Hem de Kemalist rejimin yegâne ve biricik meyvesidir. Çünkü Kemalist rejimin iki aşamalı dayatması vardı: Birincisi herkese Türk kimliğini dayatması, ikincisi daha sonra da hepsini birden laikleştirmesi.

Böyle olunca Kürtler Kemalist rejimden iki darbe yediler: Birincisi Kürt oldukları için, ikincisi de Müslüman oldukları için. Türkler ise sadece Müslüman oldukları için laiklik darbesi yediler.

Ne zaman başladı bu zulüm? Kurulduğu günden itibaren başladı. Hem de zulmün en şiddetli dönemi kurulduğu dönemde oldu, daha sonra CHP iktidarlarıyla gevşemeden sürüp gitti.

PKK her ne kadar yetmişli yılların sonuna doğru kurulmuş olsa da sermaye olarak kullanacağı ciddi bir zulüm geçmişi vardı.

 Kemalist zulüm birazcık gevşemeye yüz tutmuştu ki Kenan Evren’in Kemalist darbesiyle yeniden hortladı, hem de olanca dehşetiyle. Kemalist samyeli ülkenin tamamında esmiş olsa da özellikle Kürtleri kasıp kavurdu. Aslında her yeri yaktı ama Diyarbakır Cezaevi, zulmün zirvesini yaşamıştı. İşkenceler, cinayetler, tecavüzler, lağımlara sokmalar, pislik yedirmeler, köpeklere tekmil verdirmeler… Merak edenler medyadan bol miktarda malzeme bulabilirler.

Böyle bir dönemde kurulan PKK bugüne kadar geldi ama on binlerce cana ve yüz milyarlarca dolara mal oldu.

Ve bugün yeni bir döneme giriliyor, örgüt kendisini feshediyor, bu ülke için çok büyük bir kazançtır. Bize göre işin en güzel tarafı bu işi başlatanın Sayın Devlet Bahçeli ve MHP olmasıdır. Çünkü MHP’nin bir Kemalist yanı vardır, Kemalizm’in sloganlarını her zaman sahiplenmiş olmasıdır. Eğer bu adım başkaları tarafından atılmış olsaydı kıyamet koparılırdı.

 Gelelim endişemize: Hani demiştik ya PKK Kemalist rejimin ürünüdür diye. PKK’ya bugün yeniden can suyu verecek ve hortlatmaya çalışacak olan kesim de Atatürkçülerdir. Sanal âlemi velveleye veriyorlar ama bilemem o kadar güçleri var mı göreceğiz. Atılan adımı provoke etmeye çalışanlar konusunda uyarıların yapılması da sevindirici.

Fakat bizi üzen ve hayrete düşüren bir şey daha var. Kemalizm bitiyor, miadını dolduruyor derken bir de bakıyoruz iktidar cenahından ve özellikle iktidar medyasından muhafazakâr Kemalist kalemler türemeye başladı.

Yine iktidar partisinin yeni kongresiyle oluşan karar alma merkezlerinde Kürtlerin bulunmaması, olanların da dışlanması hiç de hayra alamet değil.

Selam ve dua ile.