Bugun...


Prof Dr Mirzahan Hızal

facebook-paylas
İMANDAN SONRA
Tarih: 22-12-2024 13:20:00 Güncelleme: 22-12-2024 13:20:00


►Şüphesizki  Alemleri  yaratan  Allah CC,  yazılı olan  ve  olmayan  ayetlerini insanlar okuyup,  görüp  üzerinde   düşünsünler,   anlasınlar,  dünya ve ahirette    kendilerini  felakete  sürükleyecek   davranışlardan  kaçınsınlar  diye  göndermiştir.

►“İmandan sonra fasıklık ne kötü addır! Kim (Allahın yasak ettiği şeylerden) tevbe etmezse onlar zalimlerin ta kendileridir.”(Hucurat  suresi, 11)

“O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” (Mülk suresi, 2)

İman  ettikten  sonra  insanlar  sapar,  yanlış  yollara  gidebilirler  mi?  Gitmiyor,  gitmeyecek  olsalardı  bu  ayet  gelmezdi.

İnançsız birisi sınava girmeyen öğrenci gibidir. O  Sınavdan  sıfır  alır.  Ama  başka  sınavlar da   vardır. Hala  öğrencidir.  Dönem  sonuna  kadar  hala  şansı  vardır. Finalde başarılı olursa  sınıfı  geçebilir.İnandıktan sonra İnancına aykırı yaşayan kişi   ise,   sınavda kopya çeken öğrenci gibidir. Okuldan atılır. Maalesef  bugün  Müslümanların  büyük çoğunluğu imandan sonra sapanlar grubundandır.  Ne  var ki,  birçoğu,   saptıkları  için,  saptıklarının  farkında  değillerdir.  Hatta  kendilerini doğru  yolda  zannederler.  Müslümandır   ama  yalan söyler, Müslümandır ama aldatır, sözünde durmaz, emanetleri korumaz, faiz,   rüşvet alır/verir, Müslüman  ama yolsuzluk yapar, Müslüman  ama  adalete, kul hakkına  riayet etmez,  Allahın CC indirdikleriyle değil,   ehli küfrün hükümleriyle hükmeder, hükmedilmesine razı olur. İşine geldiği zaman Allahın CC değil  ehli küfrün  hükümlerini  tercih eder.    Allahın CC indirdiği  dini    çarpıtmış,  değiştirmiş  ve    dünyevi  çıkarlarına  alet  etmiştir. Sanki   dinini  değiştirmiş,  ‘İlimsiz,  Ahlaksız ve   cihadsız   Müslümanlık’  hatta  inançsız  Müslümanlık  bile  diyebileceğimiz    başka  bir   dine geçmiştir.  Bir  kısmı  ise   Müslümanların  islah  olması  için  çalışmak  yerine  İslȃmı   kendi  dar  ve  yanlış  anlayışları, hatta  kötü niyetleri istikametinde  değiştirmeye,  reforme  etmeye  kalkışmaktadır.   Allah  CC bundan  sonra  bu  insanları  doğru  yola  iletmek  için  yeni   bir  din  ve  peygamber  göndermeyecektir.  Ama  dilerse,  onları  açlık,  kıtlık,  hastalık,  deprem,   göktaşı,   savaş  gibi  musibetlerle   yola  getirebilir.   İsteyene  bu  musibetleri  verir,  isteyene  ilim,  ahlak, sabır, ihsan  ve  ihlas.   İsteyene   kir,   isteyene   nur.

