Bugun...



İNOSAM Başkanı Gürkan Avcı'dan Gençlerimize çağrı!

İnovatif Stratejik Araştırmalar Merkezi (İNOSAM) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı;Türkiye Gençliğini Göreve Çağırıyoruz; YA İSTİKLAL YA İZMİHLAL!TÜRKİYE BİRKAÇ YILDA YA TAMAMEN ÇÖKECEK YAHUT KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞACAK!

facebook-paylas
Tarih: 13-06-2025 23:41

İNOSAM  Başkanı Gürkan Avcı'dan Gençlerimize çağrı!

Bugün, tarihin en kritik kavşaklarından birinde, vicdanın, adaletin ve hakikatin sesiyle sizlere sesleniyorum. Bu bir basın açıklamasından öte, bir silkiniş, bir uyanış, uyandırma ve yeniden inşa çağrısıdır!

Türkiye, kontrollü bir çöküşün pençesinde; dünya ise orman kanunlarının hüküm sürdüğü bir kaosa sürükleniyor. Ama siz gençler, bu çürümüş düzeni yıkacak, insanlığın ruhunu yeniden uyandıracak olanlarsınız!

Açıkça söylüyorum: Türkiye’deki bu harami, adaletsiz, yapanın yanına kar kaldığı çarpık sistem asla değişmeyecek! Çünkü devrim, sokaklarda pankart sallamakla değil; zihinlerde, kalplerde, kültürde başlar. İNOSAM olarak sizi, bir teslimiyete değil; bir diriliş, bir yeniden doğuşa davet ediyoruz! Size dayatılan bu sahte düzeni reddedin, hayal gücünüzü, yaratıcılığınızı, insanlığınızı geri alın ve yeni bir medeniyetin temellerini atın!

Çürüyen Bir Sistem: Kontrollü Çöküşün Anatomisi

Sevgili gençler, Türkiye bugün bir çöldeki serap gibi aldatıcı bir refah masalına hapsedilmiş durumda. Fabrikalar kapanıyor, tarlalar boşalıyor, gençler işsiz, orta sınıf borç batağında. Konut fiyatları uçmuş, bir ev sahibi olmak hayal olmuş. İstanbul’da bir dairenin fiyatı, beş gencin ömrü boyunca kazanabileceğinden fazla! Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 verilerine göre, konut fiyatları son beş yılda %400’den fazla artarken, asgari ücret aynı dönemde reel olarak %20 eridi. Gençlerin %27’si ne eğitimde ne istihdamda; bu, OECD ülkeleri arasında rekor bir oran! Ama bu bir ekonomik kriz değil; bu, planlı bir çöküş! Türkiye, tıpkı Roma’nın son yüzyıllarında olduğu gibi, siyasetin ve finansın elitleri halkı eziyor, kaynaklar bir avuç yandaş zengine akıyor. Roma, fetihlerle beslendi; fetih durunca içten çürüdü. Türkiye de uzun vadeli milli inşayı terk etti; finans oyunları, emlak balonları ve ucuz göçmen iş gücüyle sahte bir büyüme masalı yazıldı.

Bu kontrollü çöküş, bir kaos değil; bir senaryo! Türkiye’de hükümetler, sağdan da gelse soldan da gelse, lanet olası AK Parti iş başında kalsa da AK Parti’nin siyam ikizi çapsız CHP iktidar olsa da bu çöküşü yavaşlatmakla yetineceklerdir. Neden fabrika kuralım ki, insanlar birbirine ev satarken para kazanılıyor? Neden yerli yetenek yetiştirelim ki, dışarıdan ucuz iş gücü getiriliyor? Bankalar ipotekle halkı esir alıyor, sermaye baronları emlak, kira ve faiz gelirleriyle servetlerine servet katıyor. 2024’te Türkiye’de bankaların ipotek kredisi hacmi 1,5 trilyon TL’yi aştı, ama bu paralar üretime değil, betona gömüldü! Bu düzen, iktidar ve muhalefet politikacıları, büyük şirketler ve bankalar için kârlı; ama millet için bir tuzak! Siz, bu tuzağı kıracak olanlarsınız!

Kültürel Soykırım: Zihinlerin ve Ruhların Esareti

İNOSAM olarak haykırıyoruz: “Bir halkın devrim yapabilmesi için önce hayal gücüne sahip olması gerekir!” Ama bakın, küresel sistem ve onun gizli işbirlikçisi AK Parti ile; ben daha iyi partnerlik yaparım diye tepinen CHP hayal gücünüzü nasıl çaldı: Popüler kültür, ruhunuzu bir cips torbasına hapsetti; boş kalorilerle zihninizi yetersiz besledi. Türkiye’de müzik, sanat olmaktan çıktı; bir tüketim ürününe dönüştü. 2023’te Türkiye’nin en popüler 100 şarkısının %80’i, sadece beş prodüktör tarafından yazıldı! Aynı akorlar, aynı nakaratlar, beyni uyuşturan aynı otomatik çöp sesler… Bu şarkılar, ruhunuzu uyandırmak için değil; sizi uyutmak, TikTok’ta viral yapmak, bağımlı kılmak için tasarlandı. Filmleriniz ya Hollywood’un taklidi ya da geçmişin yeniden çevrimi. 2024’te Türkiye’de vizyona giren filmlerin %60’ı, ya yabancı uyarlama ya da nostalji sömürüsü! Edebiyatınız o kadar basitleşti ki, orta çaplı bir yapay zeka sizin romanlarınızın topunu daha iyi yazabilir hale geldi. Neden? Çünkü insan karmaşıklığını, duygularını, erdemi ve yüksek ahlak ve seciyeyi ifade eden diliniz, kelime dağarcığınız elinizden alındı.

Bu bir tesadüf değil; Türk halkına uygulanan bu, zihinsel bir soykırım! Türkiye’nin eğlence sektörü, sizi eğlendirmek için değil, adeta bayıltmak için çalışıyor. Netflix’in algoritmaları, sizi düşünmekten alıkoyan diziler öneriyor; sosyal medya, öfkenizi birkaç beğeniye indirgiyor. Çağrımız net: “Gerçek sanatı olmayan bir toplum devrim yapamaz!” Sanat, bir toplumun ruhunu yansıtır ve şekillendirir. Ama sizin sanatınız, ruhunuzu tüketiyor, sizi birer tüketici robotuna dönüştürüyor. Bu kültürel çölde, muhalefet bile sistemin bir parçası, bundan şüpheniz olmasın. Size sunulan iki fikir var: Sağ ya da sol, AK Parti ya da CHP ve onların yandaşları ama ikisi de aynı çürümüş düzene hizmet ediyor. Seçimler değişim getirmiyor, çünkü seçenekler önceden belirlenmiş. Algoritmalar, sistemin çizdiği sınırların dışına çıkanları susturuyor. 2024’te Türkiye’de sosyal medyada 10 binden fazla hesap, “hassas içerik” gerekçesiyle gölge yasaklara maruz kaldı. Bu, özgürlüğün değil, kontrollü bir tiyatronun göstergesi!

Küresel Orman Kanunları: İnsanlığın Kanayan Yarası

Dünya, bugün bir orman kanununun pençesinde. Ukrayna’da savaş, Filistin’de soykırım, Afrika’da sömürü, Asya’da borç tuzakları… Hepsi, aynı küresel elitlerin, aynı kasanın ve onların yerli çobanlarının eseri. 2023’te IMF, 50’den fazla ülkeye 100 milyar dolarlık borç verdi; ama bu borçlar, halkı kurtarmak için değil, zincire vurmak için! Türkiye, 2001 krizinden beri bu borç tuzağının içinde. Doların hegemonyası, NATO’nun askeri dayatmaları, teknoloji devlerinin sömürüsü… Hepsi, milletin iradesini esir alıyor. 2024’te Türkiye’nin dış borcu 500 milyar doları aştı; ama bu paralar fabrikalara, okullara, hastanelere değil, bir avuç yandaşa ve küresel finans baronlarının yerli temsilcilerine aktı.

Bu oyun yeni değil. Sık sık yaşanan petrol krizleriyle başladı, neoliberal politikalarla hızlandı, 2008 finansal kriziyle derinleşti. Pandemi sonrası enflasyon dalgaları, tedarik zinciri krizleri, enerji savaşları… Hepsi, bu orman kanunlarının yeni hamleleri. Türkiye, bu küresel satranç tahtasında bir piyon gibi sıkıştırılmış durumda. Ama siz, sevgili gençler, bu oyunu bozacak olanlarsınız! Dürüstçe haykırıyoruz: “Kasa her zaman kazanır, ama siz kasa değilsiniz!” Siz, Türk Gençliğisiniz; Yunanistan’dan Meksika’ya, Nijerya’dan Endonezya’ya, ezilen, sömürülen, ama ruhu hâlâ diri olan milyarlarca insanın umudusunuz. Düşmanınız ne komşunuz, ne karşı mahalledeki hasmınız ne başka bir millet; düşmanınız, bu orman kanunlarını dayatan sistemdir ve onun yerli işbirlikçisi siyasi/bürokratik/sermaye elitleridir.

Eğitim Sistemi: Bir Zihin Hapishanesi

Sevgili gençler, size dayatılan en büyük tuzaklardan biri, mevcut eğitim sistemidir! Bu sistem, sizi özgürleştirmek için değil; birer idiot, embesil, moron ve itaatkâr işçi, birer tüketici robot yapmak için tasarlandı. Türkiye’de eğitim, ezberci, ruhsuz, yaratıcılığı öldüren bir süper makineye dönüştü. 2024 PISA sonuçlarına göre, Türkiye, okuma, matematik ve fen bilimlerinde OECD ortalamasının çok altında kaldı; eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerinde ise son sıralarda! Okullar, sizi düşünmeye değil, sınav kazanmaya programlıyor. Üniversiteler, diploma fabrikasına döndü; mezunların %40’ı iş bulamıyor, bulabilenler ise asgari ücretle yetiniyor. Bu sistem, sizi birer “dişli” yapmak için çalışıyor, bu hain niyetini perdelemek için de bol bol din ve milliyetçilik soslaması yapıyor; ama siz, bu makineyi kıracak olanlarsınız!

İdeolojik fanatiklerin ve cahil körlerin yönettiği mevcut eğitim sistemine güvenmeyin! Kendinizi geliştirin! İnternetin gücü elinizde: Açık kaynak platformlardan kod öğrenin, yabancı dil öğrenin, eleştirel düşünceyi benimseyin. Coursera, Khan Academy, YouTube’daki ücretsiz dersler, sizin gerçek üniversiteniz. Milyonlarca genç çevrimiçi platformlardan yeni beceriler öğreniyor, ey Türk Gençliği; siz neden geride kalasınız? Kendi yolunuzu çizin: Yazılım geliştirin, yenilenebilir enerji ve Yapay Zeka projelerine katkı sağlayın, yerel tarımı canlandırın. İNOSAM olarak diyoruz ki: “Bağımsız düşünemeyen insanlar asla ayaklanamaz.” O halde, zihninizi özgürleştirin, öğrenin, üretin ve bu sömürücü ahlaksız sistemi alaşağı edin!

Türkiye’de Yaşananlar Ekonomik Kriz Değil, Servet Transferi!

Sevgili gençler, Türkiye’nin yaşadığı durum ekonomik kriz değil; bir servet transferi soygunudur! Küresel finans sistemi ve yerli harami hükümetler, el ele vererek milleti fakirleştirdi, muhtaç hale getirdi. 2024’te Türkiye’de en zengin %1’lik kesim, ulusal servetin %40’ını kontrol ediyor; bu, 1980’lerdeki oranların üç-dört katı! Kamu ihaleleri, bir avuç yandaşa peşkeş çekiliyor: 2023’te sadece İstanbul’daki mega projeler için 200 milyar TL’lik ihale, şeffaflık olmadan dağıtıldı. Dolar/TL kuru 40’a yaklaşırken, enflasyon resmi rakamlarda bile %70’lerde; ama marketlerde, pazarlarda hissettiğiniz gerçek enflasyon %150’den az değil! Bu, bir kriz değil; halkın alın terinin, bir avuç elite aktarılmasıdır.

Küresel finans sistemi, bu soygunun baş aktörü. IMF ve Dünya Bankası, borç verirken “yapısal reform” adı altında özelleştirmeleri dayattı. Türkiye, 1980’lerden beri 70 milyar dolarlık kamu varlığını özelleştirdi; ama bu paralar nereye gitti? Fabrikalara, okullara, hastanelere değil; yandaşlara, betona, lüks saraylara! Bankalar, yüksek faizle halkı borç batağına sürüklüyor: 2024’te tüketici kredisi borcu 2 trilyon TL’yi aştı, ama bu borçlar üretime değil, tüketime harcandı. Hükümet, bu soygunu süslü basın toplantılarıyla, “ekonomik paket” yalanlarıyla örtbas ediyor. Ama gerçek ortada: Türkiye, bir avuç haraminin zenginleşmesi için fakirleştirildi! Siz, bu soygunu durduracak, adil bir düzen kuracak olanlarsınız!

Yeni Bir Vizyon: Yeni Bir Medeniyet

Ey Türk Gençliği, size İNOSAM olarak bir vizyon sunuyoruz: Önümüzdeki birkaç yıl Türkiye’nin ya çöküş çağı olacak ya da yeniden doğuş çağı! Bu, sizin seçiminizle belli olacak. Sistem, sizi yapay zekâ çağında birer veri kölesine dönüştürmek istiyor. 2024’te teknoloji devleri, kişisel verilerinizden 1 trilyon dolar kâr etti; ama siz, bu teknolojiyi insanlığın hizmetine sunabilirsiniz! Blockchain’le adil bir ekonomi, yenilenebilir enerjiyle temiz bir dünya, açık kaynak teknolojilerle özgür bir bilgi ağı kurabilirsiniz. Türkiye’den başlayarak, insanlığa bir medeniyet modeli sunun: Adalet, vicdan, ahlak, üretim ve özgürlük üzerine kurulu bir medeniyet! Büyük ceddimizin geçmişte kurduğu kadim medeniyetimizin güncellenmiş hali!

Bakın, dünya değişiyor. 2023’te güneş ve rüzgâr enerjisi, küresel enerji üretiminin %12’sini oluşturdu; bu oran 2030’da %30’a ulaşacak. Siz, bu değişimin öncüsü olabilirsiniz. Yerli teknoloji geliştirin: 2024’te Türkiye’de sadece 10 bin yazılımcı, küresel çapta rekabet edebilecek projeler üretti. Neden bu sayı 1 milyon olmasın? Tarımı yeniden canlandırın: Hollanda, Türkiye’nin %5’i kadar bir toprakta 100 milyar dolarlık tarım ihracatı yapıyor; siz neden yapamayasınız? Çağrımız çok açık: “Sanatınız boş ve bu boşluğu pekiştiriyor.” O halde, yeni bir sanat, yeni bir kültür, yeni bir ekonomi yaratın!

Özgürlük Bir Hayal, Bir Serkeşlik Değil, Sorumluluktur

Sevgili gençler: Özgürlük, bir fantezi değil; bir sorumluluktur. Tüm sesimizle haykırıyoruz: “Türkiye’de öyle şartlar var ki, başka bir yerde olsaydı toplum patlardı.” Ama siz patlamayacaksınız; çünkü patlama, kontrol edilir. Siz, bir volkan gibi taşacak, yeni bir dünya yaratacaksınız. Size dayatılan sahte özgürlük hayallerini yırtın atın! Özgürlük, baskıyı uygulayan olmak değil; baskıyı ortadan kaldırmaktır. Türkiye’nin gençleri, birleşin! Dünya gençliğine önder olun! Türk gençliği, Arap gençliği, Afrikalı gençlik, Latin gençliği… Hepiniz, aynı zinciri kırmak için doğdunuz.

Sistem, sizi anlık hazlara bağımlı yaptı; ama adalet, uzun vadeli bir mücadele ister. Konforu değil, hakikati seçin. Kaçmayı değil, dayanmayı öğrenin. Bakın Filistin’deki gençler, imkânsızlıklar içinde direniyor; Sudan’daki gençler, açlık ve savaş arasında umut üretiyor. Siz, onlardan daha az mısınız? Hayır! Siz, bu necip ve ezgin milletin, bu yüce insanlığın evlatlarısınız. Hayal kurun, düşünün, üretin, birleşin ve harekete geçin. Türkiye’yi yeniden büyük yapmak için, cennet yapmak için, önce kendinizi büyük yapın, çevrenizi cennete çevirin. Bu çürümüş düzeni tarihin çöplüğüne gömün ve insanlık için yeni bir çağ başlatın!

Ya istiklal ya izmihlal!
Uyan, Türkiye Gençliği! Uykudan Uyan!

Gürkan Avcı

İNOSAM YK Başkanı
(İnsanlığın vicdanı, tarihin sesi ve geleceğin umuduyla)




Kaynak: müslüman dünya

Editör: Editör

Bu haber 26 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI