Tweet |
358 gündü hep mutsuz yatıyorduk, ama bu gece bir başkaydı. Şii-Sünni teferruatını bahane ederek İran hakkında ileri geri konuşan ruh hastası bazı kimseler bu defa ne diyecekler bilmiyorum.
İşte görüyorsunuz düşman Heniye gibi bir sünniyi de Nasrallah gibi bir Şiiyi de öldürürken, İran ikisinin de intikamını aldığını deklere ederek lisan-i hal ile “gelin şu mezhebi faklılıkları aramızdan kaldıralım” dercesine bir duruş sergiledi.
Komşu ülkeler olup küfre karşı savaşabilecek iki ülke olan Türkiye ve İran’ı bir birbirinden uzaklaştıran her kim varsa yanlış yapıyor, düşmanın ekmeğine yağ sürüyor.
Halk olarak; aynı Allah’a inanan, Aynı Peygamberin ümmeti olan, aynı kıbleye yönelerek Allah’a secde eden bu iki halkı birbirinden soğutan her kim varsa vay haline!
Türk Asya Stratejik Araştırma Merkezi(TASAM) adında bir oluşumumuz var, Cumhurbaşkanlığı himayesinde faaliyet gösteriyor. Son on yılda iki defa Van’da iki defa Tebriz’de olmak üzere Türkiye-İran yetkililerini dört defa bir araya getirerek aralarında dertleşmesini, sitemleri yüz yüze yapmalarını, ortak meselelerde nasıl hareket edebilecekleri, tatlı bir rekabet içinde çalışırken bir birlerini nasıl koruyup kollamaları gerektiği, sektörlerin işbirliğinin ne denli önemli olduğunu ortaya koyarak birlikte çalışma azmini ortaya koydular.
Cumhurbaşkanımız İran’da “la şiiye, la sünniye, islamiyye islamiyye” sloganıyla bu çalışmayı ve birlikteliği tabir yerindeyse özetledi.
Birileri bunu yeterli görmüyor olabilir ama unutmayalım biz hala heykel cumhuriyetiyiz, hala Türkiye’de devlet erkanı anıtkabire selam veriyor, bir İslam Cumhuriyeti bu sistemle ancak bu kadar iş birliği içinde olabilir.
Ne kadar İslam düşmanları ülkeler varsa hepsi İran’a düşmandır, yetmiyor bir de bizi düşman etmek isteyen var, üstelik kader komşumuz, birbirimizin külüne muhtaç olduğumuz iki devlet.
Şimdiye kadar bin bahane ile İran’ın eleştirenler acaba bu saldırısına ne bahaneler uyduracaklar, demir kubbe atılan füzelerin çoğunu yakalayamadı, füzeler stratejik yerlere düştüler, Tel Aviv’de halkın tamamı sığınaklara koştu…
İlk defa bu kadar profesyonel bir saldırı oluyor, 1200 kilometre öteden atılan bu füzeler 12 dakikada İsrail’in başına düştü, yani dakikada 100 kilometre hızla ilerliyorlardı. Ben askerlik görevimi Top Füze okulunda yedek subay olarak yaptım, bu atışların durumunu biliyorum, bu hızla giden bir füzeye hiçbir kubbe dayanamaz, düştüğü yerin yüzlerce metre derinine gider.
Bir tarafı Türk, bir tarafı Kürt, yaşadığı devletin dili Fars olan İran’ın Cumhurbaşkanı alicenap Mesut Pezeşkiyan’ın bu cesur kararını ayakta alkışlıyorum.
Birilerinin gözü haklı olarak Türkiye’den gelen saldırıda olabilir, onun da zamanı gelecek, ancak unutmayalım Türkiye vurduğu zaman yok etmeyene kadar durmaz, onun için buna daha zaman var diye düşünüyorum. Bu konuda Türkiye’nin bir stratejik eylem planının olduğunu bile biri olarak söylüyorum.
İsrail iyi kulaklarını açsın, bakın Türkiye’deki o hain dostların artık işe yaramaz durumdalar, şayet kendileri deşifre olursa halk tarafından linç edilecekler onlardan umudunu kes benden söylemesi.
Gecenin özeti olan İran’ın saldırısını tebrik ediyorum başta Gazze’nin çocuklarına yaşattıkları sevgi gösterileri olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşayan duyarlı insanların yüreğine su serpti.
İsrail kendi bilir ya kabuğuna çekilecek ya da kuşa kurda yem olacak
Beden söylemesi.
Eyüphan Kaya
muslumaundunya.com.tr genel yayın yönetmeni