Bugun...



Benim Babam Fedakardı

Genel Yayın Yönetmenimiz Eyüphan Kaya babasının emeğine müteşekkir bir yazı yazdı.

facebook-paylas
Güncelleme: 04-10-2024 22:01:57 Tarih: 04-10-2024 09:53

Benim Babam Fedakardı

Ben babamın yaş sıralamasına göre dördüncü çocuğuydum, benden önce üç tanesi ölmüş hayatta kalan ilk çocuğu olmam hasebiyle herkes beni sever, el bebek gül bebek yetiştiriyorlardı.

Annemin dedesi Molla Abdulkadir 4 yaş 4 aylıkken elifba dersine başlamış diye anne babam da o yaşta beni Kur’an dersine gönderdiler.

Keskin bir zekam, iyi bir hafızam vardı, hocanın oğlu benden büyüktü, Mevlüt dersini okuyordu ben de Kur’an dersini okuyordum bir gün hoca oğluna bir mısra ders vermişti, hoca dersini bir çok kere ona söylediği halde bir türlü okumayı beceremiyordu, ben de dedim ki; “arkadaş sende nasıl bir kafa var? ben senin dersini ezberledim, sen hala okumayı bilmiyorsun” hoca sesimi duyunca hele söyle evladım dedi ve ben onun dersini ezbere okudum, hoca oğlunun kafasına bir iki vurup; “sen bu çocuğa kurban olasın, hele bak bir yandan dersini okurken diğer yandan senin dersini de ezberlemiş.” Dedi.

1973 yılında ilkokuldan mezun oldum, öğretmenim babama beni ortaokula göndermeyi tavsiye etti, ancak okula giden itikadi açıdan bozulup, ibadetten yoksun olması babamı korkutmuştu.Hem okutma imkanı da pek yoktu.

Dünya görmüş bir Nenem vardı Hayriye Hanım, o günün şartlarında Ankara, İstanbul’da yaşamıştı. Hatta adımı da o koymuş onun deyimiyle Eyüp Sultan isminden “Eyüp”, Fatih Sultan Mehmet Han dan da “han” alıp bana “Eyüphan” ismini vermişler. Annemle fikir birliği yapıp beni medrese tahsiline gönderdiler. Babam önce tepki gösterdi, sonra kabullendi. Hocalarım benim okul okumamı da tavsiye ettiler, ben 80 öncesi orta okul sınavlarına girdim, iki dersim zayıf olunca mezuniyetim bir sonraki yıla kalmıştı, ihtilal sonrası tekrar açılan sınavlara girdim ve 500 kişiden iki kişi diplomayı hak etti biri bendim. 1982’de liseye kaydoldum, kardeşimden birini de ortaokula kaydettim.

Babam önce kızdı, sonra kabullendi, millet babamla alay ediyor, “senin çocuklarından bir şey çıkmaz” diyerek kafaya alıyorlardı. Lise 2’de aldığım bir teşekkür belgesi babama tam bir umut vermişti. O belgeyi çerçeveleyip, misafir odasına asmıştı, gelen giden görsün diye.

Daha sonra diğer iki kardeşimi de zamanla yanıma aldım, çünkü 86’da imam-hatip fark derslerini vererek 87’de imam-hatip oldum,  artık ben bir devlet memuruydum, maaş alıyordum, Dicle Üniversitesinin Eğitim Fakültesi Kimya Öğretmenliğini birincilikle kazanmışım. Babam diyordu; “oğlum sen imam  oldun ya gerisi önemli değil, o fakültedir denir? ister oku ister okuma,” ben de diyorum ki; “hele müsaade et baba daha var” mezuniyet sonrası askerliğimi Yedek Subay Öğretmen olarak yaptım, köylü gıpta ile bana bakıyordu; sivil, rahat ve maaşla askerlik yapan birini ilk olarak görmüşlerdi.

Diğer kardeşlerim de öğretmen oldular, biri fizik öğretmeni, diğeri sınıf öğretmeni(okul müdürü ve 4 fakülte mezunu, Bakanlık eğitmenidir), diğeri de Matematikçi olup özel dershanelerde çalışmayı tercih etti. Allah var çevrede en çok sevilenimiz de odur.

Tabi hakkını yememek lazım, bu başarıda eşimin emeği de çoktur, amcam kızı olması hasebiyle kardeşlerime annelik yaptı, huzurunuzda kendisine müteşekkirim. Onlar da şimdiye kadar eşime saygıda kusur etmediler.

Babam ekonomik açıdan ciddi bir sıkıntı pek yaşamadı, alış veriş yapıyordu, hem rızkı geniş, hem de eli açık bir insandı.

Şu anda anne-babam ikisi de 95 yaşındalar, yaşlılığın getirdiği sıkıntıları var, ama biz de evlat olarak ilgilenmeye, anne babamıza zaman ayırmaya çalışıyoruz, bir de hamarat bir kız kardeşim var, onun anne babamıza yaptığını hiç birimiz yapamıyoruz Allah razı olsun, haftada bir geliyor, ikisini de banyo yapıyor, onlarla ilgileniyor. Yani yaşlılığın getirdiği sıkıntılar dışında pek bir şikayetleri yok, elhemdulillah ikisi de yaşlılık maaşlarını alıyorlar, mümkün olduğu kadar paralarını evin masrafları için harcamıyoruz, yani ceplerinde daima paraları var, torunlarına harçlık da verebiliyorlar, hayır hasenat da yapıyorlar. Ehli kanaat kimselerdir.

Bir kız kardeşim de 25 yaşında evli bir çocuk annesiyken sirozdan vefat etti, ruhu şad olsun, çok zeki, çok nüktedan biriydi, ona çok ağlamıştık. Ondan dünyaya gelen kızı evlendi, çocukları var, onunla teselli oluyoruz artık.

Kim ne dese desin babam o günün şartlarında büyük bir iş başarmış, 4 erkek çocuklarını da okutmuştu, bu büyük bir başarı, babam 20 yıl kadar gece namazlarını kılıyordu, maalesef bu ara namaz kılamıyor ben onun yerine namazını kılıyor, ona dua ediyorum, bundan da ayrı bir mutluluk duyuyor.

Benim okula gitmeden önce yaklaşık 8 yıl medrese tahsilini görmem beni olgunlaştırmıştı, hem aileme bakmam konusunda, hem de toplum nezdinde bana bir rol kazandırmıştı. Asıl ailemizin önünü açan o medrese tahsiliydi diyebilirim.

Bu gün elhemdulillah hayattayız, tüm kardeşler Rabbımızı tanıyoruz, insanlığı seviyoruz, zalim ve namussuzlar hariç tabi.Bu gün de bunu yazmış olalım, babamızın emeğine hürmeten kabul buyurun.

Vesselam.

Eyüphan Kaya




Kaynak: müslüman dünya

Editör: Editör

Bu haber 731 defa okunmuştur.


Etiketler : anne babam
Ali Görür / 04-10-2024 22:05:00

Evet evet... eli öpülesi anne babalar Allah onlardan razı olsun.



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EĞİTİM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI