Tweet |
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ak Partinin Diyarbakır 8.olağan kongresinde mevcut gündemle ilgili temkinli bir konuşma yaptı. Daha önce yaşadığı tecrübeden olsa gerek, sulh ve selamete işaret etmesine rağmen pek açık konuşmamayı tercih etti. Gelin satır aralarını beraber analiz edelim. Erdoğan’ın dile getirdiği bu ifadeleri yan yana getirelim.
*Kürt-Türk birlikteliği Eyyubilerde, Zengilerde, Malazgirtte, İstanbul’un kapılarında ve Kurtuluş savaşında olmuştur, bu birlikteliğin bozulmasına kimsenin gücü yetmez.
Bin yılı aşkın bir zaman şeridinde bu kadar yan yana duran bu iki halkı bu hale getiren kimseler utansın, gerçek şu ki bu sıkıntı yabancı patentli ulusal, laik ve ırkçı devletin ardında bıraktığı molozun ta kendisidir. Bu sıkıntıdan Kürtleri sorumlu tutanlar utansın. Adam olan bu yakın tarihin üstüne bir çarpı işareti atar ve 900 yıllık kardeşliğin esaslarına döner, çünkü bu ülkeye yakışan budur.
*Diyarbakır İslam’ın mührünü taşıyan bir şehirdir,
Peygamber efendimizin vefatından sadece 7 yıl sonra İslam ile müşerref olan Diyarbakır Anadolu’nun İslam ile tanışmasına vesile olmuştur, bununla iftihar etmemiz gerekirken, “Kürtler önce Müslüman olmuş” tarihi gerçekliği kıskanıyorlar, bu kompleksli insanların işidir, bu değere sarılarak yine İslami değerler etrafında kurtuluş aramak lazım, şunun bunun aklıyla hayta huzur kandırmak mümkün değildir.Ciddi manada huzur istiyorsak ilahi öğretiden ilham almalıyız.
*Biz Hz.Ömer’in adaletinden ilham alıyoruz,
Hazreti Ömer’in adaleti hangi sorunun çözümüne yetmez ki, dünyanın şimdilik yitik değeri olan bu adaleti tekrar hayata geçirmek, kavimler arasında denge kurmak, insanlar arasında adalet duygusunun neşv u nema etmesinin tecelli etmesi için yeter de artar. Çünkü ilhamını Kuran ve sünnetten ve billur imandan alıyordu bu yönetim tarzı.
*Türkiyesiz bir Diyarbakır öksüz kalır,
Doğrudur diğer 80 ilimiz gibi Diyarbakır’ın da Anadolu’nun nimetlerinden faydalanmaya hakkı var. Bu şehir İslam ile müşerref olduğu günden beri insanlığa gönlünü açmış, hak ve adalet adına daima sesini yükseltmiştir. Mağdurun ve mazlumun yanındadır, hatta karanlık bir akıl DEM’in oylarını yükseltmek için çoğu kere seçimler yaklaştıkça bir mağduriyet hali oluşturuyordu. Ama galiba o bozuk saat artık işlemiyor, bu süreç daha şeffaf gidecek Diyarbakır diğer 80 ilimizle barışık hayatını sürdürecektir.
*Yanlışta diretmek büyük devletlere yakışmaz,
Önemli bir ifade bir yandan yeni yüzyıl diyeceksiniz, diğer yandan gereksiz sebeplerle başlayıp, büyütülen, arkasında kan ve göz yaşı bırakan meselenizi başka bahara bırakacaksınız. O zaman size söylemezler mı? “Varsa bir merheminiz önce kelinize sürün” Öyleyse huzurlu bir ülke, sözü dinlenir bir ülke, bir çok açıdan kıskanan bir ülke durumuna gelmek istiyorsak sorunlarımızı dirayetle, cesaretle, metanetle çözeceğiz, bu ülkenin potansiyeli buna müsaittir.
*Tarafımız barış ve huzurun tarafı olacaktır,
Evet konuşmasının en makul cümlesi budur galiba, birilerinin içine sinmese de ülke barışı için buna taraf olmalı, eski karanlık devletin bir ateş topu gibi kucağımıza attığı bu meseleyi çözmeliyiz.
İYİ parti genel başkanı Müsavat Dervişoğlu gibi gereksiz konuşmalardan uzak durmalıyız. Neymiş efendim “kılıç hakkını” kullanacaklarmış, teessüf ederim olgun bir insanın bu süreçte kullanacağı ifade midir bu ifade? Hiç yakışmadı, hiç! Devlet adamlığı terbiyeniz bu ifadeyi kullanmanıza nasıl müsaade etti?
*Ülke bütünlüğü içinde sorunlarımızı hal edeceğiz,
Tabi ki ülke bütünlüğü içinde sorunlarımızı hal edeceğiz, seküler siyasetçilere kalsa kimisi laiklik der dinimizle kavga eder, huzurumuzu kaçırır, kimisi komünist sistem deyip kanton komün peşinde olur, iki taraf da kulağını iyi açsın; bu tür düşüncenin de son kullanma tarihi çoktan geçmiştir.
*Terör örgütü silah bırakmak durumundadır.
PKK silahı bırakmak durumundadır, JİTEM yaptığı zulümlerle Kürt gençlerini dağa bağa çıkardı, sonunda giden de bin pişman oldu, çünkü adı PKK olan bu örgütün Kürt meselesiyle bir alakası olmadığı, İttihat ve Teraki partisi Türk ırkını kullanarak nasıl ki bu halk üzerinde oyun oynadılarsa bu partinin küçük kardeşi olan PKK de Kürtler üzerinde aynı oyunu oynadı, Kürt çocuklarını edep ve haydan, örf, inanç ve geleneklerinden kopardı, ama artık mızrak çuvala sığmıyor, ya silah bırakarak hayata tutunacaklar, ya da kurda kuşa yem olmaya devam edecekler.
Kimse Kürt meselesini PKK ile özdeşleştirmesin. Ben Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını millet memleketin menfaati açısından, hak ve adalet bakımından, sulh ve selamet için faydalı ve umut içerikli buldum, inşallah gelecekte bu beklentilerimin daha açık ve şeffaf ele alınacağı bir yol haritası kamuoyuyla paylaşılır zaten Abdullah Öcalan böyle bir gün için İmralı’da tutuluyordu, yeri gelmişken üstüne düşen görevi yerine getirmek durumundadır diye düşünüyorum.
“Bakalım Mevlam neyler, neylerse güzel eyler” ben bu gelişmeleri hayra yorum.
İnşallah yanılmam.