Bugun...


Mehmet Maksut

facebook-paylas
Şeytanları taşlamak / Sorumluluğumuzu kuşanmak
Tarih: 16-01-2025 08:09:00 Güncelleme: 16-01-2025 08:09:00


20 yüzyıl büyük savaşlar, mega ölümler çağıyla dolu iken 21 yüzyılda küresel emperyalist güçler teknolojik maddi üstünlükleriyle zulümlerini, sömürülerini, haksızlıklarını küreselleştirdi. Hayata biçimsel ve maddesel bir nesne olarak bakmanın sonucu olarak insani, vicdani, manevi olan her şey küçümseniyor, hayatın dışına itiliyor. Bu durum tarihe yeni acılar bırakıyor. İnsanlık küresel kapital sistemin oyuncağı haline getirilerek değersiz nesnelere dönüştürülüyor.

 

Emperyalizm ve siyonizm işbirliği ile İslam coğrafyalarının sınırları, algıları, kültürleri, inançları, idareleri şekilleniyor. Dostluklar ve düşmanlıklar, iyiler ve kötüler, doğrular ve yanlışlar küresel sitemin ölçütüyle geçerli kılınıyor. İslam ölçü olmaktan çıkarılarak edilgenleştiriliyor.

 

İsrail'deki "din ile milliyet", "din ile devlet" bütünlüğünü bunca zulme, haksızlığa rağmen sorgulamayanlar, Müslüman coğrafyalarda "İslam ile milliyetin", "İslam ile devletin" bir cümlede dahi bir arada kullanılmasına müsaade etmiyor. Laiklik, yobazlık, gericilik, çağdışılık, ortaçağ zihniyeti olarak baskılanıyor. Aynı zihniyetler Müslüman coğrafyaların paramparça edilmesine, katledilmesine, teknolojik silahların deneysel alanı haline getirilmesine sessiz kalarak onay veriyor.

 

Batı dünyasının tanımlarıyla, değerleriyle, tepkileriyle kendimizi tanımlamamız, değerlendirmemiz, tepkisel pozisyonumuzu belirleme ezikliğinden vazgeçmeliyiz. İmanımızı imkanlarımızla, takvamızı teknolojimizle, merhametimizi maddi medeniyetimizle birlikte kılmalıyız. Dünya ve ahiret bütünlüğünde ahiret bilincinin ışığında dünyamızı imar etme sorumluluğumuzu kuşanmalıyız. Zalimlere, şer güçlerine, kötülüklere karşı mücadele etme sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız. Sorumluluklarımızdan kaçmak sorunları çoğaltmaktır. Tarihte her kötülüğün arkasında bir sorumsuzluk hali vardır. Hiçbir kötülük sessiz kalarak iyiliğe dönüşmemiştir. Sessizlik, tepkisizlik kötülüğün yayılmasına müsaade etmek demektir.

 

Çağ ne olursa olsun biz kimliklerimizle var olmalıyız. Kimliksiz olmak hiçbir şey olmaktır.  Kimlik hassasiyetinin erozyona uğratılması, kapital düzenin bizi daha çok sömürmesi isteğidir. "Kimliklerin markalaştığı" bir dönemden "markaların kimlikleştiği" bir döneme geldik. "İnanç" yerine "ihtiyacı" esas alan kimlik tanımlamalarından uzak durmalıyız. İnanç tüm zamanların en büyük ihtiyacıdır.

 

Kapitalizm insanın ihtiyaçlarına cevap vermek yerine insanın ihtiyaçlarını ölçüsüz ve sınırsız bir şekilde kışkırtıyor. Kapital düzen bedenleri sınırsız ve şuursuz özgürleştirirken ruhları ve zihinleri sınırsız derecede etkisizleştiriyor, köleleştiriyor

 

Her şey hızlı bir şekilde ters yüz oluyor, yüzsüzleşiyor, kimliksizleşiyor. İnsan her şeye aşina kendine yabancı kılınıyor. Kendini tanımayan, kendisiyle barışık olmayan insanlar; inançlarla, manevi değerlerle kapital düzenin kışkırtıcı söylemlerinin etkisiyle uzaklaştırılıyor. Kapital düzen yeni ve gereksiz korkular yayarak insanı sürekli kendi çarkına sermaye kılıyor. Köksüz, değersiz, tarihsiz, omurgasız bir yapı ile geleceğe varılamaz..

 

Adalet neyi hak ediyorsak ona sahip olmamızdır. Maalesef inandığımız değerlerin çok gerisindeyiz. İlahi sorumluluklarımızı taşıyamamanın sonuçlarına maruz kalıyoruz. "İslam bizi geri bırakmıyor biz maalesef İslam'ın gerisinde kalıyoruz."

 

İnançlardan bağımsız bir adalet inşası tarih boyunca insanı güçlülere karşı koruyamamıştır. Güçlülerin adaleti yerine, adaletin güçlü olması gerektiğini yüce Allah emreder. Adalet; gücün esası, mülkün temelidir. Lakin günümüzde adalet güçlülerin hizmetinde bir araç olmaktan öteye gitmemektedir.

 

Modern emperyalizm kendisini uygar, ötekileri barbar şeklinde tanımlayarak halkları sömürgeleştirmeyi doğal bir hak sayıyor. Modern emperyalizm güçlülere özgü siyasal, kültürel ve toplumsal çerçeveleri, İslam toplumlarına militer yollarla zorla kabul ettirmeye çalışıyor. Modern emperyalizm özgürlük, insan hakları, demokrasi sloganları altında korkunç kötülükler sergiliyor. Kötülüklerini medya aracılığıyla haklılaştırıp normelleştiriyor. Filistin'de çayır çayır yanan insanlar için bir cümle dahi kur(a)mayanlar Amerika'daki yangınlar için gözyaşı döküyor. Bazılarına insanlık nasip olmuyor lakin insan dahi olamayanların insan haklarına öncülük etmesi de bizi çok yaralıyor.

 

Emperyalist güçler "Terörizmle savaş" adı altında Müslüman coğrafyalarda her türlü terörü hiçbir sınır, ahlak, hukuk tanımadan uyguluyor. Terörizmin kendisi olanlar modernizm, özgürlük kavramları maskesinde barbarlığı sergiliyor.

 

Tarihin iyi yönde ilerleyebilmesi için, her türlü kötülükle mücadele etmeli, pasif suç ortaklığını reddetmeli, kendi değerlerimize ve tanımlarımıza ihanet etmekten vazgeçmeliyiz. Karşı durmadığımız için her gecen gün kötülükler çoğalıyor, sıradanlaşıyor.

 

Umudumuz diri tutalım. Her insana ancak çalıştığının karşılığı vardır. (Necm 39)



Bu yazı 43 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI