Fırat Üniversitesi’nin 50.yıll anma etkinliklerinde konuşan TBMM Milli Savunma ve Güvenlik Komisyonu Başkanı Hulusi Akar “Arkadaşlar Filistin’de şanlı bir direniş var” diyerek şunları dile getirdi; Gazze 360 Km² ve 18 aydan beridir hala İsrail bütün imkanlarıyla, en modern silahlarıyla vurmasına rağmen bu bir avuç alanı kontrolüne alamadı. Bu müthiş bir direniş.

Birinci dünya savaşında Danimarka 43 BİN Km²  bir alana sahipken 6 saatte teslim alındı.

1907 yılında İsrail adına ilk terör örgütü kuruldu, o gün bu gündür canı istedikleri Filistinlinin kapısına dayanıyor, evinden çıkarıyor ve evi yıkıyor. Böyle bir mezalim dünyada görülmemiş. Ne akıl var, ne mantık var, ne vicdan var… Ayrıca o terir örgütleri siyasi parti kurdular ve aynı mantıkla zulme devam ediyorlar, Dolayısıyla İsrail bir terör devleti bu terör devletini durdurmak lazım.

Bu zulme karşı yönetimlerin çoğu kör ve sağır durumdalar, özellikle yönetimler tabi. Ama bir az aklı, biraz vicdanı olan bir az insanlıkta nasibini almış olanların hepsi ayakta, bunlar arasında devlet adamları var, akademisyenler var, sanatçılar var…

ABD’de 25 milyon takipçisi olan repçi biri habire İsrail’in zulmünü youtupta paylaşıyor, uyarılara rağmen… Biz de onu cesaret ve duyarlılığından dolayı tebrik ediyoruz.

Şu anda Gazze’de en büyük sorun açlık ve susuzluk, ki biz evlerimizde bunları yiyecek, içecekten saymıyoruz, başka ne var? Diyoruz. Ne yazık ki bir bardak suya, bir dilim ekmeğe muhtaç insanlar var,  açlıktan ölenler var, yardımların ulaşılmasını engelliyorlar, Cumhurbaşkanımız, Dışişleri bakanımız bu konuda çalışma ve çaba içindeler, inşallah yakında bu sorun çözülür.

Bize düşen sabah akşam kahvaltımıza oturunca Gazze’de ölenlerle rahmet, kalanlara sabır selamet dilemektir,  onlara faydamız olmasa da biz insan olarak onları unutmayalım. En azında insan olarak bu dehşet karşısında, bu soykırım karşısında bir tepkimiz olsun.

Bütün bunlara rağmen umutsuzluk yok! Ye’se düşmeyelim, inşallah bir şekilde, bu zalimler döktükleri kanda boğulacaklar.

Boykotu yabana atmayın, sevgili gençler boykota devam edin. Belli firmaların ürünlerini almayın, hayret ediyorum! yan yana iki Market var kişi duyarsız davranarak İsrail malını satan marketi tercih ediyor, yada İsrail malını alabiliyor.

Öncelikli hedefimiz ve dileğimiz 1967 sınırında Başkenti Doğukudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır, “yaşasın Filistin devleti” diyorum, Libya’da başarılı bir iş yaptık, Ukranya meselesinde iyi bir diplomasi sürdürüyoruz. Tahıl satış yolunu açtık, Akdeniz’in savaş alanı olmasını engelledik bunlar kolay işler değildir.

Savaş çare değil, arkasında telafisi zor zarar ziyan bırakıyor. Bakın Ukranya’nın şimdiye kadar olan maddi kaybı 1 trilyon dolar, ona gelen yardım üç miyar euro düşüne biliyor musunuz? kısacası savaş kötü bir iş. Allah savaş vermesin, savaş tehlikelidir. İnşallah Ukranya- Rusya arasında barış sağlanır, sonra sıra İsrail Filistin’e gelir.

Hulusi Paşa’nın bu duyarlı ve içten konuşması, sabah akşam Gazze’yi dua ile anmamızı tavsiye etmesi, boykota devam etmemiz konusunda katılımcıları uyarması ve savaşın bu aşamada zarar/hasar dışında bir şeye yaramadığını dile getirmesi önemliydi,  bu münasebetle kendisine müteşekkirim,  bu kadar dertli olan Milli Savunma Komisyonu Başkanının elbetteki Gazze ile ilgili bir eylem planı da vardır, ama bazı bilgilri de paylaşmak doru olmasa gerek.

Ben geçen sene TASAM’ın organize ettiği 12 saatlik Milli Savunma ve Güvenlik Akademisine katıldım, orada bir dersimize gelen Korgenerale bir katılımcı sordu ülkemizin Filistin’le ilgili durumu nedir?  Korgeneral tebessüm ederek; “Gazze’ye yönelik eylem planın altında benim imzam var, her bir şeyi anlatmak doğru değil ama eylem planımız tam işliyor” dedi.

Malum insan bu zulme karşı bir fiili fiziki saldırı bekliyor, ama neticeye bakmak lazım, sonunda eğer Gazze halkı, o ablukadan o saldırıdan kurtulmayacaksa  yapılan saldırı ne işe yarıyor? Ayrıca Türkiye öyle İran’ın yaptığı gibi lokal saldırılar da yapamaz, savaşa başladı mı tüm imkanlarıyla yerle bir edene kadar savaşır, böyle bir saldırı ne getirir ne götürür hesabını yapmak lazım. Bu maddi kaygı/korku değil stratejik bir değerlendirmedir.

Ben de Hulusi Paşanın dediği gibi İsrail’in döktüğü kanda yakında boğulacağına inananlardanım.

Mevlam o günleri görmeyi bize nasip etsin, amin demeniz dileğiyle.