Bugun...


Suna İlhan

facebook-paylas
GÜVEN
Tarih: 10-08-2025 11:52:00 Güncelleme: 10-08-2025 11:52:00


İnsan güven içinde yaşadıkça kendini rahat ve özgür hisseder. 

İlk önce Allah’a güvenmeli. Bunun dışındaki bütün güven duyduğu kimseler ve şeyler O’nun gölgesi altında kalır. 

Sonra, kendine güvenmeli. Ama nefis ve şeytan insanı bazen öyle bir yerden ve kıskıvrak yakalar ki insan; “Bunu yapan ben miyim?!” diye, kendine inanamaz. Zira “yapmam” dediklerini yapar, “yaparım” dediklerini yap(a)mazsın.

Sonra; anne-babasına güvenmeli. Fakat gel gör ki, zaman onların da acı yönünü gösterir bazen. Anne-baban da olsa, onlara hayırlı olduğun kadar onlar da sana karşı sevgi, şefkat ve güven verici oluyorlar. 

Eşine güvenmen lâzım ki, gündüzün huzurlu, gecen rahat geçsin. Evliliğin tadını alabilmek; yanında huzur bulduğun ve huzur verdiğin bir eşle mümkün olur. Fakat o da bir yere kadar! 

“Komşu seni var sever, koca seni sağ sever.” 

Her anlamda; 
Ne kadar müsamahakâr olursan,
Kendini tekmil edersen, 
Hep veren tarafsan, 
Karşındakini hoş görür, her halinle de hoş olursan o kadar kıymetlisin.

Evlilik, bıçak sırtı. Sende  ya da onda oluşan ve bir türlü giderilemeyen arızalar evliliğin altına konan bomba gibidir. Bir gün patlar...

Arkadaşa güven; sosyal ilişkilerin en önemli ayağı ve yükseliş ivmesidir. Fakat bir gün bakarsın ki, sen iyi oldukça o iyi geliyormuş sana. 

Aslında iyi olan arkadaşın da değilmiş. Senin ona yüklediğin “mânâ”, iyi göstermiş onu sana. O da seni idare etmiş bir müddet. Gerçek, sürpriz bir şekilde ortaya çıkar ve hadi ayrılık. “Ben onu öyle bilmiyordum.”  Evet, öyle değildi zaten. Senin aymazlığın, saflığın, arkadaş sevgisine olan düşkünlüğünden yürüdü bu ilişki...

Komşuya güven olmazsa; insan evinde olduğu halde zindan hayatı yaşar. Kendini hapsolmuş, terkedilmiş, bazen de işkence altında hisseder. 

Rahat bir uyku için yine komşuların geçimli olması lâzım. Huysuz komşu yüzünden evini satıp giden insanlar biliyorum. Komşu komşunun “insanlığına” muhtaçtır. Kimse artık “kül” kullanmıyor. “Kul” bulamıyoruz kul !..

Evlat... Geleceğimizi teminat altına aldığımız çocuklar! 

He ya! Onlar da öyle diyordu. Sorun bakayım yetişkin olan kaç çocuğun gelecek hayallerinde anne babası yer alıyor?

Senin yaşantında anne babanın yeri ne kadardı? Senin çocukların senden daha hayırlı çıkacak sanma! 

Neyse canım, sana ayıracak bir koltuk, bir baza bulunur inşaallah. Bir şey yaparlar işte! Senin onlar için “her şeyi” yaptığın çocukların, ölene kadar bir şekilde vakit geçirmen için idare ederler canım. Ana-babalarını atacak değiller ya! Neticede güvenilir, hayırlı evlatlar değiller mi? Yok, yok onlar sana çok düşkündür. Daha da olmazsa her ay birinde kalırsın. 

Elinde bavulunla şehirler arası yolculukları seversin sen... 

O gençliğinde miydi?

Hem görüntülü sohbet imkânları da var. İyi bir bakıcı da onlarla senin aranda köprü olur. Bunu sen göstermedin mi onlara? Kötü bir şey değil ki insanın en değerli varlığını hiç tanımadığı kimselere emanet etmesi...

Öyle değil mi?!!

Sanki biraz üşüdün mü? Ben yazarken üşüdüm de yaşarken ne olur, bilmiyorum.

Bu soğuk kış günlerinde üşümenin ne demek olduğunu daha çok idrak ediyoruz. 

Kendisine güven duyduğun kimselerden bahsettim biraz. Şey’lere gelmedim. Mal, mülk, sağlık, güzellik, ilim, irfan...vs. Onları söylemeye bile gerek yok. Bir anda yüzüstü bırakırlar seni.

Kime ve neye güvenirsen güven, bir yerde tıkanır kalırsın. Çıkmaz sokağa girmiş gibi sağına soluna çaresiz bakınıp durursun. Ve yavaş yavaş geri dönersin.

Ama Allah’a güvenmek tam bir hürriyet, tam bir teslimiyettir.. Uçsuz bucaksız âlemde sonsuzluğa doğru yürümektir. 

Şirk koşmak dışında ne kadar çok günah işlersen işle O’nun kapısına vardığında açıldığını görürsün. Herkes seni bırakır gider, bir de bakmışsın O seninle beraber. 

Ne güzellik ister senden, ne mal mülk, ne ekmek ne aş. Ama “kendine iyi bak” lafı var ya en çok O’nun söylemesi yakışık alır. 

Çünkü senin kendine iyi bakman için neredeyse her türlü imkânı sunar ve der ki: “Kendine iyi bak! Sen kendine ne kadar çok dikkat edersen, iki dünyada da senin canını sıkmayacak, ruhunu, fıtratını daraltmayacak şeyler yaparsan ben senin adına daha çok sevinirim. Benim senden bir beklentim yok, sen bana hiç bir şey veremezsin. Ama  sen gayret ettikçe ben daha çok veririm. Düşsen de yanındayım, kalksan da..! Zengin de olsan ben seninleyim, fakirleşsen de. Hasta olsan da, sağlığının en zirve noktasında da yine ben varım.” 

Güven, insanın içini ısıtan en güzel ve tabii duygudur. Bu sıcaklığı daima hissetmek istiyorsan, her şeyiyle ezelî ve ebedî olan Allah’a güven. Gerisi mevsimsel açan çiçektir. Vakti saati gelince solup gider.

Rabbim! Biz Seni bıraksak bile Sen bizi bırakmıyorsun ya işte ben bu merhametinin hastasıyım. Şifa da beklemiyorum. Kalan dertlerim için derman, hastalıklarım için şifa ver. Sen bizim Rabbimizsin, bizim Sen’den başka ebedî sığınağımız ve dostumuz yok. Bizi de Sana karşı dost olanlardan eyle.

(Örnekler göreceli olup, ihtimal dahilidir. İstisnalar kaideyi bozmaz.)

 



Bu yazı 101 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI