40 Yıldır imanla, edeple, kanaatle, cennet aşkıyla yetişen bir nesil, bir ayağı dünyada, diğer ayağı ukbada olacak tarzda haksızlığa karşı varlığını ortaya koyan Hamas samimi duruşuyla önce Gazze halkının daha sonra da dünyanın gönlünü fethetti.
İslam dünyası tıpkı Yaserlerin, Sümmeyelerin işkenceyle ölümünü seyr edercesine Gazze’deki katliamı, soy kırımı seyretti. İlk birkaç ay tereddütle kalan dünya kamuoyu olup biteni iyi okudu ve Hamas’ın yanında yer aldı. Bu insanlık için iyi bir gelişmeydi, ama bedeli ağır oldu, tabi insanlık öyle bir gaflet uykusuna düşüştü ki uyandırmak için ancak böyle bir musibet, böyle bir haksızlık, böyle bir zulüm onu uyandırabilirdi.
Gazze zulmü, Siyonist zihniyete sahip Yahudi’lerin ne kadar korkak, vicdansız ve ahmak olduğu ortaya koydu. Öyle ki yer yüzünü Yahudi’ye dar ettiler, artık hiçbir Yahudi yüksek sesle “ben Yahudi’yim” diyemez. Çünkü beklenmedik bir tepkiyle karşılaşabilir.
Şimdiye kadar insanlık nezdinde bir değer haline gelmiş hiçbir ölçüyü tanımadan, Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı demeden, masum insanları öldürdüler.
Gazeteci, Sağlık personeli, Öğretmenleri öldürdüler,
Cami, Okul, Kilise, Hastane ayırımını yapmadan her tarafı yakıp yıktılar.
Ne hikmetse Gazze’yi teslim almak için iki hafta olarak düşündükleri savaş, ayları, yılları geride bıraktı ama İsrail amacına ulaşmadığı gibi tam tersine kan kaybetti. Dünya kamuoyu nezdinde değerden düştü.
İsrail’in üretiminden pazarlamaya kadar, uluslar arası banklardan kazandığı haksız kazanca kadar, kimi devlet yetkililerin yularını elinde tutuğuna dek bir çok oyunu deşifre oldu, öyle ki dünya Gazze yanlısı ve Gazze karşıtı diye ikiye ayrılmış vaziyette.
Ben İsrail’in Gazze karşısında mağlup olacağına hep inandım, öyle de oldu. Çünkü mazlumun tarafında yüce Allah vardır. Ama yeri geldiğinde rahmet elini uzatır. Evet İsrail zulmü canımıza tak etti, ama ne şekilde olursa olsun ölümün sonu cennetse baş göz üstüne demek insanın içinden geliyor.
Bu dünya öyle çekilmez bir duruma gelmiş ki hırsızı, arsızı, yalancısı, düzenbazı çoğalmış bunlarla mücadele etmek de çok zor, ne mutlu bu dertli dünyadan beratını alıp gidene, evet bazen insan arkada bıraktıklarını da düşünüyor ama kıyamet günü kişi sıkıntıya girince başkasının sevabından pay almak çok zor hatta imkansız, şefaat makamında olan kimseler hariç, tabi öyle birileri etrafımızda varsa.
Gazze, dünyayı uyardı,
*Demokrasi gibi sihirbaz bir ifadenin içinin boş olduğu,
*İnsan hakları denildiği zaman Müslümanların insan sayılmadığı,
*Çocuk hakları denilince Müslüman çocukları dairenin dışında kaldığı,
*Kadın hakları dediği zaman ar ve edep duygularını kaybetmiş, halkın ortak malı, moda ve kozmetik sanayinin müşterileri olan kadın haklarından bahsettikleri ortaya çıktı.
Gazze dünyayı uyardı,
Birleşmiş milletler bir oyalama kuruluşu olup mağdur ve mazlumların başına tokmak vurmak için var olan bir örgüt olup, 193 ülkenin gücü İsrail devletine yetmediği ortaya çıktı.
Buna rağmen Lahey Adalet divanı bir tarih yazarak Netenyahu’nun tutuklama kararını çıkardı ve doğru bir karar imza atarak tarihe not düşürdü.
Bu haksızlık karşısında sessiz gibi duran ama derin bir eylem planına sahip olan Türkiye’yi çok suçlayan oldu, fakat Türkiye stratejik eylem planının dışına çıkmadan adım adım yoluna devam etti, bu gün dünya nazarında da bir adım önde olduğu ortada.
Bütün bunları 8 milyar insan arasında belki %1 oranında bilen vardı, şimdi bu oran %51 oldu, artık kahır ekseriyet bunu biliyor, diğerleri de bu kavramlara temkinli yaklaşıyor.
Hasılı kelam Gazze dünyanın kap gözünü açtı diyebilirim, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, İsrail malına uygulanan boykot devam edecek, ürettiğine pazar bulamayacak, her geçen gün devletler İsrail’le yaptığı anlaşmalara şerh koyup mesafeli duracaklar, Suudi ve benzeri ülke yöneticilerin halkları tarafından ifadeleri alınacak, bir yandan "İslam Birliği" kurulurken, diğer yandan dünya silkelenerek toparlanacak BM yapısı, karar alma şekli değişecek, benden söylemesi.
Selam ve dua ile, bilin ki bende yoktur hile, 15 yıldır bu sahadan haberim var herkes bunu bile.
Eyüphan Kaya