Bugun...


Suna İlhan

facebook-paylas
DİYET BAŞKA NİYET BAŞKA
Tarih: 29-09-2025 09:21:00 Güncelleme: 29-09-2025 09:21:00


Kilolarından muzdarip olmuş, bundan dolayı pek çok hastalığı da taşıyan biri diyetisyene gider. Durumunu anlatır ve çare arar. 

Diyetisyen bu kişiyi biraz bilgilendirir, fazla kilonun sağlığa olan zararlarını anlatır ve bu ağırlıklardan kurtulunca hayatının ne kadar ferah olacağından filan bahseder.

Sonra bazı tetkik, tespit neticesinde ona uygun bir diyet listesi vererek, bunlara harfiyyen uyması gerektiğini söyler. 

Hasta, elindeki listeye bakarak mutlu günlerin hayaliyle oradan ayrılır.

Listedeki bir kaç maddeyi uygular, kalanına itibar etmez veya nefsine yenik düşerek yapması gerekenleri yapmaz, yapmaması gerekenleri de "şöyle-böyle" bahaneler öne sürerek yapmamaya devam eder.. 

Oysaki listeyi, buzdolabının en üst köşesine yapıştırmıştır. Sabah-akşam okur ama durumda bir değişiklik olmaz

Sonuç olarak ne kilo verir ne de o hastalıklardan, ağrı ve sızılardan kurtulur.  

Dahası üstüne tutar bir de; "Diyetisyene gittim ama bana bir faydası olmadı." der. 

Şimdi sorun nerede?

Diyetisyende mi, listede mi, bu kişide mi?

Teşbihte hata olmasın işte İslâm dini, bu diyetisyen gibidir. Diyet listesi de Kur'an-ı Kerim dediğimiz şerefli kitaptır. Onu evimizin en baş köşesine de koysak, sabah-akşam da okusak, uygulamaya koymadıktan sonra bazı dertlerimizden kurtulamayız. (Okunduğu zaman her harfine on sevap verildiğini ve manevî etkisini bir kenara ayırıyoruz.)

Kahvaltıda, diyet listesinde olan kibrit kutusu büyüklüğündeki peyniri yiyip, yanısıra yumurtalı sucuğa ekmek banan kişinin; "Ben zayıflayamıyorum." diye serzenişte bulunması gibi İslamî emir ve yasaklara uymadan işimize geldiği gibi yaptığımız uygulamalardan; gerekli performansı, huzur ve sükûnu göremeyiz.

Misâl verecek olursak...

İslam, kadını himaye eden mükemmel prensip ve şartlar sunar. Fakat uygulayan olmayınca anlaşıl(a)maz. 

Oysaki bazı emir ve yasaklar domino taşları gibi birbirine bağlıdır. 

Kadına mihir verilir ama evlendikten sonra eşin biyolojik veya psikolojik baskıyla onu alma hakkı yoktur. 

Erkek kardeş mirastan iki pay fazla alır ama anne ve babaya bakmak, eşiyle sorun yaşayan kızkardeşe sahip çıkmak da ona aittir. Hatta onlara misafir olarak geldiğinde hediye ve ikramlarda bulunmak da erkek kardeşe aittir. Baştan kapora almak gibi düşünün. 

Erkek, helalinden ve çevre koşulları ne ise onu evine getirmek, yediğinden ailesine yedirmek zorunda ama kadının da kanaat etmesi gerekir. 

Aile hukuku bir bütün olarak bakıldığında mükemmeldir. Parça parça olunca maksat istenildiği gibi hasıl olmaz. 

İslam'ın ışığı hayatımızın her alanını aydınlatmadıkça, bu çarpık yapılaşma devam edip gider...

En ufak bir sarsıntı olunca, yer yerinden oynar sonra da İslâm ve müslüman sorgulanır...

Hâlbuki İslâm, her şeyiyle "ikmal edilmiş (tamamlanmış), Allah katında makbul ve razı olunan" bir dindir. 

Ortada bir arıza varsa bu, müslüman(lar)a aittir.



Bu yazı 103 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI