Bugun...


Prof Dr Mirzahan Hızal

facebook-paylas
ŞABLONLAR
Tarih: 08-10-2024 09:26:00 Güncelleme: 08-10-2024 09:26:00


►   İnsanların çoğu kafalarına yerleştirilmiş olan şablona uymayan uyarı, öneri ve çözümleri beğenmez, dikkate almaz hatta reddederler. Bunun en bariz örneği Peygamberlerdir.  Onları  reddedenlerin şablonları farklı farklı olduğundan, İnsanlık  tarihi  şablonların çatışma ve  mücadelesinden  ibarettir  dense  yanlış  olmaz.

     İnsanlar,  düşünce,  ölçü,  değerlendirme  ve  kararlarında,  verileri  her  defasında  sıfırdan   ele  alıp  uzun  uzun, inceleme,   tartışma  ve  müzakereler  yapamayacakları  için  bunları  hızlı  ve  kabul  edilebilir bir  şekilde yapabilmek  için  şablonlar  kullanırlar.  Toplumdaki  kanun  ve  kurallar  birer  şablondur. Yapılan işler bu  şablona uyup uymadığına göre  değerlendirilir Düşünce  akımları,  ideoloji, din  ve  inançlar da  şablonlardır. Ne  var ki  insan,  düşünen,  muhakeme,  karşılaştırma,  sorgulama  ve  öğrenme   yeteneği  olan  bir  varlıktır.   Diğer  canlılar gibi   doğuştan veya kazanılmış  şartlı  reflekslerle  hareket  etmez.   Bir  kedi  tehlike  uyarısı  alır  almaz  0.02 saniyede (20 milisaniye) otomatik olarak  harekete  geçer.  Bunun  için  düşünmez. Bu,  cevap verme  süresi  en  hızlı  yılandan  3.5  kat  daha  hızlıdır.  Bu  nedenle  bir  yılan   hiçbir  zaman   bir  kediyi  ısıramaz.

Refleksler  ve  şablonlar  iyidir, faydalıdır  ama  en  kötü  tarafları,  değişme  ve  gelişmeye karşı  gösterdikleri  dirençtir.  Halbuki  insan  toplumları  değişmek  ve  gelişmek  zorundadır.

Hammurabi  kanunları   muhtemelen  zamanının  en  iyi  kanunları  idi.  Ama  bugün  tamamen  arkaik  ve  uygulanamaz  durumdadırlar.  Kediler de  bundan  20 bin  sene  veya daha  önce  yılanlardan  aynı  şekilde  ve  hızda  sıçrayarak  kurtuluyorlardı.

►   İnsan  toplulukları,  bilgi,  teknik  ve  medeniyet  olarak   sürekli  ilerleyen,  çevreyi kontrol altına almak  ve  kendilerini  yenilemek  ihtiyacında  olan  topluluklardır.  Kendini  yenilemeyen  toplumlar,  yenileyen ve  gelişenlere  yem  olur,  tarihin  karanlık  sayfaları  arasında  kaybolup   giderler.  Toplumların  kendilerini  geliştirmesi  ve  yenilemesinin  bir  tek  yolu  vardır.   Şablonlarını  geliştirmek  ve  yenilemek.  Buna  bilimsel  olmak  da  diyebiliriz.
 
►   İnsanlar  açısından  bu şablonlar, ekseriyetle genç yaşlardan  itibaren, kişi henüz yeterli bilgi, tecrübe, muhakeme ve temyiz kabiliyeti kazanmamış iken  çevrelerinden, öğretmenlerinden, büyüklerinden, hocalarından veya okuduğu kitaplardan etkilenerek oluşturduğu kalıplardır. Bunlar seneler içinde kişinin beyninde sentezlenen protein yığınları halinde yerleşir  ve   kökleşir.  Beyin  hücreleri  arasında  oluşan  bağlar  ile  de  bunları   belirli  şekillerde  kullanır. Kişi, düşünme yeteneğini kullanmaz, bunları  sorgulamaz,  araştırma  ve    tefekkür  ile  doğrulamaz,  yeni  veriler ile   tahkik  etmezse   bu  şablonlar,  ilk  oluştukları  şekilde   kemikleşir tabir caizse kireç bağlar ve   esnemeyen, farklı   düşüncelere,  tartışmaya ve sorgulamaya kapalı dogmalar haline gelir.  Aralarında  bağlantı  olmayan  beyin  hücreleri  birbiriyle  haberleşemez.  Düşünme   yetersizliği, hafıza ve muhakeme zafiyeti,    ön yargı dediğimiz şey de budur. Bazen o hale gelir ki matematik ispat yapsanız dahi asla sabit fikrinden dönmez. Senelerdir böylesine yanlış fikirleri benimsemiş olmanın utancı ile  yüzleşemediği  için  de  düşünce ve fikirlerinde ısrar, hatta inat eder. Bu durumun ilk ve en çarpıcı örneği eski veya yeni toplumların peygamberlerin getirdiği bilgi, uyarı ve teklifleri kabul etmeyip yalanlamalarıdır.  Dikkat  buyurunuz,  tartışma  ve  sorgulama  değil,  red  ve  inkar. Bilim  değil  taassub. Tartışma  ve  sorgulama  düşünme  yeteneği   gerektirir.  “Biz atalarımızın adet, inanç ve fikirlerinden vaz geçmeyiz” diyerek onlardan hiç bir makam mevki veya ücret istemeyen peygamberleri dinlememiş ve onları yalancılıkla suçlamışlar, hatta bazen daha da ileri giderek öldürmüşlerdir.

