Abdullah Öcalan’ın yakın tarihte toplumun düştüğü çukurdan kurtarabilmesi için son yarım asırda olup bitenlerden çok bin yıllık beraberliğe bakmak gereğine dikkat çekmesinin bir karşılığı olmalı.DEM parti bir yandan devletin istediği hizaya gelirken, diğer yandan da Kürtlerle barışık bir duruma gelmesi lazım.
Şayet bu silahsızlanma süreci başarıyla sonuçlanırsa;
Parti tüzüğü;
İlahi Öğreti ve özellikle İslam dini ile barışık hale getirilmeli,
LGBT ve türevlerine destek vermekten vazgeçmeli,
Kadını sokağa çekmekten vazgeçerek, Aileye önem vermeli,
Komünist, Leninist düşünceden tamamen vazgeçmeli,
Abdullah Öcalan Abdullah olmayı kabul etse dahi partinin başına getirme çabalarının kesinlikle olmamalı, Selahattin Demirtaş için kapı aralanabilir.
Partinin başına geçenlerin yukarıda saydığım hassasiyete sahip olmalı,
Şu Eş başkanlık kompleksinden de vazgeçmeleri lazımdır.
Bu vasıflarla Cumhur ittifakına direk ya da dolaylı olarak destek verirse ileriye dönük siyasette bir değer haline gelebileceği ihtimali vardır.Yoksa köhnemiş CHP gibi marjinal kalacak ve gün gelecek siyaset sahnesinden yıldızı kayacak, benden söylemesi.
Bu başkanlık sistemiyle bir yandan vekil seçiminde Darbölge seçim yöntemine gidilecek, diğer yandan zaman içinde Eyalet Yönetimi gelecek.
DEM partisi bu günkü argümanlarla artık siyaset yapamaz, çünkü bu değerlerin Kürt ve Kürdistan ile alakası yok.Dışarıdan empoze edilmiş bir siyaset tarzıdır, ne yerlidir ne de milli.
Benim gibi insanlar toplumun yalnız kahramanları durumundadırlar, ileriye bakarken siyasi dengeleri, devletin ali menfaatleri, ya da kırmızı çizgilerini dikkate almadan yazarlar, çizerler. Bir yerlerden beklentileri de olmayınca hakikatleri berrak bir şekilde, ağzında gevelemeden dile getirirler.
Dolayısıyla kanaatim o ki, ileri ki aşamalarda şu parti pirti meseleleri ortadan kalkacak ve iki ya da üç eğilimli seçimler olacak, ayrıca seçimlerin de bu kadar cazibesi de olmayacak, çünkü hırsızlık arsızlık dönemi kapanıyor, ideolojik siyaset rafa atılıyor, vekillik bu günkü gereksiz yersiz, icapsız rant ve kazanç kapısı olmaktan çıkıyor/ çıkacak.
Eğer ülkemiz için “yeni yüz yıl” deyince iş olsun diye demiyorsak, 85 milyon vatandaşın selamet ve huzurunu istiyorsak üstat Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi “Affı umumi, sulhu umumi ref’i imtiyaz” istiyorsak, yol budur, yok eğer günümüzün kirli siyasetin yaşamasını istiyorsak zaten hep birlikte rezil olacağız.
Devletin üç ana erki olana Yasama, Yürütme ve Yargıya baktığımız zaman Yasama organı kalite bakımından yerlerde sürünüyor, ne demişler “Şerefül mekani bil mekin(Bir yerin değeri oradan oturanla ölçülür)” fazla da bir şey demeye gerek yok. Vekil adaylığı için 7 kriter getirmedikçe, “gel vatandaş, gel” misali vekil adaylığını önemsemedikçe işimiz zordur arkadaş!
Şu anda toplumun başına bela olan şu ucuz siyaseti adam etmek vatandaş olarak hem hakkımız, hem de görevimizdir. DEM parti ve genel siyaset uyar mı uymaz mı onların bileceği iştir.
Benden söylemesi.