Bugun...


Murat Fidan

facebook-paylas
ÖLDÜKTEN SONRA ATOMLARI KÂİNATA DAĞILAN İNSAN TEKRAR NASIL YARATILACAK?
Tarih: 12-02-2024 07:21:00 Güncelleme: 12-02-2024 07:21:00


SORU: İnsanlar öldükten sonra yıllar içerisinde vücut et ve kemiklerine kadar çürüyüp toz haline gelecek veya bazı hinduizm gibi dinlerin ritüellerinde bulunan geleneklere göre insanlar öldüklerinde cesetleri toz haline getirilinceye kadar yüksek dereceli ateşlerde veya fırınlarda yakılıp tozları nehirlere serpiştirilen insanın tüm atomları kainata dağılacak ve hatta farklı başka canlılarda aynı atomlar görev yapacakken, yapı taşları olan atomları kainata dağılmış insan tekrar nasıl yaratılacak? İlmi, bilimsel, akılcı, mantıklı ve mukni cevap istiyoruz?

CEVAP: Şu kitab-ı kebiri kâinatın en münevver ve mümtaz misafiri, en güzel yaratılan masnuu, murad-ı ilahiye mazhariyetiyle en ihtişamlı bir eseri ve bir sarayı hükmünde olan insan öyle muazzam ve kıymete haiz bir şekilde yaratılmıştır ki, nasıl ki; muhteşem bir sarayın inşa ve yapımında gerekli ve kullanılacak olan tüm materyaller örneğin; mermerler, sütunlar, ahşaplar, granitler ve en murassa değerli taşlarla tezyin edilmesinden tutun ta tefrişatında kullanılacak mobilyalar, halılar, atlastan perdeler, en ziynetli eşyalardan tablolara kadar, dünyada en kalitelisi ve en pahalısı hangi ülkede ve nerede var ise onların en uzak noktalardan getiritilmesiyle muhteşem bir saray inşa edilir ve vücuda gelir, aynen öyle de, Cenab-ı Allah ve Takaddes hazretleri de, ezelden ebede kadar yarattığı masnuat içinde en kıymetli olan insan sarayını inşa ederken, yarattığı uçsuz bucaksın kâinatın her tarafından zerreleri atomları elementleri toplayarak dünyaya getirtir ve onlarla muhteşem olan insan sarayını inşa eder. Hudutları ve sınırlarının boyutları aklın tasavvurunun haricinde olan kâinatın muhtelif yerlerinden getirilen elementlerle insanı inşa etmesi, insana verdiği ehemmiyeti, yaptığı hadsiz bir masrafı ve nihayetsiz bir güç ve kudreti olduğunu akıl sahiplerine gösterir irae ettirir. Yukarıdaki örnekte verdiğimiz gibi, bir sarayın inşasında kullanılan materyallerden örneğin demir elementi madeninin demir çelik fabrikalarında çok yüksek sıcaklıklardaki kazanlarında ve keza çimento, kireç, derz, fayans, seramik, çiniler vs. gibi tüm bu materyaller çok yüksek derecedeki fırınlarda nasıl husule geliyorsa, aynen bunlar gibi tüm canlılar ve en kıymetlisi olan İnsanın inşa ve yaratılmasında kullanılan en önemli ve en küçük yapı taşları olan atomlar ve vücutlarında sayısız görev yapacak ve tavzif edilecek elementlerle birlikte en önemlilerinden biri olan ve insanların ve diğer canlıların yapısındaki organik moleküllerin iskeletini oluşturan karbonları ve periyodik tabloda bulunan elementleri dünyamızdan milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki yıldızların çekirdek ve merkezlerinde bulunan bir nevi kazan ve fırınlarında yaratır. Canlılar ve insanların vücudunda vazife yapacak elementlerin yaratıldığı süpernovalar güneşimizden binlerce kez daha büyük ve çok daha yüksek sıcaklıktali devasa yıldızlardır. Bu yıldızların süpernova olarak patlamasıyla 94 çeşit element kainata dağılır. Ve vücudumuzda vazife görecek ve inşasında kullanılacak bu elementler dünyamıza çarparak bir nevi dünyamıza getirtilir. Peki vücudumuzun inşasında vazife ve görev yapacak elementlerin ve içinde bulunan atomların geldiği süpernovalar kâinatta ne kadar var ve bize ne kadar uzaklıkta? Dünyamıza en yakın yıldız Proxima Centauri 4,2 ışık yılı uzakta olduğu hesaplanıyor. En son verilere göre 290 milyar ışık yılı tahmin edilen kâinat yani evrende şimdiye kadar 250 ila 400 milyar arası galaksi tahmin ediliyordu ama şu an bu rakam iki trilyona çıkmış durumda. Her bir galakside ise yaklaşık 250-300 milyar yıldız olduğunu düşünürsek; iki trilyon galaksiyi 300 milyar yıldız ile çarparsanız aklın ve fehmin idrakinden aciz kalacağı rakamları (6e+23) göreceksiniz. Matematikçilerin bile hesaplarken beyninin ısındığı bunca yıldızların ölmesi yani enerjilerinin bitmesiyle çok şiddetli bir şekilde patlaması yani sekarat ve ölümü süpernova diye tesmiye edilmekte adlandırılmaktadır. Kainatta her saniye kütlesi güneşimizden 10 ila 100 kat daha büyük olan devasa süpernovala patlamaları gerçekleşmektedir. Dünyamızdan 1.300.000 bin kat daha büyük olan yıldızımız yani güneşimiz, bir süpernovanın parlaklığı ile karşılaştırılıp mukayese edilse güneş'in parlaklığının yüz milyon katından daha fazladır. Yüce Allah’ın kâinatta yarattığı -bu devasa akılalmaz sayıya dikkat!- sentrilyonlarca (Bir sentrilyon = 1e+303 On üzeri 303 yani 1 rakamının yanına 303 tane sıfır ekleyin) yıldızların her biri 10 milyarlarca yıl enerji üretirler. Şimdi sıkı durun! Akla yakınlaştırmak için bir misal verirsek; dünyada ne kadar kum tanesi var sizce, sayılabilir mi? Sadece elinize bir tane kum taneciği alın ve bu sadece kainatta yaratılan bir yıldız olarak farzedelim. Bu bir yıldız bir günde ürettiği enerji -hesaplamak isterseniz beyniniz ısınacak- tüm dünyada ve tüm zamanlarda üretilen enerjinin toplamının kentrilyonlarca katıdır. Bu sadece bir yıldız. Peki sayısal rakamların bile aciz kalıp rakamsal olarak bile ifade edemeyeceği kadar yıldızların tamamının ürettiği günlük enerji ne kadardır? İnsan fehminin ve algısının asla alamayacağı tahayyül edemeyeceği rakamlar. İşte Allah’ın yarattığı bir evreni algılamakta zorluk çeken insanoğlu tüm bu evrenin sahibi olan sonsuz güç ve kudret sahibi Allah’ı nasıl hakkıyla tahayyül ve tasavvur edebilir? Sınırlı bir şey, sınırsız bir şeyi kapsayabilir mi? Asla ve kat’a! Sanii Zülcelal, inşa ettiği insanda muazzam görevleri icra edecek elementleri milyarlarca ışık yılı uzaklıklara serpiştirdiği farklı noktalarda, her biri diğerine milyarlaca ışık yılı uzaklıkta ve güneşimizden milyonlarca kez daha büyük yıldızların yani süpernovaların çekirdeklerinde yaratır ve devasa patlamalarla kopartıp farklı noktalardan dünyamıza indirir, getirtir ve muazzam sanatı ve bir nevi muhteşem sarayı olan insanın inşasında yaratılmasında terkip edip nihayetsiz bir masraf ile nihayetsiz kudretini ehl-i ukula akıl sahiplerine gösterir. İnsanoğlunun