Tweet |
Basına ve kamuoyuna
Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ın PKK’nin silah bırakmasıyla ilgili çağrısı yerinde bir ifadedir, DEM’in bu çağrıya el uzatması da olması gereken bir mevzudur.
Abdullah Öcalan’ın böyle bir gün için İmralı’da tutulduğu bilinen bir gerçektir ve üstüne düşen görevi yerine getirerek PKK’yi feshetmesi ona biçilen rolün bir gereğidir.
JİTEM’in bir partneri olan PKK’nin artık kendini feshetmesi kaçınılmazdır. Ülkemizde düzgün bir siyasetin yapılması için, millet memleket adına kafa yormak için elzemdir. Eski karanlık devletin ürettiği bu militarist havadan kurtulmak gerekir. Yoksa akıl, fikir ve düşünce işe yaramıyor. Çünkü engelli akıl üretmez.
Kürt meselesini Öcalan ve yandaşlarıyla konuşmak akıl karı değildir.
LGBT’ye kucak açan,
Aileyi önemsemeyen,
İstanbul Sözleşmesinin kalkmasını içine sindirmeyen,
İman, Edep, Din ve Namus kavramları mahallelerinde bir anlam ifade etmeyen,
Tıpkı Jön Türkler gibi iki kelime Kürtçe dışında Kürdün hiçbir değeriyle barışık olamayan bir siyasi aktörle Kürt meselesini konuşmak huzur ve selamete katkı yapamaz.
Ezan sesinden tiksinen, namaz kılmayla alay eden, ölümün arkasında bir Fatiha okumayı fazla gören kimselerle Kürt meselesini konuşamazsınız
Açık ifadeyle şunu söyleyeyim ne Abdullah Öcalan de PKK Kürtlerin hiç bir değeri değildir. Gelin Kürtlere karşı böyle tarihi yanlışlar yapmaktan vazgeçin, zaten solcular bu ülkeye huzur ve selamet getiremezler, çünkü kendini idare etmekten acizdirler. Tıpkı fi tarihte Türklerin başına getirilen Atatürk gibi Kürtlerin de başına Atakürt getirip Kürtlerin dengesini bozmayın, istikballerini karartmayın!
Her ne kadar Kürt meselesi için gerekli yasal ve anayasal düzenleme için son çare TBMM’de olsa da asıl olan kamuoyunu bu duruma ikna etmektir.
Bunun için de Diyarbakır’da bir Kürt konferansı yaparak Kürtlerin ve Türklerin birlikte ortaya koyduğu çözüm paketi üzerinde uzlaşmaktır.
Bunun için Kürt aşiretleri, Alimleri, Kanaat önderleri ve Aydınlarına kulak vermek lazım. İşin içinde Kadim Aşiretler Federasyonu Rasim Aslan, Federasyon üyesi Yahya Munis, Diyarbakır Cezaevi mağdurlarından Abdurrahim Semavi, İstanbul Barosunda adının kaşlığı olan Av.İlhami Sayan, Şeyh Sait ailesinden Av.Muhammed Dara Akar gibileri olurlarsa Kürtlere hitap eden 900-1000 kişilik etkili aktörleri ile bir çalışma yaparsınız böyle bir çalışma kamu oyunda bir karşılık bulur, PKK için de bir çare üretebilecek bu çalışma 10.000.000 Kürde hitap eder diye düşünüyoruz.
Bunlar arasında 350 Kürt, 350 Türk olmak üzere 700 kişi bir araya gelerek Bir “Çözüm Çalıştayı” yapılır, deklarasyon 6 ay gibi kısa bir sürede 81 ilde vatandaşa arz edilir, nihai olarak Diyanet aracılığıyla en ücra köyümüze kadar hutbede okunur, kamuoyu meseleyi anlayıp hazır olunca da TBMM’de yasal dayanağı hazırlanır. Eğer kalıcı bir çözüm isteniyorsa makul yol budur.
Kamuoyuna arz olunur.
Müslüman Dünya Medya Grubu