“Allah'a ve Rasulü’ne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin, ayrılığa düşmeyin; sonra zayıflarsınız ve direnecek gücünüz kalmaz. Sabredin, şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Enfal 46)
Gazze… Yirmi iki aydır gökyüzünden ateş yağıyor, yerden açlık yükseliyor. Çocuklar yetim, anneler yorgun, babalar yaralı… Fakat hâlâ dimdik duran bir direniş var. Bu direnişin arkasında, ümmetin yüreği atan milyonlarca mümin bulunuyor.
Ancak ne acıdır ki, bizler çoğu zaman farklı tonlarda, parça parça, ayrı ayrı sesleniyoruz. Her biri kıymetli olan bu çabalar, birleşmeyince karar alıcıları etkilemiyor, medya ambargosu altında boğuluyor.
Oysa Rabbimiz açıkça uyarıyor:
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; bölünüp ayrılmayın.” (Ali İmran 103)
Bugün, Köklü Değişim’in çağrısıyla “GazzeİçinBirleşelim” demek, bir tercih değil; imanımızın gereği, vicdanımızın borcu, tarihî bir zorunluluktur.
Farklılıklarımızı, fikir ayrılıklarımızı, hatta küskünlüklerimizi bir kenara bırakalım.
Omuz omuza verelim, “Gazze için ben de varım” diyelim.
Tek bir ses, tek bir yürek, tek bir duruş olalım.
Unutmayalım, Resûlullah ﷺ buyuruyor:
“Müminler birbirini sevmekte, birbirine merhamet etmekte ve birbirini korumakta bir vücuda benzer. Vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar da uykusuzluk ve ateşle ona katılır.” (Buhârî, Müslim)
Gazze, ümmetin yaralı kalbidir. O kalbin acısını hissetmeyen, kendi imanını sorgulamalıdır.
Şimdi sesimizi büyütme, eylemlerimizi güçlendirme, sözü muhatabına ulaştırma zamanı.
Gayret bizden, tevfik Allah’tandır.