Bugun...


Muhammed Özkılınç

facebook-paylas
Hamas Başarısının Sırrı
Tarih: 29-05-2025 15:35:00 Güncelleme: 29-05-2025 15:35:00


“Ev sahibi evin içini daha iyi bilir” diye bir söz vardır ki, doğrudur. Dolayısıyla Filistin davasını ve Haması da bizzat sürecin içinden gelen ve ömrünü bu davaya adamış olanlar daha iyi bilirler. Bu sebeple bizzat öylesi değerli şahsiyetlerin verdiği malumatlar önemlidir. Daha önce Hamas Gazze ve Filistin başlıklı yazımız, Filistin Âlimler Birliğinden bir âlimin seminerinden notlar idi. Önemine binaen şu anda da aynı seminerden notların ikincisini sizlerle paylaşıyorum.

1.Düşmana karşı koymak için içinde bulunduğunuz şartlara uygun cihad yöntemleri geliştiremezseniz düşmanla baş etmek mümkün değildir. Çünkü silah sanayi, teknoloji ve savaş imkânları açısından düşmanla aramızda ciddi bir dengesizlik var. Tünel stratejisini doğuran sebepler, biraz da bu imkânsızlıklardır. Düşmanın sahip olduğu imkânların çeyreği bizde olsa durum çok daha farklı olabilirdi.

2.Filistin’deki kardeşleriniz yılların direniş ve cihad tecrübesiyle uzun zaman düşünüp araştırarak ve tartışarak, düşmanla başa çıkmak için ne yapabileceklerini tespit etmeye çalıştılar. Düşmana karşı hazırlık yapmadan ateşe atılmak sünnetullaha aykırıdır. Hazırlık ne kadar iyi ve yoğun olursa, Allâh'ın (cc) yardımı da ona göre çok ve bereketli olur. Biz nasıl olsa imkân yok, yapacak bir şey yok deyip yerimizde otursaydık, ilahi yardımı hak eder miydik? Burası tartışılır. Sonuçta emeksiz, gayretsiz ve bedelsiz bir şey olmuyor. Allah (cc) şöyle buyurur: “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” (Necm 53/39)

3. Bu hazırlıklardan biri ruhi olgunluk açısından nefis tezkiyesi ve ruh terbiyesidir. Birisi de ilim, irfanla mücehhez olup fikri açıdan hazırlanmaktır. Bir diğeri fiziki açıdan spor yapıp zinde kalmak ve bununla beraber zamanın savaş sanatını da iyi bilmektir. Bir diğeri emniyet ve güvenlik açısından gerekli tedbirleri almaktır. Bir diğeri ve özellikle dijital asrımızın en önemli bir savaşı olan siber savaşa hazırlıktır. İşin bir başka yönü; tüm zorluklara ve imkân kıtlığına rağmen yapabildikleri kadar silahlanma hazırlığıdır. Bir başka hazırlık ise bilişim ve sosyal medya ve kitle iletişim açısından hazırlık yapılmasıdır. Ayrıca gıda üretimi ve depolama konusunda da ciddi hazırlıklar yapmışlardır.

Kardeşlerim şunu da ifade etmeliyim ki, “Kassam Tugayları” meleklerden oluşmuyor. Onlarda insan olup bizim gibi her beşeri özellik ve zaaflara sahiptirler. Ancak onları farklı kılan özel sıfatları da vardır.

İhlas, samimiyet ve davaya sadakat.

İslam ve mukaddesat uğrunda fedakârlık konusunda gerektiği kadar ciddiyet ve gayrete sahip olmaları.

Sahip oldukları her şeylerini dava uğrunda ve gerektiğinde gözlerini kırpmadan feda edecek bir şuura ve fedakârlığa sahip olmaları.

Kâfirlere karşı onurlu ve şiddetli oldukları kadar, mümin kardeşlerine karşı ise olabildiğince mütevazı ve merhametli olmaları. “Velâ ve berâ”yı gereği gibi anlayıp tatbik etmeleri.

Hep “ribat” halinde olup cihada hazır olmaları. Şehid İmam Hasan el-Benna’nın dediği gibi; “Kendilerini her dem kışlasında sefer için emir bekleyen birer asker gibi görmeleri.”

Bizdeki inat gibi onların da inatçı olmaları. Ancak onlardaki inat, Allah (cc) için ve Allah (cc) yolunda olup hakkı savunma konusunda azim ve sebat sahibi olmalarıdır. Eğer inat batılda değil de hak için ve hak yolundaysa övgüye layık bir sıfattır.

Bir başka özellikleri sır saklamaya çok dikkat etmeleri, sadece gereken yerde ve gerektiği kadar konuşmalarıdır. Düşmanın tüm imkânlarına rağmen Kassam direnişini kıramamasındaki önemi bir sebep de budur.

Kassam Tugaylarının erlerinde bu ve bunun gibi nice güzel vasıflar vardır ki, bazıları anlatılmaz yaşanır. Sahabenin faziletiyle kıyaslamaksızın onlara kısaca “asrımızın sahabeleri” diyebiliriz.

Gazze direnişinin önemli bir gücü de direniş ve cihadın halka mal olmasıdır. Aldıkları İslami eğitim ve terbiye sayesinde Gazze halkının hemen her bir ferdi birer mücahit konumundadır. Genci ihtiyarı, kadını ve erkeğiyle sarsılmaz bir imanla sebat ve direniş göstermeleri sıradan bir olay değildir. Bunun altında yılların emeği olan ulema ve davetçilerin güzel örneklikleri ve eğitim çalışmaları vardır.

Bir sabah Gazze’nin bir camisinde bir sabah namazı kılmıştım. Baktım ki, cami çocuklarla dolup taşıyor. İmama sayılarını ve bu güne özel bir program sebebiyle mi yoksa camiye gelişleri her gün böyle yoğun mu diye sordum. Dedi ki: “Bu onların doğal halleri olup her gün bu şekilde camiye namaza gelirler. Sadece namaz da değil, diğer eğitim ve sosyal faaliyetlerde de aynı iştiyakla gelirler. Aynı bereket ve hizmet aşkı diğer camilerimizde de aşağı yukarı böyledir.”  Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...

Muhammed Özkılınç

 



Bu yazı 16 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI