S.Selamet akıncılarını kısaca tanıtır mısınız?

C.70’li yıllarda ülkemizde komünist ve faşist akımlar hortlanınca Milli Selamet Partisi(MSP) gençliği Akıncılar hareketini oluşturmuş ve İslami duyarlılığı olan gençleri bu şemsiyenin altında toplamıştır.

Cesaret ve motivasyonunu Anadolu erenlerinden alan bu hareket 1980 darbesiyle bir adım geride dursa da uyuyan hücreler gibi tekrar harekete geçti, bir kısım Yeniden Refah, bir kısım Saadet partisini desteklerken kahır ekseriyeti geleceğe bakan bir vizyonla gerçek Milli Görüşlü olup, kendine bir format atarak  “Selamet Akıncıları” adıyla teşkilatlanıp cumhurbaşkanımızın arkasında duruyor.  

Genel Başkanımız Ahmet Tarıverdi Başkanlığında Hulusi Akar Paşa, Konya’nın efsane Belediye Başkanı Halil Ürün ve beyefendiliğiyle bilinen Eski Bakan Teoman Rıza Güneri gibi değerlerin istişaresinde yer aldığı bir harekettir Selamet Akıncıları.

Diyarbakır teşkilatı Memur-Sen kurucu başkanı Hasan Yosunkaya ve benimle başladı, şu anda Hasan Yosunkaya  Yüksek İstişare Üyesi olarak harekete destek verirken, ben de Güneydoğu Bölge Başkanı olarak bu harekete katkı veriyorum.

S:Terörsüz Türkiye sürecini nasıl buluyorsunuz?

C: hayırlı bir süreç olarak buluyorum, siz de görüyorsunuz herkesimden insanımız bu kararı sevinçle karşıladı, biz de içini doldurularak devam etmesini Huzurlu Türkiye, Kaim Türkiye, Lider Türkiye… gibi kulağa daha hoş gelen bir isimle yoluna devam etmesini istiyoruz.

S: Süreçten umutlu musunuz?

C; Evet umutluyum, olması gereken de buydu, bu ülke eski karanlık devletin patika yollarından otobana geçmek zorunda, JİTEM nasıl ki dağıtıldıysa PKK’nin de kendini feshetmesi olması gereken bir durumdu. Eski devlet yok ki PKK’nin dağda kalması için bir gerekçe olsun, cumhurbaşkanımız muhterem Erdoğan en son Kızılca Hamam'da yaptığı konuşmada sarf ettiği şu üç cümle çok önemliydi.

Birincisi PKK’nin oluşmasına sebebiyet veren zulüm ve haksızlıklardan bahsetti,

İkincisi, bu süreci Ak parti, MHP ve DEM birlikte yürüteceklerini söyledi

Üçüncüsü; Türkiye dışındaki Kürtlerin sorunları da benim sorunumdur demesi çok çok önemliydi.

S: Süreci sağlıklı yürütmek için TBMM’de bir komisyonun kurulmasını nasıl buluyorsunuz?

C; Öyle yada böyle parlamento bu işin muhatabı olmak durumunda malum bir çok parti mecliste temsil ediliyor ve dikkat etseniz tüm partilerden bu komisyona üye alınacak.

İstirhamım şudur, kimsenin kırmızı çizgisi olmasın, komisyona ön yargılı gelmesin. Tüm partiler komisyona gidince şöyle düşünmeleri lazım hangi şartlarda olursa olsun ben sulh ve selamete destekten yana olacağım, talebim karşılık bulduysa ne ala bulmadıysa da masayı terk etmeyeceğim, bu mantıkla çalışılırsa yararlı olacağına inanıyorum.

S;Terörsüz Türkiye süreci sizce nasıl başladı,

C; malumunuz bir yılı aşkındır Türkiye Yüzyılı adıyla yeni bir yönetim tarzından bahsediliyor. Bence terörsüz Türkiye açılımı yedi adımdan birdir.

Bir defa bu yeni yüzyılı Kemalist sistemle götüremeyiz.

Bu süreçte;

*Devletin sistemini 23 nisan 1920 günü dualarla açılan ve veemruhum şura beynehim(onların işleri aralarında istişareyledir) ayeti kerimesinin gölgesinde görev yapan meclisin ruhu,

41 mısralık istiklal marşı ve Veda hutbesiyle barışık hale gelmesi lazımdır diye düşünüyorum.

Malum o demokrasi dedikleri, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları ve evrensel beyannamelerin tamamı Gazze’de kayboldular.

S:Bu sürecin mağdurları olan korucular var bunları nasıl değerlendirmek lazım?

C: Korucular zamanında askerin giremediği yere giriyor, yapamadığını yapıyorlardı, şimdi de akıncılar gibi operasyonlarda öncü birliğin içindedirler. Maalesef şu anda asgari ücretle çalışıyorlar, bu dahi bir haksızlık tez elden bu maaşlarına bir iyileşmeye gidilmeli, süreç içinde de oları gerektiği kadar bir eğitimden geçirerek güvenlik görevlileri olarak onlardan faydalanılmalıdır. 48 bin korucuyu görmezlikten gelen bir akıl engelli akıldır bence. Bu toplumda vefa denen bir değer varsa onlara karşı vefa borcumuzu yerine getirmeliyiz diye düşünüyorum.

S: Ankara'daki birliktelik yerele de olması lazım değil mi?

C; Aynen öyle siyaseten bu birlikteliğin yerele de yansıması lazım, birlikte hareket etmenin işareti olarak yerelde de barışçık siyasi komisyonlar oluşturulmalıdır diye düşünüyorum. Düşünün ki sabah uyanmışsınız daha önce birbirine düşman gözüyle bakan insanlar yan yana duruyor, tabi toplum bundan olumlu etkilenir.

S:PKK militanları arasında vatandaşlarımız varsa nasıl muamele edilmelidir?

C:Yaşı müsait olanlar biliyor, bu terör belasının ana kaynağı okullar oldu, hatta bunlara Talebe diyorlardı. Biz bu gençlerimize bu devleti, bu milleti tanıtamadık, sevdiremedik, sözüm ona milliyetçi olan bazı karaktersiz üniversite hocaları öğrencilerine “sen burada ne arıyorsun? senin dağda olman lazım” dedikleri de oldu. Dolayısıyla bu gençleri bu hale getiren biziz bu gün de onların başını okşamak durumundayız, barış böyle bir şey, barış ile kin yan yana durmuyor.

S;Kamuoyuna yönelik söylemek istediğin bir şey var mı?

C:Tabi ki var, hayatın içindeki rolü ne olursa olsun “barışta hayır var” sözünü dilinden düşürmeden sürece katkı vermelerini bekliyorum. Hepimize hayırlı olsun.