Bugun...


Zekeriya İyilik

facebook-paylas
ESTAĞFİRULLAH ve AİLEM (I)
Tarih: 20-04-2024 20:42:00 Güncelleme: 20-04-2024 20:42:00


- Selamun aleyküm.

- Aleyküm selam.

- Zekeriyya hoş geldin.

- Hoş bulduk dede.

Akrabayı taallukat kimler yok ki, dedemin kız kardeşi Emine Hanım’ın elini öptüm.

- Zekeriyya dünyada seni son gördüğümde sana kızdım ama Elhamdülillah yanımıza güzel geldin, bak bu dedenin hanımı yani babaannen Fatma Elif.

Fatma Elif annenin elini öptüm.

- Maşallah Zekeriyya çocuklarının haberini alıyoruz hepsi namazlı ehli Kuran benim adımı ona verdiğin torunumu bana gösterdiler bir bahçede kardeşi Ahmet’in elinden tutmuştu. Onlar bizi görmezler Elhamdülillah bize gösteriliyorlar.

- Sağ ol babaanne teşekkür ederim.

- Zekeriyya, Elif bana çok benziyor. Hep beraber Elhamdülillah çok şükür dedik. Bu arada akrabalarla halleşirken dedem;

- Zekeriyya o seninle beraber gelen kim? melek desem değil insan desem değil mübarek sanki nurdan bir şelale pırıl, pırıl yanıyor!

Bu arada annem ve babam geldiler onların elini öptüm.

- Anne baban nerede, geliyor mu? 

- Birazdan gelir deden diyen, annemin de gözü benimle beraber gelen ileride beni bekleyen yoldaşıma ilişti annem; 

- Oğlum Zekeriyya bu yoldaşın kimdir in midir, cin midir, melek midir?

- anne hiç biri değil o benim yoldaşımdır

Babam; hele bir anlat oğlum bu nasıl yoldaş böyle hepimizi hayran bıraktı Maşallah, Maşallah dedi.

 Bu arada annemin babası Çanakkale şehidi dedem Yusuf geldi, hoş geldin diye boynuma sarıldı. 

Kalabalık neredeyse dip dedem Hz. Hüseyin’e kadar gidecek. Bu arada dedemin babası Nakıp Seyyid Şehmuz geldi.

-Zekeriyya mahcup etmedin bizi Elhamdülillah bizim ailemizin hayattaki yeri Allah’ın dinine hizmetkârlıktır. Şükür adın geçtiğinde epeyi güzel haberlerini alıyorduk, biraz seni hırpaladılar biliyorum anan çok üzülüyor ağlıyordu. Bak, şimdi o da şükürler olsun diyor.

Anam söze karıştı; Zekeriyya sen Allah’tan razı olmak yazısını yazınca dedim Zekeriyya inşallah pes etmez öylede oldu seninle iftihar ettik duaya durduk dedi ve durdu. Oğlum, ne var anne,

- Seninle beraber gelen fakat içimize katılmayan nedir neyin nesidir böyle nur ala nur Fesuphanallah dedi. 

Ben; anne dedim Seyyid İbrahim’de sordu eğer izin verirsen dede, yoldaşımı size tanıtayım dedim.

- İyi olur iyi olur anlat dediler.

- Yanımda gördüğünüz Allah’ın yarattığı Nur ala Nur benim ESTAĞFURULLAH isimli yoldaşımdır. Dünya hayatında üzüntülerimde, sıkıntılarımda kendisine müracaat ettiğimde ne olur ben Huzurullah’a giderken yanımda olur musun diye söylemiştim. Şimdi dünya hayatım bitince berzah âlemine geldim Allah nasip ederse buradan hep beraber mahşere gideceğiz. İşte ben mahşere giderken ESTAĞFURULLAH kardeşimin elinden tutup huzura öyle gitmek istiyorum.

Seyyid Şehmuz dedem Seyyid İbrahim’e; İbrahim senin torunun işi sağlama almış ne dersin? Dedi.

- Dedem Seyyid İbrahim; Zekeriyya için oğlum Abdurrezzak çok zeki inşallah zekâsını rızayı bari için kullanır demişti bana.

Seyyid Şehmuz;

- Peki, oğlum İbrahim bizimde bundan istifademiz olur mu?

- Seyyid İbrahim; baba Allah’ın rahmetinden ümit kesenlerden miyiz dedi. Babama biraz ilerde yavaşça baba amcam Osman nerede? Dedim. Babam;

- O İsmet İnönü’nün yanında gelmez buraya gelemez, İslam düşmanlarına yardım eden onların yoldaşı olur, dedi.

Bu arada dünyada 115 yıl yaşamış olan Emine bibim Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez dedi. ‘Kul ya ibadiyelleizne’ ayetini okudu.

‘Sadakallahul azim’ diyen hazirun hep birlikte secdeye gittik.

- Berzah âlemine lütufla şöyle bir gidip geldiğim halimi,

Sizlere ‘ESTAĞFURULLAH’I’ inşallah anlatmaya çalışacağım.

- Dede, şu ileri deki zat Sultan Sasa hazretleri değil mi?

- Evet, Diyarbekir’in fethinde O da vardı. Halid bin Velid’in oğlu da şehit oldu. Emiril Mümininin isteğiyle ordu Medine’ye döndü. Fetih mücadelesinde Sultan Sasa çok ağır yaralanmıştı, dönmedi, Diyarbekir’de kaldı. Komutan Diyarbekir’den ayrılırken Sultan Sasa’ya ‘Diyarbkir sana emanet’ dedi. Kısa bir zaman sonra yaraları ağırlaşan Sultan Sasa şehit oldu. Ben Mardin’de yaşarken Sultan Sasa ile manevi bir bağım vardı. Osmanlının perişan hali, bazı konulardaki kifayetsizliği, zaafları hepimizi üzüyordu, sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin başlardaki sıkıntıları özellikle doğu ve güney doğu bölgelerindeki politikaları her şeyi daha da zorlaştırdı. Bir gece Rüyamda Sultan Sasa bana’ İbrahim Mardin’i terk et, Diyarbekir’e gel’ dedi.  Ailemle, kardeşlerim Hacı Hasan ve Mustafa ile istişare ettim. Mardin’den Diyarbekir’e hicret ettik. Kız kardeşim Emine de Diyarbekir’e taşınmıştı.  Mardin’de büyük bir aile bırakmıştık. Arkamızdan 500 den fazla aile, benim bu yönde bir isteğim olmadan,  bizi takip ederek Diyarbekir’e hicret etti, Şekerci Abdullatif, kazancı Şeyhmuz, Kazancı Abdi gibi Diyarbekir’in tanınmış esnaf ve tüccarlarından oldular. Benim üç tane oğlum vardı.  Büyük oğlum Osman Musul’a doktor bir akrabamızın yanında tahsile gitmişti. O Musul’dan döndüğünde biz Diyarbekir’e yerleşmiştik. En küçük oğlum Zekeriya 28 yaşında vefat etti. Osman Mardin’de bağların, arazilerin, mülkün başında kaldı. Sonra da cumhuriyetin ikinci adamı olan Ermeni asıllı İsmet İnönü’nün ( asıl adı Kirkor) Mardin ve civarındaki soru sormadan adım atmadığı en has arkadaşı oldu ve onunla birlikte yanlış yola saptı. Mardin’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin karar verici ve uygulayıcı esas ismi olarak İslam dinini red eden laikliğin temelinin atılmasına ön ayak oldu. Osman’ın oğlu İsmail yıllarca CHP il başkanlığı yaptı. Osman kan olarak bizden ama yol olarak bizden değildir. Küfre rıza küfürdür. Osman hayatı boyunca ismet İnönü’nün isteklerinin yerine getirdi, şimdi de beraberler, bana bir daha O’nu sorma dedi.

  

Zekeriyya İYİLİK



Bu yazı 934 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI