Prof.Dr. unvanlı her akademisyen Rektör olabilir

Her Profesörün Rektörlük için müracaat etme  hakkı olduğuna göre Edebiyat Profesörüne neden rektörlük verilmesin. Edebiyat Profesörü olan Kamuran Eronat’a vazife verilmesini yadırgayanlar var. Bu doğru bir tutum değildir.  

Hem kim demiş ki Rektörlük  avantajlı bir vazifedir. Eğer iyi bir ekibiniz, elinizde bir stratejik eylem planınız, başarılı bir akademik kadronuz  yoksa,  insan  sevgisiyle yaşamıyorsanız, hele  ki tevazu gibi bir vasfınız yoksa 4 yıl sonra başınız dik, alnınız ak  ve huzur içinde vazifenizi  devredemezsiniz, görev süresinde yapılan  haksızlıkların ve yanlışların ahı da boğazınızı kurutacak.

Bir insanın aylık  olarak Profesör maaşından fazla para alması, paraya hamallıktır, kulak zenginliğidir, insanın dikkatini dağıtır, onurunu zedeler.İnsanı menfaatçi ve zevzek yapar.

Yani bir yandan 17 BİN lira ile geçinen vatandaşlarımız varken 170 BİN kazanmak için çabalamak insanın değerini düşürür, helaline haram katar. Rahmetli Yazar Alev Alatlı’nın dediği gibi; “her yasal hak helal değildir”  bakın kadıncağız binlerce  Profesörün  insanlığa bırakamadığı bir cümle bıraktı ve gitti.

İnsanoğluna müthiş bir potansiyel var, zihnini hangi alana yönlendirirse o sahada ufku açılır, rüyalarını görür ve ilgili sahada bir fark oluşturur.

O zaman yeni yönetim oluştururken buna dikkat etmek lazım. Rektör Yardımcıları, Genel sekreter ve Danışman seççerken kılı kırk yararak iyi seçmeli.Şu vasıflara dikkat etmekte fayda var.

1-Kendi alanında etkin olacak, asıl işinde başarı olamayan yönetimde de başarılı olmaz/olamaz.

2-Yönetim kabiliyetine sahip olacak, başarılı bir yönetici olmak için iyi insan olmak yetmiyor.

3-Üniversitenin kendisini ilgilendiren kısmını iyi tanıyacak, hangi fakültenin hangi idari personeli kimdir ne durumdadır bilmeyen birine görev verirseniz ilk 6 ayınız boşa gitmiş olur. 1/8 gitti.

4-Adil, cesur ve öz güvene sahip kimse olacak, yöneticilik risk alma işidir, bunun için de bu vasıflar gerekir.

5-Paragöz olmayacak, bir profesör aldığı maaş ona yetmiyorsa ona dünyayı verseniz yine aç kalır. Para hesabını yapan kimseden başarı beklemek abestir.

Böyle bir ekiple çok iş yapılabilir.Bir kaçını sıralayalım.

1-Üniversitemizden Rektörlüğe müracaat eden tüm adaylarla bir kahvaltıda bir araya gelerek, "Rektör siz olsaydınız yapacağınız ilk üç önemli faaliyetiniz ne olurdu?" sorusunun cevabını onlardan alınabilir.

2-Her Fakültede akademisyenleriyle toplantı yapıp, sorunları ve teklifleri alınabilir,

3-Personellerin özlük hakları konusunda hassas davranılabilir. Hak kaybına uğrayan varsa hemen telafi yoluna gidilmelidir.

4-Bir mutluluk anketi uygulanarak, hem akademik, hem idari personelin morali ne durumda olduğu öğrenilebilir.

5-Üniversitenin hocalarına alanları ile ilgili halk ile iletişimleri sağlanabilir; ilahiyat, veterinerlik, ziraat fakülteleri başta olmak üzere tabi…

6-Üniversitemizin bünyesinde “Ortadoğu Enstitüsü” kurulabilir,

7-DÜSEM aracılığıyla halk ile yetiştirme amaçlı daima diyalog içinde olunabilir.

Ya Allah ye Fettah… fazla kafanızı şişirmeyelim, eğer yönetim bu konuda dinleme ihtiyacı his ederse söylenecek çok şey var.

Şu anda en önemli şey kabiliyetli bir yönetim oluşturabilmek, devamı kendiliğinden gelir diye düşünüyorum.

Ayrıca bazı yorumcular gibi, şu vekiller şunu istedi, bu stk’lar bunu istedi, yok efendim Eski Vekil Eronat galip geldi… gibi ucuz polemiklere girmek de ayıp kaçar. Eğer uğraş veren üniversitenin gelişmesi ve atılımı için çalışmışsa ne ala, yok eğer başka emeller için uğraşmışsa onu da Allah bilir, ona göre hanesine yazılır.

Hayırlısı olsun bakalım. 

Eyüphan Kaya

muslumandunya.com.tr  genel yayın yönetmeni