Biraz zenginleştirerek izah edelim, ilk üç maddede özetle şunlar var;

1-Cumhuriyet yönetimi var,

2-Atatürk Milliyetçiliği var,

3-Laiklik var,

4-Bayrak var,

5-Sosyal hukuk devleti var,

6-İnsan Hakları var,

7-Başkentin Ankara oluşu var,

8-İstiklal Marşı var,

9-Resmi dilin Türkçe oluşu var,

Dördüncü madde ise bunlara dokunulmama var ki, kaldırılmasını telif dahi edilemez deniyor.

Ben bir vatandaş olarak düşünüyorum da, şimdiye kadar imzaladığımız sözleşmelerde, çıkardığımız yasalarda hiç “İstiklal Marşının ruhuna uygun mudur? Değil midir?” diyen bir siyasetçi olmadı, yani Anayasayı yapanlar İstiklal marşını süs olsun diye oraya koymuşlar, sözde milliyetçilerin gözünü boyamak için üçüncü maddeye yerleştirmişler.

Çünkü Atatürk Milliyetçiliği ve Laiklik, İstiklal Marşının özüne aykırıdır. İstiklal Marşı öyle birleştiricidir ki içinde Türk kelimesi dahi geçmiyor. Çünkü o Çanakkale ruhunu anlatıyor, o ruh düşmanı denize döktü, Atatürk Milliyetçiliği ve Laiklik bu milleti düşmana benzetti.

Bu milliyetçilik ve laiklik ile her fırsatta İslami değerler örselendi, bir yandan Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal denildi diğer yandan heykelin önünde hazrolda bekletildi.

Bu apaçık bir tezat değil mi?

Neden devletin bütün kurum ve kuruluşlarında Atatürk’ün heykeli vardır? Biz ne zamana kadar inkılap tarihinin yalan yanlış bilgileriyle bu milleti aldatıp, avutacağız?

Gelecek yüzyılın insanına bunu kim yutturabilir?

Bu ne kompleks?

85 Milyonun geleceğini nasıl 1982 anayasasına muhtaç ve mücbir bırakabilirsiniz? Böyle bir diretme Kemalizm değil Kenanizmdir. Askeri cunta yaptıkları Darbeden yargılandı, ceza aldı, birileri onların yaptığı anayasaya dört elle sarılıyor, yazık!   

Kısacası ilk dört maddeyi bu haliyle bırakmayız diyenler, özelikle Atatürk Milliyetçiliği ve Laikliği Anayasadan çıkaralım diyorlar, yani 1921/1924 anayasasına dönelim diyorlar. Yoksa Bayrakla, İstiklal Marşıyla, Devletin Resmi diliyle bir sorunları yoktur.  

Buyur ilk dört maddeyi ben teklif ediyorum.

1-Türkiye Devletinin yönetim şekli Cumhuriyettir. Devlet Yasama , Yürütme ve Yargı erkleriyle idare edilir. Diğer kurum ve kuruluşlar bu erkin direktiflerinde kuruluş amaçlarına göre işletilirler.

*Yürütmenin başı Cumhurbaşkanı olup halk tarafından seçilir,

*Yasama TBMM’inin seçimle oluştuğu parlamenterlerden oluşur. Vekil seçimi dar bölge seçin yöntemiyle olur.

*Yargı mevcut yasalar dahilinde yasama organının verdiği yetkileri hür vicdanı ile kanaati çerçevesinde uygular, adaletin tecelli etmesine azami dikkat eder.

2-Yasama organı faaliyet gösterirken İslami değerlerden, halkın örf ve adetlerinden, kültürel birikiminden ilham alarak yasa yapar. Bu münasebetle yasama organı her inanç mensubunun inancını rahat yaşaması, düşüncesini dile getirebilmesi için hukuki zemin hazırlar. Sosyal devlet anlayışına azami dikkat eder, hiçbir vatandaşın aç ve açıkta kalmasına fırsat vermez.

3-Devletin Bayrağı ay-yıldızlı bayraktır, marşı istiklal marşıdır, başkenti Ankara’dır, resmi dili Türkçedir. Ancak toplumda konuşulan diğer dillerle de anadil eğitimi talep olursa verilebilir, iki dilli eğitimle Devletin resmi dili olan Türkçe de öğretilir.  Diğer dillerin gelişmesi, öğretilmesi için devlet imkan sağlar, her türlü desteği verir.

Anayasa İlhamını, 23 Nisan 1920 tarihinde dualarla açılan ve “onların işleri aralarında istişareyledir” ayeti kerimesinin atmosferinde faaliyet gösteren Kurucu meclisin ruhu, İstiklal Marşının 41 mısrasının özü ve Veda hutbesinden alır.

Bu paragraf kime ne sıkıntı vermeye sebep olabilir ki? Ama ne yazık ki küçük bir azınlık da olsa İlahi Öğretinin hayata hüküm etmesini istemiyorlar, ama onların hatırı için de bu evrensel ve adil ölçülerden mahrum kalamayız.

Bu şekilde halkın menfaatine, huzur ve güvenine katkı verecek maddelere kim ne hakla değişiklik teklifinde bulunabilir ki? Onun için dördüncü bir maddeye gerek kalmaz.

Belki dördüncü madde şöyle olabilir, bundan sonraki anayasa maddeleri  bu üç maddeye uygun olmak durumundadır.

Peki bu kadar medeni, insani bir teklif karşısında birileri bana yan bakacaksa aynanın karşısında çıkıp kendine bakması lazım. Bu millete bu memlekete yazık etmeyelim bence. Bir yüzyıl daha bu millete kaybettirmenin bir anlamı yok.

Benden söylemesi.