►   Her  devirde  olduğu  gibi,   günümüzde de  bu  protein  kalıplarından  veya  şablonlarından   bolca  vardır.   Şu  şablonlara  bakınız;

1-     Bizim  gelenek ve  göreneklerimiz,  töremiz,  adetlerimiz   her şeyden  önce  gelir,  bunlar  tartışılamaz.  Ya  bize  uyarsın  ya  da   seni  dışlarız.
2-     Bizim  kanunlarımız  mutlak  doğrudur,  tartışılamaz,  değiştirilemez,  değiştirilmesi  teklif   bile  edilemez.
3-     Bizim  büyüğümüz en büyük  ve  kutsaldır,  hiç  hata  yapmaz,  yapmamıştır. Onun  ilkeleri de  kutsaldır,  tartışılamaz,  sorgulanamaz. Herkes  bunları  kabul  etmeye  ve  bunlara  uymaya  mecburdur.
4-       Laik  demokratik  rejim  de  mutlak  doğru  ve  kutsaldır.  Tartışılamaz,  sorgulanamaz,  değiştirilemez.
5-     Bizim  milletimiz  yeryüzündeki  en  asil, en  soylu, en  kabiliyetli, en zeki ve  üstün  millettir.  Bu  konu tartışmaya açık değildir. Öteki milletler doğuştan talihsiz, yeteneksiz ve   yetersizdirler.  Genleri  kötüdür.
6-     Bizim  partimiz,  tarikatımız, cemaatımız,  önderimiz,  şeyhimiz  de  kutsaldır,  sorgulanamaz,  tartışılamaz.  Herkes  bizi  sevmeye  mecburdur.
7-     Bizim  devletimiz de  kutsaldır,  hatta  güç onda olduğu  için  en  kutsalı  odur. Her zaman  ve  her yerde  haklıdır.  Hiç  hata  yapmaz.  Bir  yanlışlık  varsa  bu  mutlaka  halkın  suçudur.  Hatta  devlet  memurları  da  kutsaldırlar.  Onlar da  hiç  hata  yapmazlar.  Hatayı  her zaman  vatandaşlar  yapar,  ceremeyi  hep  onlar  çeker.  Çekmelidirler.
Devlet  o  kadar  yüce  ve kutsaldır ki,   onun itibarına  zarar  gelmemesi  için   her şey mübahtır,  gerekirse milyonlarca  vatandaş  feda  edilebilir,  hatta  edilmelidir.  Halk  köledir,  devlet  efendidir. Halk  çok  çalışmak, vergi  vermek, devleti  ayakta  tutmak  ve  kutsal  devlet  memurlarını doyurmak ve  refah  içinde  yaşatmak  zorundadır.  Sadece  iki  kural  vardır.
a)Devlet  ve  memurları  daima  haklıdır. b) Onların  haksız  olduğu  durumlarda  birinci  kural  uygulanır.
 
►   İste  İslam  dini,   özgür  düşünce,  tefekkür,  sorgulama,  tartışma,  ilim  ve  ahlak  yoluyla, insanların  zaman içinde  bozduğu, çarpıttığı,  yozlaştırdığı  ve  kendi  uydurduğu  bu  şablonları  düzeltmek  ve   yenilemek  üzere  gelmiştir.
   İslamın  da şablonları  yok mudur? Vardır  elbette. İslamın  şablonları yerlerin ve  göklerin  hakimi olan  Allahın CC  kurallarıdır. Yalnız ve  ancak  onlar  kutsaldır.  Allah CC  zaman,  mekan,  eksiklik, zafiyet  ve  hatadan  münezzehtir. “Yerlerin  ve  göklerin  mülkü  ona  aittir.”   Şablon  ve  kural  koyma  hak  ve  yetkisi de  sadece  O na  aittir.
Onun  kurallarını  beğenmeyen  ve  kabul  etmeyenler  O’nun  mülkünde  oturmasınlar.
Verdiği   suyu içmesinler,  havayı  teneffüs  etmesinler.

 ►  “ Allah CC  Ölümü  ve  hayatı  yaratmıştır”  Uygun  gördüğü  zaman  bütün  kiracıları mülkünden  tahliye  eder. Bütün  hesapları  görür.  Bütün  borçları  tahsil  eder.

Mirzahan Hızal



Bu yazı 144 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI