Bütün bilimsel çalışmalar, bütün projeler “Basitten Karmaşığa” mantığı ile yapılır.
En başarılı öğrenciler, sınavda en kolay ve en iyi bildiği soruyu cevaplayarak başlayan öğrencilerdir.
Okullarda birinci sınıfta, üçüncü sınıfın dersi okutulmaz.
Akıllı insanlar merdivene çıkarken birinci basamaktan başlarlar.
Bunu hemen hemen herkes bildiği halde nedense çoğu insan uygulamada bu hikmeti unutur.
İnsan, cahil, hırslı, çıkarcı ve sabırsız bir canlı olduğu için acele eder, merdiveni üçer, dörder basamak atlayarak çıkmaya kalkışır, ayağını kırar.
Aklını kullanmaz, ehil olmadığı ve bilmediği işlere girer, yüzüne gözüne bulaştırır. Rezil olur.
Kendisini, kendi hayatını yönetemez, yönlendiremezken, toplumu yönetmeye, yönlendirmeye kalkışır, haksızlık, adaletsizlik yapar, felaketlere sebep olur.
“İnsan, hayrın gelmesine dua ettiği gibi kötülüğün gelmesine de dua eder. İnsan pek acelecidir.” (İsraf, 11)
“Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir” (Ahşap, 72).
Bir toplumu yönetmek için, ilim, yüksek bir ahlak seviyesi, dürüstlük, adalet, sadakat, cesaret, feraset, basiret gibi hasletler gerekli değil midir? Demokrasilerde toplumları kimler yönetiyor? Bilim insanları mı? İlim, hikmet ve ahlak ehli mi? Çok yüksek ahlak sahibi, son derece dürüst, adalet timsali, hak ve hukuka saygılı, halkın menfa atını kendi menfa atından çok çok önde tutan, “komşusu açken tok yatmayan”, “sırtındaki gömleğin hesabını veren”, kendisini toplumun en fakir bireyinden bile üstün ve ayrıcalıklı görmeyen, ondan daha iyi beslenmeyen, daha yumuşak yatakta yatmayan, asla yalan söylemeyen, verdiği her sözü tutan, tutamayacağı hiç bir sözü vermeyen, görevi emanet bilen, emanete asla ihanet etmeyen, az konuşan, çok düşünen insanlar mı?
Bu vasıflara sahip olup imar, toplumu ülkeyi imar, toplumu ıslah ve devleti ahlak ve adalet üzere yönetme sanatına siyaset, bu vasıflara sahip olmadığı halde, kendi meziyetleri ve kabiliyetleri ile değil, rakiplerinin hataları ve yetersizlikleri ile toplumu kandırıp, yönetime gelme sanatına ise politika denir.
İnsanın toplumu yönetmesi merdivenin son basamağı ise, kendisini yönetmesi ilk basamağıdır.
“İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır” (Yunus Emre)
“İlim bir noktaydı, cahiller onu çoğalttı.” (Hz. Ali RA)
İnsanlar, merdivenleri basamak basamak çıkabildikleri gibi, yiyeceği ilmi de ilmi de azar azar hazmedebilirler. Kısa sürede fazla gıda alan kişi mide fesadına, fazla ilim yüklenen kişi ise İdrak fesadına, uğrar. Fazla güç sahibi olan kişi güç zehirlenmesi yaşar. Birden yükselen, layık olmadığı yerlere gelen insanlar oralardan yükseldikleri oralardan yükseldikleri hızla veya daha hızlı bir şekilde düşerler.