►Her şey  gibi  bu  sapmanın  da  nedenleri  vardır.Bu  tür  insanlar  Allahın CC  dinini  ciddiye  almazlar.  Onlara  göre   din,  taraftarı  oldukları   futbol  takımı  gibi  bir  şeydir. Fazla mantıklı olmayan  nedenlerle   o  takımı  destekler. Hatta  takım  çok  kötü  oynadığı,  yönetim,  usulsüzlükler,  yolsuzluklar,  şike  v.b    ahlaksızlıklar  yaptığı  zamanlarda  bile  onu  tutmaktan,  desteklemekten  vaz  geçmez.  Kör  ve  şuursuz  bir  sadakat  gösterir.  Bu  fanatizm    bazen  o  boyutlara  varır  ki,    diğer  takım   taraftarlarıyla  kavga  eder,  kafa  göz  yarar,  kan  bile  döker.   Derin ve  koyu  bir  cehaletten  kaynaklandığı  açık   olan  bu  marazi  sadakat   diğer   alanlarda  da  kendini  gösterir.    Adam  ailesine   laf     söyletmez  ama  kendisi  onlara   yapmadığı   eziyet  ve  haksızlığı  bırakmaz.  Dinine     kötü  söz  söyleyeni  can  düşmanı  beller  ama  dinini    kendisi  yıkar.   Dininin  emir  ve  yasaklarını  pervasızca  çiğner. Dini  anlamadığı  için  onu  bir  isim  ve  etiket  olarak  görür,  yaşamakta olduğu  hayatın  aslında  onun dini  olduğunu  idrak  etmez.  Güya  Allah CC  ve   Peygamberi   SAS   çok  sever,  ama   onların  emanet  ettiklerini   hiçe  sayar.  Allahın CC  yanında  başka  ilahlar  edinir.   Onlara  tapmaya  başlar.   Cahil  olduğu  için  bu  ilah  edinmeyi  boynuna  haç  takmak  veya  kiliseye  gitmek  zanneder.   Boynuna  haç  takmaz  ama    şahıslara  tapma,  partilere  tapma,   paraya  tapma,  makam  ve  mevkilere  tapma,    menfaatine  tapma,  v.b    boyunduruklarını  geçirir.  Bu  taptığı,  ilah  edindiği  şeyler  için   fedakarlıklar  yapar,  onları  Allah CC  tan  ve  peygamberden  çok  sever  ve  üstün  tutar.  “Namazın kazası  var,  seçimin  kazası  yok”  der.  “Taptığı  kişiye   sende  Allahın  sıfatları  var”  der.   “Taptığı  şeyhe,  ete  kemiğe  büründün  efendi  hazretleri  diye  göründün”  der. Diyenlerin  yanında  durur,  onları  beğenir, alkışlar.   Görsel  ve   görünür  şeylere,  şekle  ve  görünüşe   çok  önem  verir  ve  dikkat eder.    Camiler  yaptırır,  camileri süsler,    camilere  koşar,     ama  bankalara  da  koşar,    hem  zikir  çeker  hem  kredi  çeker.  Camide  “ Allahın   indirdikleriyle  hükmetmeyenler  kafirlerin  ta  kendileridir”  ayetini  okumaz,  okutmaz.   Camiye  yardım  eder,  cami  yaptırır  ama   cihada  yardım  etmez,  ilim  kurumu  yaptırmaz,  ilme  para  harcamaz.  Domuz   eti    yemez  ama  kul  hakkı  yer.  Faiz   yer,  rüşvet  yer, iftira atar,  dedikodu yapar  insan  eti  yer.  Allahın CC  verdiği ilimleri , akılsızca,  dünya  ilimleri  ve  din  ilimleri  diye  ikiye  ayırmakla  kalmaz, Allahın CC   ilimlerinden  bir  kısmını  dünya  ilimleri  diye    hor  ve   önemsiz  görür.  İşleri de, dünya işleri   ve  din  işleri  diye  ikiye  ayırır  ve    dünya  işleri    dediklerini hor  ve    önemsiz  görür.   Aklını kullanmadığı  ve böyle  yaptığı  için de  Allah CC onları  dünya  ilimlerine  değer  veren  gayrı  müslimler  eliyle  cezalandırır,  rezil  ve  rüsva  eder.

Kur’an  okur,  okutur,  bunu  dindarlık  zanneder,  ama  okuduğu  ayetlerin  tersini  yapar.

Bazen de  din,  kişilerin   çıkarı   veya  itibarı     için  mensup   olduğu  bir  akımdır.  Bunlar   dünya    için  dinini  satan   münafık  meşrep  insanlardır.  Kim  daha  çok menfaat sağlarsa  onun   dinine  girer.   Duruma   ve  çıkarına  göre  dinlerini  ve  tanrılarını  değiştirirler. 

►Böyle  Allahın CC  dinini   gerektiği  gibi  anlamayan,   ciddiye  almayan  ve  doğru  yoldan  sapanlar  için;

“Ey iman edenler! Allah’a, Resûl’üne, Resûl’üne indirdiği Kitab’a ve daha önce indirdiği Kitab’a iman edin. Kim de Allah’a, meleklerine, kitaplarına, resûllerine ve Ahiret Günü'ne kâfirlik ederse şüphesiz (hakka geri dönüşü zor) uzak bir sapıtmayla sapıtmış olur.”(4/Nisâ, 136)   buyurulmuştur.Ayetin  tefsirinde  açıklandığı  üzere,

“Ey iman edenler! İman edin.” ifadesi,  iman  ettim  demekle  işin  bitmediğine işaretle, imanın canlı kalması   ve  doğru  yola  iletmesi  için,  imanda şuurlu  ve  sabırlı  olmak  gerektiğini  belirtiyor. Bu da, Allah’ın (cc) yarattığı ve O’nun (cc) azametini  gösteren  varlıklar,  ayetler  ve  bunları  lisanen   ifade  eden Kur’ân ayetleri üzerinde   düşünerek  ve   onlarla amel  ederek düşünce  ile   ve   fiilen  tefekkürle mümkündür.

21.12.2024 Mirzahan HIZAL



Bu yazı 23 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI