Tweet |
Ak Parti Dicle ilçe kongresine konuşan Partinin MKYK üyesi Orhan Miroğlu “Bölgenin sakini olarak hangi şehirde yaşarak yaşayalım hepimiz bir açıdan Piran’lıyız” diyerek özetle şunları dile getirdi.
Türkiye Piran(Dicle) hareketi konusunda yeni analizler, çıkarımlar yapılmalıdır diye düşünüyorum. Ekonomi alanında Nobel ödülü alan üç kişiden biri olan Doran Acemoğlu; “Cumhuriyetin ilk yıllarını yeniden okumak lazım, o gün Demokratik bir düzen kurabilseydik bu şekilde acılı sonuçlar oluşmadan da yeni bir düzen kurulabilirdi” dedi, bazı marjinal kesimler adama yapmadıkları haksızlık kalmadı. Aslında kendisi doğru söylüyor.
1921 Anayasası herhangi bir kökene dayanmayan, vatandaşları “Anasırı İslam” olarak adlandıran kapsayıcı ve “Ademi merkeziyetçi” bir anayasaydı. Halka olan güvene dayalı hazırlanmıştı.
Kürtler tarih boyunca üzerine düşeni yapmaya çalışmışlar, Alpaslan’ın yanında durdular, Yavuz Sultan Selim'in yanında durdular, Mustafa Kemal’ın yanında durdular, ama Mustafa Kemal beklentilerine cevap vermedi ve süreç farklı gelişti, halkın bunu bilmesi lazım.
Hani Mavlana’nın bir sözü var; “Dün dünde kaldı cancağızım, yeni şeyler söylemek lazım” olan olmuş, kim haklıydı kim, haksızdı peşine düşmenin zamanı değildir, yeni bir Anayasa yapacaksak birilerinin kırmızı çizgisi olmamalı, hak ve adalete endeksli düşüncelerimiz ortaya koyacağız ama birileri şu maddeye, bu maddeye dokunamazsınız derse o zaman fikir ve düşünceler kelepçelenir, ondan da verimli bir netice çıkmaz.
Zaman kardeşlik edebiyatını yapmanın zamanı değil kardeşlik hukuku çerçevesinde konuşup tartışma zamanıdır.
Devlet Bahçeli’nin Terörsüz bir Türkiye hayali hepimiz için olmazsa olmazdır, Bahçeli’nin bunun için söyleyebileceği en üst perdeden konuşması önemlidir, ama bu esnada Kürt vatandaşlarımızın da nefes alabileceği yasal ve anayasal düzenlemeleri de yapmak lazım. Türkiye’nin yeni yüz yılına yakışan budur.
Cumhurbaşkanımızın Ak Parti grup toplantısında dile getirdikleri bir manifesto mahiyetindeydi, Kürt vatandaşlarımızın buna olumlu bir cevap vermeye hazır olduklarına inanıyorum, çünkü çok sıkıntılar yaşadık, önümüze gelen her fırsatı tabi ki değerlendireceğiz.
Ziya Gökalp’ın sosyolojiyi tarif ettiği gibi; “benim gönlüm ondaydı, onun gönlü mendeydi, komşular bırakmadı” ifadesine göre Kürtler ve Türkler bir arada yaşamaya razıdırlar, ama araya bazı fesatlar giriyor.
Dün doğru adımlar atan birilerinin yanında duran Kürt vatandaşlarımız, nasıl ki bir zamanlar Rahmetli Erbakan hocamızın yanında durdularsa bu gün de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yanında duruyorlar.
Tüm Türkiye’ye sesleniyorum bu tarihi fırsatı değerlendirmek için elimizden geleni yapmamız lazım.
DEM partisi de Kürt vatandaşlarımızın huzurunda mahcup olmak istemiyorsa tarafını netleştirmesi gerekir diye düşünüyorum” dedi.