Aslında teğmenlerin kılıçlarını çekip şıngırdatmalarında öyle şaşılacak bir şey yok. Bu anayasa bu haliyle var olduğu müddetçe bu şekilde kılıç savuranlar hiç eksik olmayacak. Nitekim bu ülkede sonu darbeyle biten ne kadar kılıç çekmeler olmuşsa istisnasız hepsinin bahanesi bu anayasa olmuştur.
Yine sizin buna şükretmeniz lazım, sadece kılıçlarını çekip “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diye slogan attılar. Eskiden olsaydı mutlaka bunun arkasını getirirler, darbeyle tamamlarlardı.
Unutmayalım, kılıç çekenler güçlerini doğrudan mevcut anayasadan, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinden alıyorlar, şimdiye kadar da hep böyle olmuş. Kılıçlı beyefendiler şöyle bir bakıyorlar, işler kendilerinin hoşlarına gitmeyen istikamette seyrediyor, hazır ellerinde kılıç varken çıkarıp herkesi hizaya sokmaya çalışıyorlar vesselam.
Hem sadece anayasada yazıp kağıt üzerinde de kalmamış, ayrıca devlet erkanının tamamı, ülkeyi yönetenlerin hepsi eksiksiz Mustafa Kemal’in ilkeleri üzerine yemin ettiklerine göre, daha da önemlisi bu ülkenin bütün öğrencileri gece gündüz onun ilkelerini talim ettiklerine göre...
Şimdi niye kılıç şangırdatmanın doğru olup olmadığını tartışıp duruyorsunuz? Hoşlanmamışsanız bu işten, yapılacak şey çok basit; anayasanın o maddelerini kaldıracaksınız, yoksa teğmenlerin kılıç şangırdatmalarına alışacaksınız vesselam.
Bakın, size bir akıl daha vereyim. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı CHP’ye ait değil mi, ikide bir seslendirmiyorlar mı? Hatta bu yüzden ihraç edilen teğmenlere sahip çıkmadılar mı? Üstelik Mustafa Kemal CHP’nin genel başkanı değil mi, CHP’liler ikide bir bununla iftihar etmiyorlar mı?
Başta diğer bütün siyasi partiler olmak üzere bu ülke insanı; “CHP ile böylesine özdeşleşmiş bir Mustafa Kemal ilkelerine biz niye ant içiyoruz?” demediği müddetçe daha çok kılıç şakırtısı dinlersiniz vesselam.
Bu yazıyı İslam’ın aziz şehidi İskilipli Atıf Hocanın şehadet yıldönümü münasebetiyle ziyaret ettiğimiz mezarından yazıyorum.
Selam ve dua ile.