Mesela devlet erkanının belli günlerde Anıt kabir ziyareti ve deftere not bırakması benzeri görülmemiş çarpık bir zihniyet örneğidir, günümüzün değerleriyle izah etmek mümkün olmadığı gibi Mustafa Kemal’in yönetim tarzı ve talebi de değildir. Kişiyi şirke kadar götürecek bu uygulamaya yetkili etkili insanları mecbur etmek haktan reva mı?
Hangi akıl ölümünden 17 yıl sonra naşını buraya taşıdı, hangi gaye ile bu uygulamayı resmiyete monte etti, askeri ve mülki erkanın buraya tekmil vermesini bu şekilde tasarladı halk nezdinde pek bilinmiyor, neredeyse bu eleştirimi de evirip çevirip 5816 numaralı yasaya bağlayacak kimseler bile var. Bu haktan reva mı?
Tarihin derinliklerinden gelen hukuki normlarını bırakıp, İtalya, Fransa, Roma, Almanya ve İsviçre’den ithal yaslar getirip buna Türk Hukuk sistemi demek basit bir kopyacılık ve ucuza kaçmaktır, elin gavurunun hazırladığı sistemle bu milleti idare etmek haktan reva mı?
Bu milleti tarihi bilgi ve dini değerlerinden uzak tutma adına alfabesini cebren ve hile ile değiştirip bunu bir inkılap olarak pazarlamak, milyonlarca okur yazar vatandaşı bir gecede bilmediği bir alfabeye muhtaç etmek haktan reva mı?
Kahir ekseriyeti Müslüman olan Anadolu insanı için kurulmuş devletin değerlerini, yasa, anayasa ve idari tarzını İslam’ın temel değerlerinden bağımsız duruma getirmek, tabir yerindeyse aslana tilkinin postunu giydirmek haktan reva mı?
Allah’ın insanlığın huzur ve selameti için yasakladığı bütün değerleri mevcut sistemde serbest bırakmak; Faiz yasal, Kumar yasal, İçki yasal, Zina Yasal …hatta teşvik etmek tabir yerindeyse Allah’a meydan okumak haktan reva mı?
Ne ibrettir ki 1949 yılında Kahire’de Türkiye Amerika arasında imzalanan bir sözleşme ile talim terbiyemizi Amerika’nın nüfuzuna teslim etmek vicdansızlık değil mi? Şu Fullbright söleşmesi 4+4=8 kişilik bir komisyon tarafında idare ediliyor, 4’ü Türkiye vatandaşı, 4’ü Amerikan ancak bir karar almada oylar eşit çıkarsa ABD konsolosu ne dese o olur, bu haktan reva mı?
Sen ey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, sen işte böyle bir sistemle yaşıyorsun.
Onun için iç huzurun yok,
Onun için talim terbiyeyle verimli insan yetiştirmen çok zor,
Onun için bir Müslüman evladı okula imanlı teslim edildiği halde inancı ya zayıflamış, ya da din düşmanı olarak karşımıza çıkıyor.
Eğer Türkiye’nin yeni yüzyılına gerçekten inanıyorsak, bu sıkıntıların her birini kesinlikle ortadan kaldırmak lazım.
Bu haksız rejim başımızda oldukça;
1-Anayasalarımız inanç ve kültürümüzle uyumlu hale gelemez, dolayısıyla sosyal huzurumuz hep yaralı olur, oradan hep sıkıntı bize gelir.
2-Kürt meselesinin ortadan kaldırılması mümkün değildir, maalesef şu anda ırkçılık para eder durma gelmiş.
3-Adil gelir dağılımını unut bence, malı götüren götürüyor.
4-Edep, haya, merhamet.. vb insani değerler artık enayi işi olacak.
5-CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi gibi sözleşmelerle kadın erkek kavgası başlayacak ve bir arada kahırla, kederle oyalanıp durmuş oluruz.
6-Onun için PKK içimizde etrafımızda dolaşıyor,
7-Onun için siyaset sahası rant kapısına dönüşmüş…vs.
İşte mesele budur kardaş ister inan ister inanma!
Kurtuluş savaşı sürecinde köyümüzden seferberlik çağrısı gereği cepheye giden 80 babayiğitten bir tanesi dönmüş onun da babası şehit düşmüş eğer bu çarpık düzene karşı olma suçundan olmasaydı, bizim köyde “şehitler abidesi” olacaktı, ama bu sistem bizi vatan haini ilan ediyor.
Kendinize gelmenin zamanı gelmedi mi?
Biz birbirimizle uğraşa uğraşa bu ladini sistem başımıza çorap örmeye devam edecek?
Bu haktan reva mı?
Uyanık olun,
Mevcut devlet bizim fakat bu Kemalist sitem bizim değildir,
Bu sisteme ayar vermek hepimizin tek tek ve toplu olarak vazifesidir.
Sakın ola şu Demokrasi, İnsan Hakları ve Özgürlük kavramlarıyla oyalanmayalım, bunlar sadece İslami değerlere alternatif olarak üretilmiş içi boş cafcaflı ifadelerden ibarettir.
Benden söylemesi.
Eyüphan Kaya