Tweet |
Yeryüzünde 6000 küsur sayıda farklı dil ve lehçeler konuşuluyor, şu Kürtçeye bir türlü Ortadoğu devletçikleri tahammül edemedi. Onun için başından belalar da eksilmiyor.
Sene 1993 zamanın Başbakanı Tansu Çiller Diyarbakır’a gelmişti. Ben bölgemiz, ülkemizle ilgili on sayfalık bir yazı hazırlamıştım. Vatandaşların tekliflerini tepside toplayan birisi vardı, ama uzun zaman düşünüp dikkatle yazdığım o yazıyı tepsiye bırakmak içimden gelmedi, eskiden acele posta servisi(APS) vardı, o şekilde Başbakanlık adresine Tansu Çiller’in adına gönderdim. Kendisine ulaştı mı ulaşmadı mı bilemiyorum ama o yazıdan orijinal bir cümle aklıma geldi.
“Kürtçenin önünü açın, dil Allah’ın ayetidir, onunla cedelleşen mağlup olur” şeklinde bir ifadeydi. Aslında İran’ın, Irak’ın, Suriye’nin ve Türkiye’nin huzuru bu dili tanımadan geçiyor.
Unutmayın bir örgüt, bir parti, bir devlet… ne olursa olsun Kürtlere ve Kürde ihanet ederse burnu sürtünür. İşte görüyorsunuz PKK ne halde, DEM ne durumda, her geçen gün oyları düşüyor, devletin içindeki bozkurt zihniyetli kimselerden olmasaydı DEM’in oyları çoktan barajın altına düşmüştü.
Eski devlet anlayışının Kürtçe ve dolayısıyla Kürtlere yaptıklarını hangi vatandaş bilse tek kelimeyle “lanet olsun!” diyecek, ama ne yazık ki hak adına bir şeyler dile gelince hemen birileri PKK damgasını vurup hakkı dillendireni damgalıyor ve onun üzerinde “vurun abalıyı” misali linç ediyor.
1980 öncesi yaşananları anlatmaya dilim varmıyor, darbe sonrası dahi çıkarılan o 82 anayasasında Kürtçe konuşmak yasaklandı. Yahu Allah aşkına bir düşünün sabah kalktınız birileri ülkemizi istila etmiş ve Türkçe konuşmayı yasaklanmış; konuşanı dövüyor, sövüyor, cezalandırıyor siz ne yaparsınız? Bu sıkıntılar karşısında “ya sabur” çekip tahammül eden Kürt vatandaşlarımıza minnettarım. Ayrıca 2000’li yıllardan sonra bu yanlışları her fırsatta ortadan kaldıran devleti de hükümeti de tebrik ediyorum. Her ne kadar AK Parti hükümetinin uygulamaları olsa da devlet aklının buna ruhsat verdiğine inanıyorum. Bu gelişmelere karşı olanları da gördük tabi.
Kürt ve Kürdistan ile ihanet halinde olan, asıl görevi Kürtlere bir huzur kazandırmak değil, belli bir eylem planı dahilinde şahsiyet ve şeref açısından Kürdü ortadan kaldırmak olan ve bir yalan makinesi gibi günlük, saatlik algılar oluşturan siyasi partiler zinciri hala da Kürtçe üzerinde siyasi rant devşirmeye devam ediyor, tabi varlığının ana kaynağı olan ırkçı ruh da yerinde durmuyor.
Belediyenin şehir içi yollara “önce yaya” yazısını “berê peya” şeklinde yazması Kürtlere şirin görünmeye yönelik oyunun bir parçası olduğu aşikardır, ama kimi haberlere göre Van'da kimisine göre Diyarbakır'da bir gece vakti o yazıyı silip “Türkiye Türk’tür Türk kalacak” yazısını yazması da tek kelimeyle bir kabahattir. Bunu yapan devletin adamı olamaz!
Biri diğerini besleyen iki şeytani akım, biri Türk ırkçısı, diğeri Kürt değerlerinin düşmanı LGBT dostu Şambala örgütünün sempatizanları. Şambala örgütü şeytana başlı azgın zenginlerin oluşturduğu bir örgüttür, amaçları yeryüzünde Allah’ın hakimiyetini kabul etmeden hayvanca hazza dayalı yaşamaktır. Eşcinsellikte onların bir koludur. Allah’a tevekkül eden ve insanca yaşamayı tercih eden kimseler ihlaslı iseler onlar mele-i alaya bağlı oldukları için daha güçlüdürler ve eninde sonunda galibiyet müminlerindir. Ama sabırla çalışmaları lazım.
Irkçılığı ne kadar kötü bir şey olduğunu şu anda Gazze’de yaşananlardan görüyorsunuz. İnsanlık bu zulme karşı isyan ediyor. Ama onun kırıntısı bizim ülkemizde var Türk ırkçılığı, Allah muhafaza ülkeyi bir felakete sürükleyebilir.
Türkiye Cumhuriyeti 85 milyon vatandaşındır, bu insanlar da çoğu Türk değil, buna rağmen vatandaşın Türkçe ile Bayrakla, Vatanla bir sorunu yoktur, ama ırkçılarla sorunu var,
“Tüm vatandaşlar Türk’tür” diyen anayasanın 66.maddesiyle sorunları var,
Kürtler ve Kürtçe ile uğraşanlarla sorunları var,
DEM gibi Kürtleri İnanç ve Kültürleriyle mücadele edip CHP’ye hizmet edenlerle sorunları var.
Artık Dinimizden de Dilimizden de elinizi çekin, 85 Milyonun ortak dili olan Türkçeyi ırkçılık ile yan yana getirip, hayata zehir katmayın, milyonlarca vatandaşlarımızın konuştuğu Kürtçeye karşı saygısızlık yapmayın, bu konuda sıkıntı oluşturan yasa ve yönetmelikleri değiştirmek için çalışıp çabalayın ta ki hayata huzur gelsin, Kürtçe eğitim dili olursa ülke bölünür diyenlere acıyorum, bu korkak ve yalancı kimselerin bu huylarından vazgeçmelerini Kürt ve Kürdistan sözlerini DEM ve PKK ile yan yana getirmemelerini tavsiye ediyorum.
Sene 2010 İslam Konferansı Örgütünün toplantına katılmıştım Endonezya temsilcisi şöyle bir ifade kullanmıştı “benim ülkemde 300 dil konuşuluyor hayat bir armoni şeklinde akıp gidiyor” bu kadar basit. Eğer bu meseleyi çözersen DEM ve MHP gibi partiler ya kendine yeni isimlerle yeni parti programlarıyla hakkın huzuruna çıkacaklar ya da yok olup gidecekler benden söylemesi. Bence bir gece vakti belediyenin yazısını silen her kimse tespit edip cezalandırılması lazım. Bence o DEM partisinin kripto elemanıdır.
Ey siyasetin ucuz piyonları Kürtçeyi rahat bırakın! Diyor, meseleyi vicdanınıza havale ediyorum.
Vesselam.
Eyüphan Kaya
muslumandunya.com.tr Genel Yayın Yönetmeni