Zannederiz ki insanlık için en büyük  tehlike korana gibi bulaşıcı hastalıklardır, hayır değil…

 Korana bir sebeple geçer de Laiklik gibi  din ayrı dünya ayrı zihniyetini dayatan inkarcılık saplantısı kolayına geçmez.

Laikliği resmi ideoloji haline CHP getirmiştir.

Din hürriyeti imiş, külliyen yalan.

Devlet dine karışmayacakmış, o da yalan.

Madem öyle, ezan 18 yıl neden yasaklandı?

 Merhum Akif’in deyişi ile:

“Haya sıyrılmış inmiş: Öyle yüzsüzlük ki her yerde… Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde.”

Perdesizlik, hayasızlık, edepsizlik, çıplaklık…

 …

İslamiyet’i en az anlayanlar bile diyor:

“Müslüman laik olamaz, laikse müslüman değildir.”

Biz de onu söylüyoruz…

İslam inancını  hayatımızdan dışlamaya çalışan ve o yolu ulusal bağımsızlık safsatası adı altında dayatan egemenlerin  alınlarında kocaman gavur yazıyor.

Hem de yaldızlısı…

…

İttihatçı olan İsmet Paşa hatıralarında yazıyor:

“ Harf inkılâbı okuma yazma kolaylığına bağlanamaz…”

Yanı Latin alfabesini dayatmanın gayesi başkaydı demek istiyor.  

“ Harf inkılâbının temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapatmak. Arap dünyası ile bağları kopartmak dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı.(…)” (cilt 2. Sayfa 223)

İşte ihanetin kara kutusu burada.

 İslamiyet Arapçılıkmış, Arap dini imiş.

O Halde Türk dini Kemalizm’e  dönelim.

CHP’li Behçet Kemal Çağlar:

“Atatürk ekber! Atatürk ekber. Bizde o var. Atatürk!Ne evliya ne de peygamber.. Halkına yar Atatürk!”

Kemaleddin Kamu:

“Kabe Arap’ın olsun Çankaya bize yeter.”

Mustafa Kamal  demişti, “Bu din ileride değişecek..”

Laikleşti bile, giderek de Kemalizm’e dönüşüyor.

…

Bir de…

İslamiyet dünya işlerine karıştırılmayacaktı.

Ey be geri zekâlı ahmak, İslamiyet o senin küçük beyninin anladığı gibi kilise veya havra dini değildir. Devlete de karışır, insana da karışır, siyasete ve ticarete de karışır.

Hatta karıncanın minnacık gözüne bile.

Karışamıyorsa öylesinden ilah olmaz.

Kur’an tüm ihtişamı ile  ferman ediyor:

“Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyenler zalimdir, fasıktır, kâfirdir.”

Çaresizlikler istisna, müslüman her hal ve şartta Allah’ın(cc) hükümlerini esas almak zorundadır.

Farz-ı ayın…

Tüccarsa ölçüde tartıda hile yapmayacak, kandırmayacak, yalan söylemeyecek… İdareci ise mahiyetindekileri Allah’ın koymuş olduğu hükümlere  göre idare edecek. Devlet başkanı ise herkese adil davranacak, hilafetin kurtulması için İslam dünyasının göndermiş olduğu altınları zimmetine geçirmeyecek. Aile reisi  ise, evlatları arasında adaleti gözetecek. Öğretmense öğrencilerine önce kendisi rehber olacak, ahlak maneviyat ve ilmi Allah’ın koymuş olduğu sınırlar çerçevesinde öğretmiş olacak. Yoksa, işin içerisine demokrasi girince bulandırır. Yanı İslam hariç, her türlü kirliliğe hürriyet tanıyan bir akıl, saplantı.Merhum Necip Fazıl’ın deyişi ile,

 “Eşek hürriyeti.”

Cumhuriyet rejimini kuran mason ve Sabetayist’lerin başlıca  gayesi, İslamiyet  yerine laik demokrasi, eşittir çağdaşlık, eşittir gâvurluk.

Başka türlü güdemezler.

17.9.2026  E.Hakim Nusret Çiçek