şu ana kadar keşfedebildikleri elementlerin kahir ekseriyetinin insan vücudunda olduğu ve bunların her birisinin icra ettiği bir vazifesi bulunduğunu kaç kişi biliyor acaba? Yirmibirinci asrın yüksek teknolojisi ve sahip olduğu binlerce labaratuvarlarında şu ana kadar keşfedilmiş dünyada bulunan 118 elementten ve sayısız atomlardan bir tek canlı varlık inşa edemezken her saniye dünyada kentrilyonlarca varlık bir anda yaratılmasını nasıl izah edecekler? Halık-ı Zülcelal sayısız atomları muazzam bir şekilde biraraya getirerek her saniyede kentrilyonlarca varlık yaratılırken, yirmibirinci asrın yüksek teknolojisi bu atomları kullanarak bir tek canlı organizmayı yaratamazken, bu muazzam ve kompleks yapıları bir araya getirmeyi tesadüf ve tabiata havale edenler insanlık tarihi boyunca maskara ve müdhike olmakla birlikte ahmaklığı ile intişar etmiş habenneka’yı dahi güldürecek ve onun nezdinde dahi alay konusu olmaktan kendilerini kurtaramayacaklardır. Şu haşmetli kâinatın dikkatli bir seyircisi, şu hikmetli mevcudatın belâgatlı bir lisan-ı nâtıkı ve şu kitab-ı âlemin anlayışlı bir mütalaacısı ve şu tesbih eden mahlukatın hayretli bir nâzırı, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir mütalaacısı ve şu âlemdeki mu'cizat-ı san'at-ı Rabbaniyenin bir seyircisi olan kainatın en büyük en güzel ve en mükemmel semeresi ve meyvesi olan insanı Allah nasıl tekrar yaratacak hiç denilir mi? O Allah nasıl ki; kâinatın farklı yerlerine serpiştirdiği ve milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki yıldızlarda yarattığı elementleri dünyada toplayarak insanı nasıl inşa edip yaratıyorsa ve daha sonra tekrar öldürüp vücudunda vazife icra etmiş tüm atomlarını ve elementlerini tekrar kainata dağıtır ve bunları tekrar birleştirip aynı insanı inşa edemez mi? Tabiki en mükemmel şekilde inşa eder. İkinci yaratılışın birinci yaratılışa göre; çok daha kolay ve daha suhuletli olduğunu akıl sahibi her insan anlar derkeder ve bilir ve hakkalyakin suretinde tasdik eder. Mikro alemden makro aleme kadar tüm alemleri desti kudretiyle yaratan ve bir insanın vücudunda her saniye kentrilyonlarca sistemlerini çalıştıran hareket ettiren bir kudret, insanı öldükten sonra değil tekrar inşa edip diriltmek; isterse bir salisenin kentrilyonda biri zamanı içerisinde; değil bir insanı tekrar yaratmak, ezelden ebede kadar yarattığı tüm varlıkları, nebatat ve eşcar, hayvanatı ve kısacası tüm masivayı kentrilyonlarca kez suhulet ve kolaylıkla yaratıp ve yok edebilir. وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ Ve huve ala külli şey’in Kadir. Ey insanı en güzel şekilde yaratan yüce Rabbimiz! Seni sonsuz tebrik ile takdir ve sana olan şükranımızı izhar için; elimizden gelseydi ezelden ebede kadar yarattığın ve yaratacağın tüm mahlukat ve masivanın sana ettikleri ve edecekleri tüm tesbihatların bir mislini takdim etmek ve yarattığın kâinat kadar bir kalbimiz olsaydı onu sadece ve sadece senin muhabbet ve sevgin ile doldurmak isterdik.

Murat FİDAN



Bu yazı 342 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI