Bugun...


Nüsret Çiçek

facebook-paylas
MUSTAFA KEMAL HANGİ DİNE MENSUPTUR?
Tarih: 01-09-2025 16:46:00 Güncelleme: 01-09-2025 16:46:00


Yakın tarihi sürekli meşgul eden meselelerden birisi de  Mustafa Kemal’in hangi dine mensup olduğu sorusudur.
Aslında kimin hangi dinde olduğunu sorgulamak gibi bir gayret içerisinde değiliz, biz sadece hatırlatırız(Fezekkir),  isteyen istediği dine inanır. Devlet adamı olma açısından olay farklı.
 Zağanos Paşa camiinde kürsüye çıkıp da İslam peygamberini yere göğe sığdıramayan,  meclisin açılışından önce Hacıbayram camiinin yolunu tutan, açılışı cumaya denk getiren,  kurbanlar kestiren,  minarelerden salalar okutan… Daha sonra da milleti hayal kırıklığına uğratan devlet adamını sorgulamak hakkımızdır.
Tam bir FETÖ taktiği mi desem!
Üstelik menfaatleri gereği  iki taraf da bu şahsiyeti bir türlü paylaşamıyorlar.
Biri, cumhuriyet öncesini diğeri sonrasını referans alıyor. 
Haydar Baş gibileri Mustafa Kemal’in seyit hatta küçükken hafız olduğunu iddia ederken, ilahiyatçı Yaşar Nuri, bir sohbetinde deist olduğunu söylemiştir. Ama asıl olan, kişinin kendi beyanıdır.  
Biz buna itiraf deriz, itiraf olunca da yan delillere gerek kalmaz..

Mustafa Kemal’in  inancı hakkında en sağlam delil, 1931 yılında Afet İnan’a kendi  imzasıyla  yazdırmış olduğu, liselerle ortaokullarda okutulan   “ Medeni Bilgiler” ders kitabıdır. Bu kitap yıllarca halktan uzak tutulmuştur. Çünkü içerisinde tapu gibi Mustafa Kemal’in el yazısı  ıslak imzalı belgesi var:  “Vahiy Muhammed’in vehmidir (uydurmasıdır. İmza Mustafa Kemal Atatürk.)”  
Artık lamı cimi kalmamıştır, belgeye göre, vahyi inkâr eden, peygamberimize yalancı iftirasını atan Müslüman olamaz.
 Ebucehil bile peygamberimize yalancı dememiştir. 
Aynı kitaptan okuyalım: 
"Din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. Türkler Arapların dinini(?!!) kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesâirenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin millî rabıtalarını gevşetti; millî hislerini, millî heyecanlarını uyuşturdu. 
Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed'in(?!!!) kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu(!). Bu Arap fikri, Ümmet kelimesi ile(?!!) ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdular…”  

Deliller bitmiyor tükenmiyor.
Yer Gar Binası sene 10 Temmuz 1923.
(Uğur Mumcu “Paşaların Kavgası” başlıklı yazıyı Cumhuriyet gazetesinde tefrika halinde yayınlamıştır.)
Mustafa Kemal Kazım Karabekir’e diyor:
“Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur.” CHP tam da dediği gibi olmuştur, her birisi atadan zengin.
Aynı eserde yine Kazım Karabekir naklediyor: 
 “ Mustafa Kemal Paşa beyanatıma karşı hiddetle bütün içini ortaya döktü: ‘Evet Karabekir; Arapoğlu'nun(?!!) yavelerini(saçmalıklarını) Türk oğullarına öğretmek için Kur'an'ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım! Tâ ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler!..’ Bu sözlere de yorum gerekmiyor…

İngiliz gazetecisi Grace Ellison’un 1928 yılında yayınlanan, “Türkey Today” adlı kitabının 24. Sayfasında Mustafa Kemal’in röportajı bulunmaktadır:  "Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum” demiştir.
Bu vahşi sözü şimdiye kadar yalanlayan, tekzip eden çıkmamıştır.
Dikkat edelim, tarih 7 Şubat 1923, Balıkesir de  mevlit sonrası Zağanos Paşa camiinde hutbe okuyan Mustafa Kemal, 1928’ler de nerelere geldi. 1923 de Muhammedi 1928 de dinsiz!
En yakın dostlarından Hüsrev Gerede hatıralarında, Mustafa Kemal peygamberi bir dahi ve siyasetçi olarak tanırdı, “ileride bu din yıkılacak yerine yeni din kurulacak” demiş.

Yahudi yazar Haim Erroll, “Atatürk Yahudilerin Türkiye’deki projesidir” diyor. Nişanesi olarak,  Tel-Aviv’de büstünün parka dikilmesidir. Altına da, “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk. Bütün Türk milleti ve Türkiye’yi seven İsrail halkı sana ebediyen minnettar kalacaktır”  yazısı bir bakıma Yahudi yazarı teyit ediyor.
Öyle ya…
 Siyonist katil İsrail, benim cumhurbaşkanımın büstünü parkına neden diksin?
Sonuçta şuraya geliyoruz…
İslam’ı kesimin bir kısmı ile Kemalistler Atatürk’ü paylaşamıyorlar.
Bu soruna en net cevabı verenlerden birisi de Doğu Perinçek’tir. “Atatürk Din Ve Laiklik” adlı kitabında, Mustafa Kemal’ın imzalı beyanını delil göstererek şöyle diyor: “Ey mollalar, Mustafa Kemal sizin değil bizim adamımızdır, işte belgesi.” 
Yanı deist ateist demek istiyor...
Aziz Nesin de demişti: 
“Hiçbir Müslüman Atatürk’ü sevmez, niye sevsin ki, yaptığı  hiçbir şey İslam’ın lehine değildir. Eğer bir Müslüman hem Atatürk’ü seviyor hem de Müslüman’sa ya ahmaktır, ya sahtekârdır, ya da cahildir.” O zaman herkes adamının hayrını görsün, ne diyelim.

1.9.2025    
E.Hakim Nusret Çiçek

 



Bu yazı 2311 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI