Şam sadece bir şehrin adı değil, bir bölge ismi. Kudüs'ten Maraş'a uzanan bir bölge. Şehrin adı, Demaskus ya da Dımeşk. Şam aslında iki a ile şaam biçiminde okunan bir kelime.
Bir türkmen obasının ismi şaamdır ve kuzeyden geldiği için "sağ taraflı" manasında ŞAAM namı verilip sehir içine alınmazlar. Onlar da Golan eteklerine yerleşirler.
O bölgeye Şam denme sebebi budur. Resulullah (asm)ın ihbarları "Medine'nin sağı" diye tevil edilse de, bence, bölgeye daha sonra verilecek bu isimle ilgili, MUCİZE olarak "ihbar-ı bil- gayb" türündendir.
**
Siyah.
Bütün kültürlerde yas alametidir de bizim kadim irfanımızda neden "savaş" sancağı rengidir?
Çünkü, o bayraktaki renk, karşıya yas verecektir de ondan. Osmanlı'nın diğer savaş sancağı, düğün simgesi olan al'dır; o da bizim için yas sebebi değil şehadettir, bayramdır, "şeb-i arus" demektir ölüm.
"Şehit kendini hayy bilir. Sekeratı tatmadığından hayatı münkatı bilmiyor." manası,  "hilâl ve yıldız"ın zemin rengini de teşkil etmemiş midir?
**
İlk hikaye kitabımın başlığı "Siyahtan Turkuaza Koşmak"tır bu sebepten. Al ile turkuazın ne alakası var derseniz, cevabı çok zahir.
Geçende, Yepyeni Suriye haritası gösterilirken tv'de - işin gerçeği- EĞİTİP DONATTIĞIMIZ SMO'nun iteklemesi ve HTŞ liderliğinde, yani GOLANİ tarafından TEMİZLENEN Bilad-ı Şam toprakları, turkuaz renkle gösteriliyordu hep.
Gerçi o ismi, Cumhurbaşkanımızın tercihi olan yeşil ve mavi sembolünün karışımı, al bayrak manasının enmuzeci olarak kullandıysam da bugünler için de güzel bir tevafuk haline gelmis oldu.
Elhamdulillahi haza min Fadli Rabbi.

Mehmet Nuri BİNGÖL