Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları kısa bir süre önce açıklandı. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2025-YKS) tercih işlemleri 30 Temmuz-11 Ağustos tarihleri arasında (ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr adresinden) yapılacak. Tercih yapacaklar için Millî Eğitim’den emekli bir öğretmen ve idarecilik yapmış, çocukları ve torunları üniversite tercihinde bulunmuş bir kardeşiniz olarak teklif ve düşüncelerimin “özetin özetini” siz değerli okuyucularımla paylaşıyorum. (Gazetemizin Üniversite Tercih Rehberi’nde daha geniş yazımı okuyabilirsiniz.)
Tamam mı, devam mı? Sınava/imtihana ilk ve ikinci kez girip puanı yeterli olanlar, olmak istedikleri mesleğin bölümünü tercih etsinler, gelecek yıla bırakmasınlar. Bu grup adaylar arasında puanı yeterli olmayanlar ise istedikleri bölüm için bir defa/bir kez daha deneme yapabilirler. Ancak ikinci defa girenlerde puanı istedikleri bölüm için yetersiz ve puanında iyileşme yoksa beklentilerini düşürerek tercih yapması önemli bir seçenektir. Üçüncü kez girenler ise bu yılda olmadı ise üniversite girme ısrarında bulunmayıp kabiliyetlerine/yeteneklerine göre mesleki okullara yönelmeliler.
Tercih yaparken, tercihlerde karar vermek için kullanılan ilke (Ölçüt /kriter) önemlidir. Üniversite tercihi yaparken ölçüt ne olmalı? Buna cevap verirken doğru ölçütün adaya göre değişeceği gözden uzak tutulmamalıdır. Birçok şey yazılıp çizilmekle birlikte tercih yaparken “idealist ve realist yaklaşım yerine optimali (en uygun) olan bir tercih yapmanızı tavsiye ederim. Çünkü siz gelecekte yapmak istediğiniz mesleği/işi belirlemeye çalışıyorsunuz! Hayatın gerçekleri yüksek tutulan hayallere (gerçekleşmesi özlenen şey) her zaman galip gelmektedir. Tercih yaparken üç ana eksen dikkate alınmalıdır:
1-Kendinin (ailenin) ve ülkenin gerçekleri, 2-Üniversitenin özellikleri 3-Bu eğitim süresince alınacak hizmetler (lojistik) gerçekler. Öğrenci ve veliler gerçekçi olma düşünülürse aşağıdaki kısımlar da önem arz etmektedir.
İstihdam, yetenek, gelecekte önemli olacak meslekler ve maliyet. Bunlar ortak payda da buluşurlarsa ideal tercih olabilir.
İlk olarak, tercih yaparken iş bulma potansiyelinin (istihdam) dikkate alınmasını unutmayalım. Normal bir akademik zekâya sahip bir birey eğitimini aldıktan sonra birçok mesleği rahatlıkla icra edebilir. Her şeyden önce adaylar iş bulabilme imkânı olan bölümleri tercih etmelidir. Bu durum sosyo-ekonomik durumu düşük aileler için daha da önemlidir.
İkinci olarak, tercih sürecinde “yetenek, ilgi, beceri” dikkate alınmalıdır. Adaylar kendilerini tanımalı ve yeteneklerinin farkında olmalıdır. Yetenek ve ilgi alanına uygun bölüm seçimi ideal bir tercihtir.
Üçüncü olarak, tercih yaparken “gelecekte önemli olacak mesleklerin” hangileri olacak dikkate alınmalıdır. Gelecek on yılda işgücü piyasasında ön plana çıkması beklenen alanlar olarak sağlık, mimari, bazı mühendislikler, matematik, helal gıda sektörü, yaşlı bakımı, bilgisayar (yazılım) vb. meslekler öngörülmektedir.
Son olarak ekonomik krizde katlanmanız gereken maliyetler de (ulaşım, barınma vs.) dikkate alınmalıdır. Bu hususları tercih yaparken dikkate alın. Ancak üniversiteler ile ilgili bazı hususları da ihmal etmeyiniz. Tercih yaparken ikinci ana ölçütümüz üniversitelerin durumudur. Bunu belli ölçüde YÖK’ün internet sitesindeki ‘Yükseköğretim Program Atlas’ından’ öğrenmek mümkündür. Bu programda bölümün mevcut akademik kadrosunu görme imkânınız da vardır. Program içerisinde yer alan ‘Mezun Başarı Atlası’nda herhangi bir Türk üniversitesinden mezun olanların girdiği sınavlardaki başarı durumu öğrenebilirsiniz.
Adaylar yeteneklerine uygun bölümleri seçerek tercihlerine başlamalıdır. Daha sonra bu bölümün olduğu fakülteyi ve bu fakültenin olduğu üniversiteyi belirlemelidir. Adaylar sırf iyi bir üniversitede bulunuyor diyerek yeteneklerine ve gelecekte istihdam imkânı olmayan bölümleri tercih etmemelidir. Tercihlerde uygulama ve staj ağırlıklı bir eğitimi dikkate almalısınız. Bazı üniversitelerde mesleki doktor mühendislik gibi uygulama imkânları var. Ayrıca “diploma denkliği” uluslararası hareketlilik bulunmasını istediğin ölçütler arasında bulunsun. Genellikle anne babalar haklı olarak sağlık, öğretmenlik gibi garanti meslekleri isterler. Eğer genç de yatkınsa mesele olmaz. Ancak moda akımların etkisi gencin ziyan olmasına sebep olabilir. Bilmelisin ki “İyi ve doğru mecraya girmeyen sular ziyan olur, yatırımlar heba olur. Tercihleriniz gelecekte kurmak istediğiniz hayatın yol taşlarıdır.” Toplumun, ailenin isteklerini göz önüne al ancak son kararı sen ver.
Gideceğin üniversite sana sadece bilgi değil hayatı da öğretebilecekse hem sen hem ailen mutlu olacaktır.
Paranın, makamın, kolay kazancın hâkim olduğu toplumda gençler de ‘geçim derdi, iş bulamama endişesi, birkaç fakülte bitirme, birkaç dil bilme’ gibi düşüncelerin de istilasına uğramış durumda. Bizim ilk başta iyi insan yetiştirmemiz gerekiyor. İyi insan olmayı ideali olarak öğretemediğimiz zaman çocuk hırs, doyumsuzluk gibi çeşitli zevk tuzaklarına ve insani zaaflara yenik düşebiliyor. “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. Cennete götürecek amel; iyi insan olmaktır. İyi insan da mesken-meslek ve ticari komşularının şahitliği/tanıklığı ile olur.” Gibi hadis-i şerifleri unutmayalım, hayat ilkelerimiz olsun.
Şu anda bir nevi gönüllü kölelik var insanlarda. Başarı köleliği var. Tüketim ekonomisinin köleliği var. Lüks ve konfor köleliği var. Bunun sonucunda da hep daha fazla, daha fazla diyerek insan stresi artıyor. İnsanların hayattan beklentileri arttıkça, stres seviyesi yükseliyor ve sürekli bir kaygı hali ortaya çıkıyor. Bu sebeple, hayat tarzımızı ve beklentilerimizi yeniden gözden geçirelim. Sosyal medyadaki bilgileri de alsınlar ama muhakkak ailelerinin de görüşlerini alarak birlikte karar vermeyi sağlamaları daha faydalı olur. Sosyal medya gençlerimizi esir almamalı. “Dijital imkanlar”ı kullanalım. Ama “Dijital İşgal” zihnimizi, iç ve dış dünyamıza hükmetmesin.