100 yıl boyunca Atatürk ilke ve inkılaplarıyla idare edildik, de ne oldu? Maalesef, niteliksiz toplum, özelliğini kaybeden bir millet ve el attığı işi eline yüzüne buluşturan bir vatandaş tipi yetiştirdik, kin ve nefret tohumları yetmedi arada bir darbeler ve muhtıralar da çabası. Yani bu sistem sosyal barış ve huzur insanımıza kazandırmadı. Bunun devamını istemek akıl kârı değildir.

Bak bakayım vatandaşlarımızın yüzde kaçı meslek erbabı? çoğunluk gözü kamu personeli olup masa memurluğunu yapmakta, hür teşebbüs ruhu ölmüş, yer altı dünyası, haraç ve hırsızlık çeteleri cirit atıyor, beyaz toz ticareti yapanlar tespih sallıyor, bir an evvel köşe dönmece hayalleriyle yaşayan, şükür ve kanaati unutan bir toplum. “Özümü ye bağını sorma”, “Kaz geldiği yerden tavuk esirgenmez”, “Devletin malı deniz, yemeyen domuz”, diyecek kadar kalite yerlerde sürünüyor.

Zenginleştikçe şımaran; zina işlemek, rakı içmek, kumar oynamak yetmiyormuş gibi bir de erkek erkeğe birleşme hakkını savunan sapkın insanlarımız var. Ben bu yüzyıldan razı değilim arkadaş. Hem atası dahi bilinmeyen bir insanın milliyetçiliğinden bana ne?

Laiklik, sadece dini değerleri bastırmak için kullanılan bir ilke olarak uygulandı bu ülkede. Hiçbir dünya ülkesinde bu kadar gaddar bir şekilde hayata müdahale eden bir laik düzen bulamazsınız. Dini, Kiliseye hapsolmuş Fransız’ın laikliğinden bana ne? Benim dinim hayatımı tanzim ederken %70 laiklikle boğuşuyor. Böyle laik sistemden Allah bizi muhafaza etsin, artık yeter.

Atatürk milliyetçiliği ve laiklik orada durdukça sorun sıkıntılarımızı çözemeyiz.        

Faizi, Zinayı, Alkol içimini, Kumarı yasaklıyamam, kısasa kısası, idam cezasını getiremem.  

Toz ticaretiyle uğraşan, hırsız arsız olan kimseler için caydırıcı yasalar çıkaramam.

Atatürk’ün okul ve kurumlardaki büstlerini kaldıramam,

Milli bayramlarda heykele saygı duruşunu kaldıramam,

Devlet Erkanının Anıtkabir’e selam vermesini teamülden kaldıramam.

10 Kasım anma törenlerini kaldıramam,

24 Kasım öğretmenler gününü kaldıramam,

5816 Numaralı yasayı kaldıramam,

Üstelik bunlardan hiç birinin Atatürk’le alakası yok, Kemalistlerin getirdiği gereksiz işlerdir.

Meclisin çıkarması gereken en az iki yasadan biri “laikliğe aykırıdır, Atatürk milliyetçiliğine aykırıdır” diye eleştirilecek, boşuna zaman kaybı arkadaş. Halbuki yeni yüzyıldan bahsediyoruz, yeni yüz yıl!

Benim cumhuriyetle sorunum yok,

İstiklal marşıyla sorunum yok,

Bayrakla sorunum yok,

Başkent Ankara’yla sorunum yok birileri bana iftira etmesin.

Ancak üçüncü maddeye kısmi bir eklemenin de yapılmasını istiyorum, şöyle ki;  “Devletin resmi dili Türkçedir, ancak mahalli dillerin yaşamasına ve gelişmesine devlet katkı verir, pilot okullarda anadil eğitimi de verilebilir, üst sınıflarda resmi dil Türkçe de öğrenilerek iki dilli eğitim yapılabilir” dense iyi olur. Olmasa da dünyanın sonu değildir.

Artık birilerinin boğazında konuşma vakti geçmiştir, hür ve özgür olarak düşüncemizi dile getirmek bizim hakkımızdır, kimse ne elimizi kırabilir, ne de gülgemize ters bakabilir, o kadar!

Kemalistlerden çektiklerimiz yetmedi şimdi sıra Kenanistlere geldi. Bu anaysa askeri cunta zamanında geldi, ona boyun eğenler Meclisin üyeleri bir şey söyleyince niye kabarıyorlar anlayamadım?

Devlet; Yasama, Yürütme ve Yargı temel erklerinden oluşur. Yasalardan da Anayasa’dan da Yasama organı TBMM sorumludur. İster 2/3 yeterli oy sayısıyla Anayasa yapar, ister referanduma götürür, kimsenin Meclise parmak sallamaya hakkı yoktur. Direk mahkemede kendini bulur haberi olsun, Türkiye eski Türkiye değil!

Müsaade edin Meclis sorumluluğunu yerine getirsin, asgari müşterekler üzerinde sivil bir anaysa yapılsın,  ülke huzur bulsun olmaz mı?

Benden söylemesi.