Bugun...


Suna İlhan

facebook-paylas
NEYSEÇİ ANLAŞAYRUK
Tarih: 22-12-2025 12:28:00 Güncelleme: 22-12-2025 12:38:00


Ortaokul yıllarımda Çerkez bir arkadaşım vardı. Evimiz yakın olduğu için birbirimize uğrar, okula beraber giderdik. 

O gün de öğle arası ben ona uğradım. Henüz hazır değilmiş. Kapıda beklemeyeyim diye evine çağırdı. Daha önceden de geliş gidiş yaptığımız için evlerine girdim ve beklemeye başladım. Arkadaşım, iki katlı olan ahşap evlerinin üst katına çıktı, ben alt kattaki mutfaktaydım.

O zamanlar daha çekingen, daha az konuşan biriyim. Annesi benimle bir kaç kelime konuşmaya çalışıyor, zoraki cevaplar veriyordum. O sırada başka bir kadın geldi.

Hoş beş ettiler. Kadın beni sordu, arkadaşımın annesi, kızının okul arkadaşı olduğumu söyledi. Kadın bana baktı, o da laf olsun şeklinde adımı, kimin kızı olduğumu filan sordu. Utana sıkıla cevap verdim. 

Daha sonra kendi aralarında konuşmaya başladılar. Önce ne dediklerini duyuyor ve anlıyordum. Sonrasını duydum ama anlamamaya başladım. Sadece sesleri geliyordu. Hararetli bir konuşma vardı ama ben anlamıyordum.

İçime bir korku düştü. "Allahım, sağır oldum, hiç bir şey anlamıyorum." diye kendi kendime üzülmeye başladım. İyice kulak verdim ama yok! Hiç bir şey anlamıyorum. Eğer o iki kadından biri konuşmayı kesip bana baksaydı nasıl bunaldığımı, sıkıntıdan yüzümün ter içinde kaldığımı görürdü. Ama onlar kendi hallerindeydi. Kendi kendimi yedim.

O sırada odanın kapısı açıldı ve arkadaşım: "Hadi Suna, ben hazırım!" dedi. Allahım, nasıl sevindim. Yeniden duymaya başlamıştım. Sevinçle ayağa kalktım. Dışarı çıkınca ilk iş, olanları arkadaşıma anlatmak oldu. Büyük bir korku ve şaşkınlık içindeydim. 

Arkadaşım güldü:

- Akıllım, o kadın benim teyzem. Bizim akrabalardan birinin kızı kaçmış, seni anlamasın diye Çerkezce konuşmuşlardır, dedi :)))

- Neee?! dedim. Yâni, ben sağır olmamışım mı?!

- Yok, olmamışsın. 

Eyy güzel Rabbim, o gün şu fakir, korkak, cahil kulunu Nasreddin Hoca misali nasıl da sevindirdin. (Bu arada şunu da belirtelim: Özel konuşmanın özel yapılması, başkalarının yanında farklı ima ve dille yapılmasından daha hayırlıdır ve sünnete uygun olanı da budur.)

Yeğenimin nişanı için Trabzon'a gittik. Orda sohbet muhabbet ederken, kadının birinin adını sorduk. 
"Cönil" dedi. Anlamayıp tekrar sorduk yine, "Cönil" dedi. Kendi kendimize, "Ne değişik isimler var" diye konuşurken, kadının kızı düzeltme yaparak: "Gönül" dedi. Bizi aldı bir gülme. "Yahu, bizim bildiğimiz isimmiş, hepimizde olan gönül yok mu?! " dedim.

Ne kadar zor, karışık, farklı da olsa, yöresel dil ve lehçeler o ülkenin, o milletin zenginliğini gösterir. Kendi aksanı ile konuşan insanları severim. Dillerini yaşatan, sahip çıkan, renk katan bu insanlara çok da saygı duyar onlarla konuşmaya bayılırım. Tüm yanlış anlamalarıma rağmen :)

Ama itiraf edeyim, vaktinde rastladığım bir Laz talebem beni zorladı. Çünkü Kur'an'ı da Laz aksanıyla okuyordu :)) 

Allahü Teâlâ, Hucurat süresinde buyuruyor ki: "Birbirinizi tanımanız için sizi kabilelere ve şubelere ayırdık." Ne kadar hikmetli ve güzel bir durum değil mi? "Yaratan hiç bilmez mi?" (Mülk/14)

 Düşünsenize, hepimiz aynı olsaydık nasıl tanırdık birbirimizi?! Sarışınlık, kalem kaş, hokka burun moda olunca, tornadan çıkmış gibi birbirlerine benzeyen, ayırt edilemeyen kadınlara döner, tıpkısının aynısı olurduk. Oysa bu diller, aksan veya ağız ne dersiniz deyin; âdet, gelenek-görenek veya yöresel kıyafetler gibi, bölgemizi, yöremizi, kimliğimizi hatta kişiliğimizi yansıtan birer ayna. Sosyal ilişkiler esnasında insanımızı tanıtan cv. gibi. Şu Karadenizli, bu Egeli, diğeri Erzurumlu, öteki İstanbullu, beriki Adanalı...vs

Elbette; genel bir anlaşma, resmî yazılar, ders kitapları, mesajlar vs. için kitap dili dediğimiz İstanbul Türkçesi olmalı, o ayrı! Ama her yöre de tıpkı yemekleri gibi dillerini yaşatmalı, sahip çıkmalı.

Ne demişler: "Bir lisan, bir insan."

Aynı dili konuşan ve anlaşamayan o kadar çok insan var ki! Mesele dil farklılığı değil, "cönil" farkluluğu daa...

Allahım! Hangi dilde olursak olalım, evrensel olan "gönül dili"yle konuşan, anlaşan, bir olan, birlik olan  insanlarla karşılaştır bizi. Farklı oluşumuzu sevdir ya Rabbi!



Bu yazı 99 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI