![]() |
Tweet |
10 Mart sözleşmesi hayırlı olsun, uzun zamandır Rojava ile ilgili bir endişe vardı, “acaba Şam yönetimiyle bir iş birliği yapar mı yapmaz mı?” diye.Mezkur tarih itibariyle Mazlum Abdi ile Ahmet Şara arasında imzalanan 8 maddelik bir anlaşma ile bölge insanı kısmi bir nefes aldı. Neden kısmi bir nefes diyorum? çünkü pratikte bu anlaşmanın tezahürü nasıl tecelli eder daha bilinmiyor.
Evet savaşın kazananı yoktur, ama “Dest helanîn def a beladike(El kaldırmak belayı def eder)” diye bir Kürt ata sözü var. PYD Rojava’da özerk bir bölge oluşturmuştu; iyi yanı Irak Kürdıstan'ından sonra ikinci yönetim olarak Kürtçe talim terbiye yapılıyordu, kötü yanı İslam dini müharref dinler kadar anlatılıyor, böyle bir din de var dercesine, değerlerinden yönetim açısından faydalanılmıyordu bir de Kürtler üzerinde militarist bir baskı vardı.
Bu süreçte sadece Kürtçe eğitim yerine iki dilli eğitime geçilip, devletin resmi dili olan Arapça ile de tedrisat yapılması, alfabe konusunda bir referanduma giderek Latin alfabesi mi yoksa Medrese alfabesi mi? şeklinde bir tercihin yapılması, ders müfredatının ilahi öğretiyle yani İslami değerlerle uyumlu hale getirilmesi olursa, ileriye dönük umut verici bir gelişme olur diye düşünüyorum.
Kim ne dese desin Rojava’yı Eyalet tarzı bir yönetimle idare etmeyi tercih etmek en doğrusudur. Ahmet Şara yönetimine sesleniyorum! Türkiye’deki ırkçılık kokan ve Kürt düşmanlığı üzerinde oturtulmuş Ulusalcı ve Üniter devlet yapısına kulak vermemesini tavsiye ediyorum, realiteye göre hareket ederek Kürtlerin mevcut kazanımlarını elinden almayın, ama yanlışlarını da kavl-i leyin ile düzeltin.
Kimi korkak insanlar gibi bölünme fobisiyle merkeziyetçi bir yönetime yapışmak yerine, insanına güven üzerine tesis edilen hürriyet endeksli bir yönetim tarzını tercih edin. Petrol ve benzeri kevni kaynaklarda ileri gelen maddi kazancın en az %50’sini bölge insanına hanelerdeki nüfus sayısına göre ailelerin hesaplarına aktarın.
Evet 8 madde üzerinde anlaşmaya varıldı, hayırlı olsun.
“2025/3/10 Pazartesi tarihinde, aşağıdaki hususlarda anlaşmaya varılmıştır:
1- Tüm Suriyelilerin, dinî ve kültürel geçmişlerinden bağımsız olarak, yeteneklerine dayalı olarak siyasi süreçte ve devlet kurumlarında temsil edilme ve katılım hakkı güvence altına alınacaktır.
2- Kürt toplumu, Suriye devletinin asli bir parçasıdır ve devlet, onların vatandaşlık hakkını ve tüm anayasal haklarını güvence altına alacaktır.
3- Suriye genelinde ateşkes sağlanacaktır.
4- Kuzeydoğu Suriye'deki tüm sivil ve askeri kurumlar, devlet yönetimi altına alınacak, buna sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da dâhil olacaktır.
5- Tüm Suriyeli mültecilerin, köylerine ve ülkelerine geri dönüşü sağlanacak ve devlet tarafından güvenlikleri temin edilecektir.
6- Suriye devleti, terörizmle ve ülke güvenliği ile birliğini tehdit eden tüm tehditlere karşı mücadelede desteklenecektir.
7- Bölünme çağrılarına, nefret söylemine ve Suriye toplumunun tüm bileşenleri arasında fitne çıkarma girişimlerine karşı çıkılacaktır.
8- İcra komiteleri, anlaşmanın bu yıl sonuna kadar uygulanmasını sağlamak için çalışacak ve çaba gösterecektir.”
Kısa bir anlaşma gibi gözükse de satır araları analiz edildiğinde ustaca düşünülmüş, hemen hemen tüm sıkıntıların giderilmesi için yeterli nitelikte bir sözleşmedir. Keşke şöyle bir madde de olsaydı;-
9-“bu maddelere bağlı kalacağımıza halkın şahitliğinde Allah adına yemin ederiz” denilseydi.Anlaşma daha bereketli ve uygulanması kolay olurdu diye düşünüyorum.
Türkiye medyasının sözde aydınlar hala tutturmuşlar;
Rojava için Terör devleti,
Kukla yönetim,
Mazlum Abdi Şam yönetimine teslim oldu,
Petrol tasarrufu artık Şam yönetiminde olacak,
Suriye bu günden sonra tek renk..vb
İfadelerle bu anlaşmaya sevineceğimize itici ve sıkıcı ifadelerin kullanması doğru değildir.
*Şam yönetimi ile Rojava arasında bir anlaşma yapılmışsa bize de tebrik ve takip etmek düşer.
Tekrar hayırlı olsun, ilahi öğreti ile, başka bir ifadeyle İslam hukukuyla barışık bir yönetim olsun diyor, amin demenizi bekliyorum.
Selam ve selametle kalın.