Filistin’de binlerce çocuk açlıktan ölürken, rahatlık bize helal mı?
Gündem değişiyor…
Ama Gazze’deki zulüm, aynı şekilde devam ediyor!
Gündeme kapılmayalım,
Gazze’yi unutmayalım!
Gazze’nin sesi biz olmalıyız,
İsraf bize haramdır.
Gülmek, eğlenmek bize haramdır.
Soframızdaki, üstümüzdeki, evimizdeki, cebimizdeki her fazla, bize haramdır.
Seyirci kalıyorsak
Cennet dahi size haramdır!
Ey Müslümanlar!
Suskun ve aciz, helâk olmuş ölüler gibi yaşamayalım!
Hâlâ kalplerimiz sızlamıyor mu? bu acı felaketler karşısında
İmdat, imdat!
Kimse yok mu Allah için, ümmetin namusu için öfkelenecek?
Gazze bir toprak parçası değildir!
Gazze bir duruştur!
Gazze, insan olmanın ve insan kalmanın verdiği duygudur, gururdur.
“Baba… Neredesin?
Neden geç kaldın?”
Küçük Hazem,
yiyecek aramak için yola çıktı…
Ama, soykırımcı İsrail tarafından şehit edilen babasını
gözyaşlarıyla arıyor!
Yahudiler, dronlarla tespit ettikleri Gazze’li çocukları bombalayarak katlediyor.
Bu çocuklar aç, ellerinde çuvallarla bir umut arıyor…
Yiyecek bir şeyler… yaşamdan bir kırıntı!
Bu çocuklar daha ne kadar dayanabilir?
Omuzlarına, bizim sorumluluğumuzu yükledik.
Yazıktır!
İnsanlık, bugün bir kez daha sınavda.
Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan gemiler engelleniyor.
Bu;
açık bir insan hakları ihlali,
açık bir zorbalık,
devlet terörüdür!
Bu sadece Gazze’ye değil…
İnsanlık onuruna yapılmış bir saldırıdır!
Biz, Gazze’ye ulaşımın sağlanmasını istiyoruz!
Yardımı durdurmak, insanlığı durdurmaktır!
Zulme karşı susmak, zulmün ortağı olmaktır.
Filistin yalnız değildir.
Yusuf Öztek