Tweet |
Salihoğlu özetle şunları dile getirdi;
Malum Risaleyi Nur bir şahsi manevidir ve mağlup edilemez. Pandemiyle birlikte ağabeylerin çoğu vefat etti, şimdi geride kardeşler kaldık ve hepimiz müsaviyiz, aslında ağabeyler de ayırım yapmak istemiyordu, ama etrafındakiler şebeklik yapıp ayırım yapıyorlardı.
Diyelim ki bir Mevlüt programı düzenlenecekse neden her kesimden Risaleyi Nur talebeleri iştirak etmesin?
Niyet ittihad-i İslam’a vesile olacak ittihad-i nuru sağlamak lazım. İnsan pek çok vazife ile vazifedardır ama asıl vazife dar dairede başlar, Risaleyi Nur’un manevi havuzunda buluşalım, o havuzdan hepimiz istifade ederiz.
Biz Risaleyi Nur havuzunda birleşirsek aramıza sakat bazı kimseler katılsa da havuzun qülleteyn özelliğiyle teeffüf eder. Küçük küçük havuzcuklara dönüşürsek aramıza katılan yanlış biri suyumuzu teaffün ettirir, necis olup gider.
Çocuklarımızdan biri dese ki; “Baba siz de risale okuyorsunuz, başkaları da okuyor, niye bir araya gelemiyorsunuz?” maalesef ona vereileceğimiz makul bir cevab yoktur.
İsteriz ki bütün Risale-i Nur ekolleri, kendine özgü mizaç farkları ile birlikte ittihat etsinler..." dedi.
Diyarbakır Memur Sen Başkan Vekili Eyüphan Kaya özetle:
“İttihad-i İslam ne kadar gerekliyse ittihad-i Nur da o kadar elzemdir, dolayısıyla bu düşünceniz tam yerindedir.
Ayrıca İlahiyat talebeleri bazı Risaleler üzerinde mezuniyet tezi hazırlayabilir, çünkü ilahiyat fakültelerinin dağınık bilgileri itikad-i açıdan mensuplarının fikrini müşevveş hale getiriyor, örneğin, İman ve Küfür müvazenesi, Mesneviy-i Nuriye, Asa-i Musa..vb. birer kitap okumaları ve özetlemeleri iman-i açıdan kişiye güçlü bir kuvvet verebilir, bunun da mücadelesini vermek lazımdır diye düşünüyorum.” Dedi.