15-06-2025 18:36:00 Güncelleme: 15-06-2025 18:36:00


2025’in ilk aylarında Ortadoğu’da tansiyon bir kez daha yükseldi. İsrail’in İran topraklarına yönelik gerçekleştirdiği doğrudan saldırı, bölgeyi sadece bir adım değil, belki de birkaç adım birden savaşın eşiğine getirdi. Artık alışıldık vekil güçler üzerinden değil; doğrudan devletlerin birbirine açık mesaj verdiği bir devredeyiz.

     İsrail'in İran’a saldırısı, birkaç temel dinamik üzerine oturuyor. İç siyasette kriz yaşayan Netanyahu hükümeti, dikkatleri dış düşmana yönlendirerek kendi pozisyonunu tahkim etmek istiyor.
     İran’ın artan nükleer kapasitesi ve bölgedeki etkisini genişletmesi (özellikle Hizbullah, Suriye ve Yemen’deki Husi gücü üzerinden) Tel Aviv için “stratejik tehdit” olarak algılanıyor dese de lsrail'in asıl hedefi Arzımevud'a mani olan şuurlu ülkelere gözdağı vermektir 
     "Tahaşşüd" ve saldırının muhtevası sınırlı olmasına sınırlıydı ama hedef alınan yerler genellikle İran’ın hava savunma sistemleri veya füze üretim tesisleriyle ilgili noktalar. İsrail burada açıkça bir “mesaj” vermek istiyor: “Sana doğrudan vurabilirim, gerekirse daha fazlasını da yaparım.”
     Bu hücumlar yalnızca caydırıcılık değil; aynı zamanda psikolojik üstünlük kurma çabasıdır da. Ancak İran, geçmiş tecrübelere bakılırsa bu tür saldırıları, genellikle doğrudan değil, vekil unsurlar (Hizbullah, İslami Cihad, Husi’ler) üzerinden karşılıyordu.
     İran bu saldırıya doğrudan cevap vermekte temkinli davranıyor. Çünkü geniş çaplı bir savaş, ekonomik olarak yorgun olan ülkeyi zora sokabilir. Ancak İran kamuoyu, özellikle Kudüs Gücü gibi yapıların etkin çevreleri, bu saldırının “cezasız kalması durumunda itibar kaybı” yaratacağını düşünüyor.
     Yani İran sessiz kalamaz, ama nasıl ve ne zaman cevap vereceği, daha çok stratejik hesaplara bağlı olacak.
     Anlaşılıyor ki İsrail-İran çatışması, doğrudan diğer ülkeleri de etkileyebilir:
     Lübnan: Hizbullah üzerinden gerilim tırmanabilir.
      Suriye: İran üsleri daha fazla hedef haline gelebilir.
     Yemen: Husi'ler Kızıldeniz hattını tekrar kaosa sürükleyebilir.
     Ve sürpriz... Türkiye, bu vesile ile İslam- Türk Birliği kuvvetiyle bölgemize çöreklenmiş siyonist terör sistemini deliğine gönderebilir. Uzun bir hazırlık vetiresi ardından elbet...
      Irak: İran’a bağlı milis gruplar ABD üslerini hedef alabilir.
      Dolayısıyla mesele sadece İran ve İsrail arasındaki bir çatışma değil, bölgesel bir zincirleme kriz potansiyelidir.
       Bu saldırı, aynı zamanda İslam dünyasının parçalanmışlığını ve sessizliğini de bir kez daha gözler önüne serdi. Arap ülkelerinin çoğu, Batı’yla olan ekonomik ve diplomatik ilişkileri nedeniyle ses çıkaramaz hale geldi. Oysa bu saldırı yalnızca İran’a değil, İslam ümmetine yöneltilmiş bir meydan okumadır.
     İsrail’in İran’a saldırısı, bir milattır. Artık vekâlet savaşlarından doğrudan devletler arası çatışmalara geçişin sinyalleri veriliyor. Bu, dünya kamuoyu için “yeni bir Ortadoğu” demek. Ama İslam dünyası için, daha büyük bir imtihan...



Bu yazı 54 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI